Türkiye “yerli” ekonomisinin, diğer bir ifadeyle Anadolu milli kapitalizminin “Menderes'i astınız, Özal'ı öldürdünüz, Erdoğan'ı yedirmeyiz!” şiarı bu sistemsel seçimimizin unutlmaması gerekenidir.
Buna AK Parti MKYK üyesi Ethem Sancak'ın “Mustafa Kemal aslında bir başkanlık sistemi inşa etmişti ama bunun farkına varan Batı, çeşitli tezgâhlarla erken yaşta ve esrarengiz bir şekilde Gazi'yi [M. Kemal] de şehit ettiler" figanı eklenmelidir.
Türkiye ile – Erdoğan ile – ABD ve AB adına Almanya arsındaki bıçak-sırtı hamleleşmeleri (bu küresel hegemonların özellikle Erdoğan'ı tek düşürme vazgeçmezlikleri) Mustafa Kemal'in “esrarengiz” ölümüyle birlikte düşünmeyi/davranmayı unutmak hıyanet değilse de gaflet ve delalet olacaktır...
Tekrar ederim:
Türkiye ile ABD arasında Münbiç müzakereleri esnasında bir Amerikalı “akıl” elemanının (eski Türkiye büyükelçisi) Erdoğan'ı kendi devletine rapor ederken seçtiği aşağıdaki cümleleri yabana atılamaz, bir yazı köşesine konulamazdır.
“Erdoğan'ın [Türkiye'nin] komşuları ve bir bütün olarak Ortadoğu için hevesleri/ihtirasları vardır... AKP meclis grubundaki konuşmasında, ‘Türkiye son iki yüzyılını feda ile heba etmiştir ve Osmanlı İmparatorluğuna ait 5 milyon km. kare kaybetmiştir' — ABD'nin yarısı kadar bir alan' demektedir.” (W. R. Pearson, “Open letter”, The Middle East Institute, February 8, 2018)
“ABD'nin yarısı kadar bir alan” kısmını da ekliyor raportör, konuşmada yok!.. 4 sayfalık şikayetin tümü bu mealdeki “sıcak” uyarılara adanmıştır.
Yarın bu sıcaktan da öte seçime gidiyor Ortakvatan'ımız. Bir tarafta Erdoğan liderliğinde kendi iç/yerel dinamikleriyle küresel dünyada yerini almak isteyen Türkiye, diğer cephede Türkiye'yi yeniden “Şube” (fiili manda) etmeye aday üçlü ittifak. 1940'larda sistemi oturtulan Amerika'nın Ortadoğu şubesi Türkiye emelinde odaklanan üçlü ittifak... İç ayakta CHP (15 Temmuz'un siyasi ayağı) dış ayakta Pensilvanya ve Kandil.
Üçlünün ortak “payda”sı öyle ideolojik, etnik, dini ve/ya mezhebi falan değildir. Tek ortaklık; kaybettikleri oligarşik iktidarı bir daha başka türlü alamama bilincidir.
HDP ve CHP'nin “sosyal medya”larındaki kabarık Akşener “beğeni”leri bu “bilinç”in en somut sosyolojik verileri olarak kayıtlara geçmiş bulunmaktadır. CHP'nin “her evden HDP'ye bir oy” kampanyası da en can havli “sosyolojisi” olarak kayıtlarda yerini almıştır.
Hani “sözkönusu vatan olunca gerisi teferruattır” diyer bir vecizemiz var. Bu gerçeklik (Osmanlı tarihini iyi bilmem), Cumhuriyet tarihinin hiç bir “seçim”indeki kadar bize “şahdamarından daha yakın” olmadı...
Buraya son olarak eklemek isterim: Türkiye “vatan” değil bir Ortakvatan'dır. Bu kelimeyi en çok tekrar edip anlamlandıran Türkiye'ye karşı son isyanın lideri Öcalan'dır. 200 yıllık sorunlu Türk-Kürt ilişkilerini 1000 yıllık “doğa”larına uyarlayacak olan Çözüm Süreci'nin, kendisine kendi elleriyle başlarken bitirtilen “İmralı Öcalan'ı”dır.
“Kürtlerin en ağırlıklı bölümü – yüzde yetmişlere varan kısmı – Türkiye'de olduğu gibi, diğer parçalar veya alanlardaki Kürtler ve birlikte yaşadıkları için Türkmenler de Misak-ı Milli gereği Türkiye'den sayılırlar.” (...Manifestosu I-II-III, s.74, 75.).
İmralı Öcalan'ı manipüle edildi, aldatıldı, kandırıldı. O da adeta “benim zafiyetim budur, bu dünyada en kolay kandırılacak adam benim” der gibiydi Süreç'te maalesef.
Türkiye ile Kürdistan ayrı vatanlar değildir: Türkiye bir coğrafya olarak değil, sosyolojik ve külürel olarak ortaklaşmış vatanımızdır. Hakkarı Türkiye olduğu kadar Edirne Kürdistan'dır. Türk milliyetçiliğinin baş fiğürü Alparslan Türkeş ölümünden kısa süre önce, “Bir Kürt ne kadar Türkse ben de o kadar Kürdüm” demiştir.
Bu Ortakvatan'ımızı batırmak isteyenler bilmelidirler ki; batacak geminin en altında Kürtler, daha altında Alevilerin kalacağını da biz biliyoruz. Ve biliyoruz ki; ne iktidar subaşlarını tutmuş Kürt kendinibilmezleri (eroincisinden rantçısına kadar) HDP'yi Kürt partisi yapar, ne de yükünü almış bir dilim müteahhit CHP'yi Alevi partis yapar.
Naçizane uyarım ve çağrım: ey Türkiye'yi Kürdistan ile savaştırmak isteyen Global efendiler, ayaklarınızı buna göre “denk”leştirin; ey Global'ın “Lokal” ayakları, bu “seçim”imize ona göre ellerinizi uzatın derim.
Yani herkes bu Ortaklaşmış Vatan'ımızın hayatiyetine göre haddinin haritasını çizmelidir.
23 Haziran 2018
Dersim