Geçtiğimiz yıl bugün (1 Aralık 2022) bir HDP duruşmasında bu şahıs, zapta geçirerek tescil ettiği bir yalan söyledi:
“‘Seni başkan yaptırmayacağız' demeseydi bunlar başımıza gelmezdi' deniyor. 3 Nisan 2015'te Erdoğan, ‘Dolmabahçe Mutabakatı'nı kabul etmiyorum' açıklaması yapıyor. Ben hala ‘seni başkan yaptırmayacağız dememişim.” (tescilli yalan aşağıdaki HDP sayfasında hâlâ duruyor: sondan üçüncü paragraf)
https://hdp.org.tr/tr/demirtas-dosyadaki-ihlal-ve-usulsuzluk-sayisi-bini-gecti/16925/?fbclid=IwAR0nW7qSvI8frFtn7_YUKZRHDR1VlJBpomwmNlvlj9c0IMABKHAd56k9NK4
Defalarca taradığım herkese açık Google ve Youtube kayıtlarında, 3 Nisan 2015'te Erdoğan'ın böyle bir şey dediği de yok! (Bilen-gören biri bulup gönderirse bana, özrümü dileyip lafımı geri alacağım.) Temmuz-Ağustos gibi, aylar sonra benzer cümleleri var Erdoğan'ın...
Erdoğan'ın Fidan'ı Öcalan üzerinden Oslo'ya odakladığı günlerden başlamak üzere; zamanın Uluslararası Komplo merkezleri (Washington-Berlin-Brüksel) DE –yerel ayağı “Doğan Medyası” eşgüdümünde– bulup buluşturdukları “cila-krem-vernik” çeşitleriyle bir “parlak çocuk” sezaryeninde odaklındılar...
Aynı günlerde (14 Temmuz 2010); Dersim'in Munzur Üniversitesi'nden 20 Haziran 2019'da 2 günlük “Ada Seferi” zirvesine tırmanacak olan maratonumun başlarındaydım...
Uluslararası Komplonun yereldeki “kronik” Öcalan sorunlularının bazı kripto unsurları ise; tarzından ve temposundan asla ara-ve-fire vermediğim bu maratonuma: “İntikam peşindesin hoca” türü vur-kaç “eylemsellik” hamleleriyle saldıradururlar...
Fakat asıl intikamı kimin alacağını hep birlikte göreceğiz: Zira iletişim (basın-yayın) mezunu olarak “en ileri” cümlesi “Sayın Öcalan” olan “yeğen Ömer” gibi vasat-altı bir “profil” bile, 5 yıl sonra o Kamuya Bildirinin hâlâ güncelliğini koruduğu “uyanışına” kadar geliverdi !!!
5 yıl önceki günceli okunurken o Haziran sıcağında, Urfa'nın hangi serin gölgeliğinde uyuduğu hâlâ bilinmezken...
İmalı konuşmaya hacet yoktur: Bu ucube profili bile, öyle bir uykudan böyle bir “uyanıklığa” getiren bu halkın, yerel seçimlerde “intikamı” nasıl alacağını bil-cümlemiz görecektir... Gün ola harman ola!
100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde öncesi görülmemiş biçim-ve-içerikte –ve açıklıkta– adına “29. İsyan” denen örgütün liderini bu kadar dolaysız merkeze alan lideri/hükümeti/devleti (zamanın “CHP-MHP faşizmi” ile el-ele diz-dize), “muhalefetçilik” şaklabanlığı perdesinde bu kadar hedef alacaksın: Ve bu halk bunu ilanihaye görmeyecek! ...
En son da; “Ü.Özdağ faşizmi” ile devlet protokolü imzalayan (“yeğen” figürünün bile yayınlamaya kadar geldigi) Kılıçoğlu'na: Yürü bay Kemal, Yürü millet ittifakı” diyeni görmezden-anlamazdan gelecek... Öyle mi?
Hep söylerim: halk eğitimsizdir, cahil bırakılmıştır, doğru. Ama halkı aptal sananlar, hep asıl aptal olmuş olanlardır !
Dolayısıyla bu şahsın; BDP'nin başına geçirildiği 1 Şubat 2010'dan (Erdoğan'ın Hakan Fidan'ı PKK yöneticileriyle İmralı'dan Oslo'ya görüşmelere gönderdiği günlerdir bu !) 17 Mart 2015 günü o “grupta” 3 kez tekrarlayarak “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği güne kadar:
Aşağıda “şekilde görüldüğü” gibi, boyunun en az 7 katı büyüklüğünde ukala-ötesi lafları/dalaşmaları ve banal saldırıları dışında; 7 yıla yakın sürecek olan İmralı-odaklı süreci başlatan Erdoğan liderliği veya hükümeti hakkında bir (1) adet olumlu/yapıcı bir cümlesini (yazılı veya sözlü) bulup bana gönderirse biri:
Yukarıdaki zabıt-tescilli yalanına bir “dil sürçmesi” deyip
“intikam peşindeki hoca” olduğumu itiraf edeceğim!
İlgili herkese söz!
Bulunamazsa: “...Bu Yalanı Niye Söyledi?” serisine –asıl nedeniyle– devam edeceğim.
Söz!
Ali Kemal Özcan
1 Aralık 2023