Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Hasan Kaya

Sırça köşk

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

Sırça Köşk, Cumhuriyetin ilk döneminin sakıncalı yazarlarından, eseri sakıncalı görüldüğü için, o zamanın derin devleti tarafından öldürülmüş eseri de yasaklanmış Sabahattin Ali'nin öykülerini topladığı kitabına ismini veren altı sayfalık masal türündeki yazsısıdır.

Gençliğimizde 1966 yılı Varlık yayınları tarafından basılan eserinden “Sırça Köşk” eseri okuyucudan özür dilenerek çıkarıldığı için bu bölümünü okuyamamıştım. Bu nedenle tekrar okumayı istediğim halde, önceliklerimin arasında olmayan eser ile ilgili bir marketin reklamında satışa sunulduğunu görünce, fikrimi değiştirerek 3,95-TL'den alıp okudum.

Yanlış okumadınız eserin fiyatı dikkat çekecek kadar ucuz: 3,95-TL. Devamlı alışveriş yaptığım kitap satış sitesinde başka yerlerde piyasa araştırması yaptım. Aynı eser, aynı sayfada sayısında olmak üzere, 20-TL'den başlayıp 8-TL kadar fiyatlarla satışta idi.

Nutuk'un 35-TL olduğu yerde, Atatürk isimli saygınlık kitabının 2.500-TL'den satıldığı yerde, 3.95-TL kitabın market raflarında satılması, üzerinde durulması kayda değer çok önemli bir vakadır.

Esas üzerinde durmak istediği öykü kitabına ismini veren kitabın son kısmında yer alan altı sayfadan ibaret 1945 yılında kaleme alınmış olan Masalımsı anlatıdır.

Üç tembel arkadaş, yüksek bir tepeden aşağıdaki şehre bakıyorlarmış. Kendilerini bu şehir halkına çalışmadan nasıl kabul ettireceklerini düşünürken, içlerinden birinin aklına düşen fikir doğrultusunda yola koyulmuşlar.

Şehir, o memleketin baş şehriymiş, burada yaşayan insanlar zorbalık nedir bilmeyen, efendi siz, uşaksız, çalışkan ve hakkaniyetliymiş. Üç tembel arkadaş şehrin pazarında dolanırken daha önceden planladıkları gibi sürekli “Allah Allah… Amma da acayip memleket ha…” diye söylenmişler. Şehrin sakinleri sonunda dayanamayıp sormuşlar üç arkadaşın neye şaştığına… Onlar da bu memleketin sırça köşkünün nerede olduğunu sormuşlar. Halk, üç arkadaştan sırça köşkün ne olduğunu öğrenip “Bizim başka şehirlerden ne diye noksanımız olsun? Mademki bu kadar lazımmış, hadi hep beraber şu sırça köşkü yapıverelim” demişler. Yabancıların elebaşısı: “Olmaz… Sırça köşkü yapmak o kadar kolay değil… Masraf ister, malzeme ister, işçi ister. Bırakın bizi de sırça köşkü olan şehre gidelim!” demiş. Ama halk bırakmamış, “Ne lazımsa verelim, kimselerin memleketinden aşağı kalmak istemeyiz!” diye direnmiş.

Gel zaman git zaman üç arkadaşın elebaşılığında sırça köşk kurulmuş, kurulması yetmemiş üzerine kat çıkılmış. Üç arkadaş halktan kendi hizmetlerini görecek olanları da seçmiş, yani, her şey yolundaymış (!) Nasıl olsa halk çalışıp didinip doymak bilmeyen Sırça Köşk'ü beslemekteymiş. Ama gel zaman git zaman halkın verecek bir şeyi kalmamış ve Sırça Köşk'ten gelen en son emir sonun başlangıcı olmuş: Herkes kendi elindeki son koyunu verecek… Çünkü yalnızca onlar kalmış… Halk elindeki son koyunları da kızgınlıkla sırça köşke vermiş vermesine ama isyan da yakınmış… Üç tembel arkadaşın elebaşısı ortalığı sakinleştirmek için sırça köşkün içinde yaşayanlar için kebap yapılan koyunların kellelerini halka dağıtmış. Kellelerin birinin dili, birinin gözü, birinin de beyni yokmuş. Halktan biri “Böyle başın da bana lüzumu yok” diyerek, boynuzundan tuttuğu kelleyi fırlatmış sırça köşke… Sonrasında da “Sırça Köşk” yerle bir olmuştur.

Bir masaldan, anlı şanlı kocaman bir devletin, altı sayfalık masalla ne alıp veremediği olabilir ki yayımlanmasının akabinde Bakanlar Kurulu kararıyla toplatılsın? Yazarı da öldürülsün…

Nedeni açık: Sırça Köşk devlet yapısını eleştiriyor, iktidar sahiplerini, kendilerini aynı hikâyedeki gibi güçlü ve ne olursa olsun ellerindeki iktidar sayesinde yıkılmayacak sananları eleştiriyordur; halk işin farkına vardığında nasıl da güçlendiğini ve o sırça köşktekileri nasıl oradan indirebildiğini gösteriyordur.

Kitap yasaklanır, Sabahattin Ali öldürülür, bazılarının içi rahatlar ama Sırça Köşk yıllar sonra bile korku salmaya devam eder. Çünkü asalaklar, yalancılar, sahtekârlar sırça köşkün akıbetinden her zaman korkarlar…

 

  YORUM YAP / YORUM OKU
HASAN KAYA DİĞER YAZILARI
 ÇOK OKUNANLAR
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS