Olay şöyle; 31 Ağustos 2017 tarihinde saat 15:30 sıralarında, Hakkari'ye 20 kilometre uzaklıktaki piknik alanı olarak kullanılan Kanireş Çeşmesi'nde dört kişi, silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile vuruluyor.
Mehmet Temel (35) yaşamını yitirirken, İbrahim Sak (54), İsmail Aydın (43) ve Musa Tarhan (54) ise yaralanıyor.
Olaydan sonra Hakkari Valiliği bir açıklama yaparak vurulanların, “Bölgedeki teröristlerle toplantı halindeki işbirlikçiler” olduğunu belirtiyor…
Valilik, daha sonra SİHA'nın vurduğu İbrahim Sak ve Musa Tarhan'ın taburcu olduktan sonra, “Terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklandıklarını duyuruyor…
Olayın ardından CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında SİHA'larla vurulanların terörist değil, sivil insanlar olduğunu iddia ediyor.
Bunun üzerine başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, AK Partili bakanlar ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Tanrıkulu'nu ağır sözlerle eleştiriyor. Tanrıkulu'nun iddiasına bir eleştiri de Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geliyor…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialarını dile getirirken kullandığı kimi cümleler nedeniyle Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatıyor.
Bunun üzerine Tanrıkulu gazetecilere yeni bir açıklama yaparak, “Beni suçlamakla bu gerçekleri örtemezler. Bana kesin bilgi gelmezse paylaşmazdım. Ben milletvekiliyim, eleştiri hakkımı, ifade özgürlüğümü kullanamazsam vatandaş nasıl kullanacak. Ben bir iddia ortaya attım. Bu bir eleştiri, bir iddia” diyor…
Şimdi ortada iki ayrı iddia var; devlet, “PKK'lı terörist ve işbirlikçileri” vuruldu diyor, Tanrıkulu ise, vurulanların sivil olduğunu öne sürüyor.
Hükümete ve devlete düşen görev, olayı araştırmak ve açıklığa kavuşturmak olmalı.
Tanrıkulu'na yüklenmek, onu hedef tahtasına koymak bu iddiaları ortadan kaldıracak mı?
Bu devlet; FETÖ'den DEAŞ'a, PKK'dan DHKP-C'ye dek onlarca kanlı terör örgütüyle mücadele ediyor.
Dört koldan sürdürülen bu yoğun mücadelede yanlışlıklar da yapılabilir, ama devlete düşen görev, eğer bir iddia var ise bunu araştırmaktır.
Eğer bir yanlışlık var ise bunu kamuoyuna açıklamak, olayı araştırmak, soruşturmak, sorumluluk ve ihmali bulunanları tespit etmek ve gerekeni yapmaktır.
Unutmayalım tirajı en yüksek gazete, dedikodu gazetesidir. Çünkü insan beyni, gerçeklerden ziyade, duygu yüklü dedikodulara inanmaya daha fazla meyillidir.
Devlet ise şeffaflaştığı ölçüde vatandaşı ile kucaklaşır…