Millet İttifakı ortaklarından, Saadet Partisi Genel Başkanı, Temel Karamollaoğlu; doğduğu, büyüdüğü, bir zamanlar Belediye Başkanlığını yaptığı ve Milletvekili seçildiği Sivas'ın; İstanbul'daki tanıtım günleri etkinliğine konuşmasını yapmak üzere çıktığı platformdan hemşerileri tarafından “Hainler dışarı” sloganı ile protesto edilip yuhalanınca, konuşmasını yapamadan, tepkilerin giderek artması üzerine etkinliği terk etmek zorunda kaldı.
Milli Görüşün Lideri Necmettin Erbakan'ın kurduğu partide genel başkanlık makamında bulunan Karamollaoğlu'nun, yaşı gereği siyasetteki son demlerinde hemşerileri tarafından, “Hainler dışarı” sloganı ile protesto edilmesine ve yuhalanmasına çok üzüldüm.
Erbakan ile siyasete giren, O'nun rahle-i tedrisatında yetişen ve rahmetlinin kurduğu son partinin genel başkanı olan Karamollaoğlu, köklü bir siyasi geleneği ve belirgin kırmızıçizgileri olan Milli Görüş geleneğinden olmasına rağmen, Millet İttifakının içinde yer alması siyaseten ilkesizlik olarak görülmüş olması nedeniyle, emanete sahip çıkmadığı için parti tabanından büyük tepki toplamıştı.
Milli Görüş, zalimin karşısında, mazlumun ve hakkın yanında yer almayı gerektiren bir dik duruş hareketidir. Bu hareketin içinde yer alan insanların rotası, istikrarlı bir çizgisi, hak ile batıl karşısında duruşu çok önemlidir. Karamollaoğlu, Rahmetli Erbakan'ın vefatından sonra Milli Görüş çizgisi ile bağdaşmayan, taban tabana zıt görüşler arasında gel-git yaşaması, Millet İttifakının içinde yer alması, İstanbul seçimlerindeki uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle Saadet Partisi seçmenleri ve AK Partiye uyarı yapmak için sandığa gitmeyen Milliyetçi ve Milli Görüş taraftarları arasında büyük tepki toplamıştı.
AK Partiye ders vermek için, oy verecekleri başka bir parti olmadığı için sandığa gitmeyen Milliyetçi Muhafazakâr seçmenler, kendi hataları ile yüzleşmek yerine, nefislerine kolay geldiği için İmamoğlu'nun seçilmesinin birinci müsebbibi olarak Karamollaoğlu'nun uyguladığı yanlış politikayı suçluyorlar ve kendilerini aldatılmış olarak görüyorlardı.
İmamoğlu'nun, valiye “ Basit” “İt” tartışması, Bodrum tatili ve “Tatil bana yakışıyor” şımarıklığı, işçilerin çıkarılması, cami logosunun kaldırılması, sel baskınında meteoroloji uyarmadı, depremde çağrılmadım krizi, gibi nedenlerle yaşanan yersiz ve gereksiz tartışmalara kamuoyunda tepkiler oluştu. Saadet seçmeni de İmamoğlu'nun seçilmesinde sorumluluk hissettikleri için vicdanı baskıları sonucu oluşan “Öfke sıkışmasındaki” kabak Karamollaoğlu'nun başına patladı.
Umarım bu tepki, Karamollaoğlu ile birlikte, Milliyetçi- Muhafazakâr seçmen kitlesinin oyunu alabilmek için siyaset yapan bütün partilere ders olur.
Ülkemizin en büyük seçmen kitlesini oluşturan, işinde, gücünde; aşının ve ekmeğinin peşinde olan mütedeyyin, Milliyetçi- Muhafazakâr seçmenler, asaletlerinin bir gereği olarak tepkilerini sandıkta verirler.
Ancak sandıktaki verilen bu demokratik uyarıları siyasi partiler okuyamadıkları veya kulak arkası ettikleri zaman; birde kırmızıçizgileri çiğnendiğinde Karamollaoğlu'na yaptıkları gibi kırıp dökmeden edepleri ile tepkilerini ortaya koyacaklarına kimsenin şüphesi olmasın.
AK Parti tabanında, Reisin haricindeki siyasilere çok büyük bir öfke sıkışması var. Partinin en üst yönetiminden, ilçelere kadarki teşkilatlar da durum üç aşağı beş yukarı aynı durumda. Partide kıyıda köşede kalmış çok iyi insanlar olmasına rağmen, zübük tipli şahsiyetlerin partide söz sahibi olması, parti adına vitrinde gözükmelerine tabanda büyük bir tepki oluşmuş vaziyette. Reis'in gözden geçireceğiz, “Her İl'e bir Ömer” gibi sözleri ile gazını almaya çalıştığı tabanında dipten dibe kaynama devam ediyor.
Bunun yanında 3600 ek gösterge gibi, verilen ama üzerinden bir yıl geçtiği halde tutulmayan sözler var. “ Reis söylemişse tamamdır.” Diyen insanlar, uzun süre ağızlarını açıp konuyu hiç gündeme getirmediler. Bu bir unutma ve kabulleniş değil kırılganlık göstergesidir. Ayrıca, tarım, hayvancılık, eğitim, vb. konularda çözüm bekleyen fakat sorunu devam eden konular var ki, bunlarda toplumsal harareti yükseltiyor.
Birde çarşıya, pazara, elektriğe, doğal gaza ve akaryakıta üst üste gelen zamlarda kimsenin sorumluluğu üstüne almamasının yanında dalga geçercesine her şey yolunda gidiyor, gibi yapılan açıklamalar nedeni ile halk burnundan soluyor.
Karamollaoğlu'nun uğradığının benzeri bir “Öfke sıkışması” AK Partide Reisin haricinde, birilerinin başına patlayacak ama piyangonun kime çıkacağını zaman gösterecek.