Toplumumuzda “Senin baban muhtar mı?” diye kullanılan bu soru cümlesi, her konuda hakkına razı olmayıp kendisini ayrıcalıklı ve öncelikli görenler için söylenir.
Ülkemizin seçim sathi mahalline girmesi ile birlikte kendisini her zaman ve her konuda ayrıcalıklı görmeye alışmış kesim, kendini üstün görme budalalığını siyaset ve propaganda çalışmalarında da dik alası ile uygulamaya başladılar.
Kendi destekledikleri partilerinin her parti ile İttifak yapmasını normal ve meşru görüp İttifaklarını destekleyenleri kutsarken, kendilerini desteklemeyenlere de kara çalmalarını gördükçe insan ister istemez “Hayrola hemşerim sizin babanız muhtar mı?” diye sormadan edemiyor…
Yıllarca ülkemiz askerine pusu kurmuş, bu vatan evlatlarını zorla dağa kaldırmış, binlerce askerimizi şehit eden PKK ile iltisaklı parti ile birlikte yol yürümek için çareler arayanlar, silahlı eyleme katılmamış benzeri başka bir partiyi İttifakına alanları ise suçlamaya kalkıyor…
Kendi partisinden bir çuval dolusu partilisi rüşvetten, irtikaptan, küfür ve hakaretten hüküm giymiş içeri atılmış, ceza almış olmasına rağmen onları “Kumpas mağduru. Bir karıncayı bile incitmemiş masum insanlar” diye temize çıkarırken kendi partisinden veya İttifakından olmayanların alayı hırsız diye yaftalamaktan geri kalmıyorlar…
Kendini desteklemeyenleri zır cahil, ama kendi partisinden okuma yazması dahi olmayanları da entelektüel ve aydın kişiler olarak nitelemekte bir sakınca görmüyorlar…
Geçen seçim Cumhurbaşkanları adayı olan İnce bu seçimde CHP'den ayrıldı ve kendi partisini kurdu. Görünen o ki şimdide yarışa Cumhurbaşkanı adayı olarak girecek gibi duruyor… -Burada Akşener için devreye giren ve ikna eden çevrelerin İnce üzerinde de çalıştıklarını belirtmek isterim-
Kendisine TBMM'de Grup kuracak kadar ödünç milletvekili verecek kimsesi olmadığı içinde yüz bin imza toplayıp, seçime girmeyi planlıyor.
Fonlandığı için kalemi tonlanmış bir yazar “Her seçimde milyonlarca oyu tasnif eden YSK'nın Muharrem İnce'yi aday göstermek için yüz bin imzayı nasıl sayacağını dert etmiş. Kendi partisinin olağanüstü kurultay için imza toplayan altı yüz delegenin imzasını sayamayanlar ile bir tutup çemkirmeye çalışıyor…
Bu ve benzeri akıl ve izan dışı çitte standart ile çarpık düşünceleri gördükçe insan evladı olan herkes “Bunların babaları muhtar mı?” diye sormadan edemiyor.
Babaları muhtar mı bilmem ama uluslararası destekçileri ve fonlayanları çok…
TV100 Yazarlarından Fuat Uğur, 14 Mart 2023 tarihli yazısında “Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyasını sosyal medya aracılığıyla desteklemek için Taksim'deki otelde üs kurup yöneten ABD'li ekibi” deşifre etti. Adamlar dünyanın öbür ucundan üşenmemişler, Kılıçdaroğlu'nu desteklemek için ülkemize gelmişler otele yerleşmişler. Tabi bu bilinen ve görünenlerden sadece bir tanesi...
ABD seçimleri öncesinde ABD Başkanı olursa Türkiye'de muhalefete destek vereceğini söyleyen Biden, "Başkan seçilirsem Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğini” ilan ediyor.
ABD merkezli Bloomberg gazetesi “2023 yılında dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de olacak “başlığı ile bir haber analiz yayınlıyor.
Amerikan Washington Post Gazetesi'nde Türkiye'de yapılacak seçimlerle ilgili kaleme alınan başka bir görüş yazısında ise “2023 yılında dünyadaki en önemli seçimin Türkiye'de olacağına ilave olarak bu seçim sonucunun ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Asya'daki dengeleri değiştireceğine dikkat çekiliyor.
Bununla da yetinmiyorlar bu egemen güçler tarafından fonlanmış basın ve yayın organları hiç gizlemek ve saklamak ihtiyacı duymadan ilan ile Erdoğan karşıtı editör arıyorlar…
Egemen güçler bu defa Türkiye'deki seçimi şansa bırakmak istemediklerini dost düşman herkese göstere göstere yapmaktan çekinmiyorlar.
Her türlü propaganda aparatı ile sahaya inmiş, siyaseten olağanüstü seferberlik ilan edilmiş ve topyekûn taarruza geçmiş durumdalar…
Düne kadar siyaseten olmaz, iki dünya bir araya gelse bunlar bir araya gelmez dediğimiz zıt görüş ve düşünceler bugün aynı masada…
Birçok kripto bugün kendini deşifre etmeyi göze almış, gerçek düşüncesini açık ederek dün savunduğu fikirlerinin tam zıddı bir istikamette yürüyor…
Siz babası muhtar olanların söylediklerine değil de halkın sözlerine ve gözlerine bakın diyeceğim ama…
Halk çok sessiz… Gözleri de bir başka bakıyor ve bir başka parlıyor. Konuşanlarında şaka mı gerçek mi söylediği belli değil…
“Ben size gününüzü göstereceğim” modunda ama kime gününü göstereceği konusunda hiç açık vermiyor…
Seçimler balık sırtımı dersiniz... Başa baş mı dersiniz ama seçmen bu defa fikrini açık etmiyor ve sandıkta görüşürüz diyor...