Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Havva Bütün Saraç

Şehit olmayı isteyebilmek

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanımız hepimizin söylemek istediği ancak bu kadar cesur ve net dile

getiremediği şeyi söyledi. “ŞEHİT OLMAK İSTİYORUM” dedi. “Ben de vatanım, milletim, dinim için

şehit olmak istiyorum.” Zalim ittifakların korkutamadığı, hatta karşısında titrediği zihniyet budur.

Ölümden korkmayan, kutlu davası, özgürlüğü, mücadelesi uğrunda Erdoğan gibi “kefenimizi giydik de

bu yola çıktık” diyebilmektir.

Zira böylesi bir düşünce sistemi ancak varlığından, kendinden daha çok öncelediği, önemsediği

değerleri olanların yapabileceği bir fedakarlıktır. Sadece malından, mülkünden değil canından da

vazgeçebilme. Tolstoy bunu “Nefsin menfaatlerinden vazgeçme” olarak tanımlar ve bir ateist, böyle

bir düşünceyi Budizm'in felsefesi gibi görüp küçümseyebilir, ‘Nefisten vazgeçip Nirvanaya ulaşmak'

olarak niteler ve alay eder”, demektedir. Nefis menfaatlerinden vazgeçilmediğinde ise bir insanın

hayvandan farkının olmadığını vurgulamaktadır, Tolstoy.

Taner Yıldız da tam bu menfaatlerden nasıl ve hangi düşünceyle vazgeçtiğini muhalif düşünenlere

şamar gibi atıp geçiyor. “Ne bedelli askerliği, ben zaten şehit olmak istiyorum. Yani ben canım için

bir endişe taşımıyorum, bu yolda bedel ödenecekse, ödemeye hazırım.” mesajını veriyor.

Kritik bir süreç içerisindeyiz. Siyaseti, küçük ya da büyük menfaati olanların değil güçlü bir ideali,

davası, geleceğe yeni ufuklar açmak, kalıcı sözler söylemek, özgür bir dünya bırakmak isteyenlerin

yapması, bu yolda gerekirse ölmeyi bilenlerin konuşması gerekmektedir.

Çözüm süreci, barışı tüm kalbiyle isteyen Ak Parti'nin en önemli projesiydi ve yıllarca kardeş kanı

dökülmeyen bu ülke huzurlu bir iklime kavuşmuştu. Analar askere evlatlarını içi rahat

göndermekteydiler. Ne yazık ki Müslümanların iktidar olmasını istemeyen iç ve dış mihraklar, Gezi ve

17 Aralık operasyonuyla iktidardan düşüremedikleri Ak Parti'yi, bu defa da PKK ve IŞID vasıtasıyla

düşürmeyi denemekteler.

Ak Parti hükümeti PKK'ya zorunlu olarak operasyonları yaptı, yapmaya devam etmekte . Şu an bu

operasyonlardan en çok PKK ‘nın zulmü ve tahakkümünden dolayı canından bezmiş bölge halkı, Kürt

kardeşlerimiz memnun. Ancak tek bir endişeleri var: Toplum bunu etnik bir savaş olarak algılarsa ve

yeniden Türk-Kürt birbirine düşman gözüyle bakmaya başlarsa…

Erol Göka, Türkler de de Kürtlerde de kavmiyetçiliği “Batıdaki gibi modernliğin ve kapitalizmin

kurucu sınıfı burjuvazi, dini kollektif kimlikten uzaklaştırıp sekülerliğe yer açabilmek için yapılan bir

hamle” olarak değerlendiriyor. PKK ve HDP ‘de aynı kavmiyetçi düşünceyle yola çıkmıştır ve şu an

HDP ‘yi direkt ya da dolaylı yoldan destekleyenler de aynı projenin ürünüdür.

PKK'yı hedef alan operasyonlar ırkçı bir söylem geliştirilerek “Ne Mutlu Türk'üm” demek için yahut

“Türk'ün gücünü göstermek” için asla yapılmamakta, bu anlayış içinde olanlar varsa da büyük bir hata

yapmakta. Etnik bir savaş gibi gösteren HDP yahut paralel yapı hükümetimizin eli kanlı örgüte karşı

zorunlu bir mücadele başlattığını gizlemekteler.

VE PARALEL HEZEYANLAR

Fethullah Gülen'den inciler devam ediyor: “Biz de hata yapmış ve şefkat tokatına maruz kalmış

olabiliriz ve bu nedenle Allah bize bir zalimi musallat etmiş olabilir. Bu zalim Allah'ın kılıcıdır” gibi

Cumhurbaşkanımızı hedef alan, taraftarlarını ağlamaktan, bizi de gülmekten öldürecek laflar ediyor.

Çözüm Süreci zarfında sürekli Saman TV'de Şefkat Tepe dizileri, ülkemizde savaş varmışçasına yayına

sürülmüştü. Şimdi bir Demirtaş sevgisi, PKK sempatisi sormayın gitsin. Sürekli aynı gazete, dergi,

televizyon kanalı ve Herkul.com izleyen, okuyan kitle muhakeme, sorgulama melekelerini yitirmiş

olmalı ki elinde zikirmatik, okyanus ötesinden zalimlerin kahr u perişan olması için 999999' lu yeni

zikirleri (beddua, kargış veya mülane) eda etmekteler. Yine himmet toplarken “Yel yele,sel sele

karışmış, taş üstünde taş kalmamış, Hoca Efendimizin anıldığı evlere ne hikmetse hiçbir şey

olmamış” masallarıyla afyona dönüştürdükleri dinin etkisi altına aldıkları, kullandıkları insanlar şunu

bilmelidir ki Taner Yıldız'ın da ifade ettiği gibi her şehitin kanı onların da ellerine bulaşmıştır. Bu

vebalden asla kurtulamayacaklardır.

  YORUM YAP / YORUM OKU
HAVVA BÜTÜN SARAÇ DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS