Ne bileyim ?
Hep kahır...
Hep kahır...
Bıktım be !
Der ya Cem Karaca...
Hep şekvâ hep şekvâ çok bıktım galiba ki Ömer ' i yıllar sonra yeniden yazma kararı aldım...
Hani şu yırtık ayakkabısından çorabını değil direk ayaklarını gördüğüm Ömer ' i...
Hani yüzünde her zaman kocaman bir gülümseme olan...
Sürekli şikayet makamında olanlar ah bir kere görselerdi onu...Çok isterdim cidden...
Epey yol yürürüm ondan sonra ama hiç unutmadım onu...
Güzellikler iz bırakır, ne desek nafile... Okul idaresi yeni bir spor ayakkabısı alınca ona , kocaman adımları... İşte orada duruyor, hatıralarımda...
Ah çocuk! Kim bilir nerede şimdi? Ne yapıyor? Ne düşünüyor şu anda şimdi şimdi? Nâzım ' a inat hayat pahalılığını fasulyanın neden saatlerdir pişmedigini falan düşünmüyordur umarım... Ahmed Arif gibi karanlık ve hırslı da değildir, pozitif bir dünyada pozitif insanlarla hemhâldir inşallah... Tek yol anarşi demeyen...
Kaosu benimsemeyen...
Ah çocuk... Böyleleri serap gibi kaybolur sessizce birden , devlet bize sahip çıksın falan demeden...
Hem bugün ne oldu biliyor musun ?
Ya da hep oluyordu boş ver !
Ne düşündüm biliyor musun ?
"Kimi öğrenciler " deki "kimi" ye sıfat deyince ter ter tepinir ya bazıları...
Nasıl sıfat oluyor hocam ? diye...
Neden ?
Çünkü yıllarca bu yolda dirsek çürüten birine saygıyı -asgarî saygıyı- öğrenememiş...
Neyi öğrenmiş peki ?
Aleyna Tilki ' ye saygıyı öğrenmiş...
16 yaşında barlarda sanatı ile ailesine bakan çocuk!
Gururla evladını tweetlerle savunan bir baba !
Yemin ediyorum pozitif olacağım!
Ey saygı!
Geldiysen 3 kez kapıya vursana!
Sen olsan bari !
Çünkü
Öyle muhtacız sana!
Nüket Belsan Taşören