Yüzyılın seçimi diye nitelendirilen demokrasi şöleni gibi seçimden sonra şapka düştü kel göründü misali bazılarının takındıkları sahte demokrasi maskesi düştü ve gerçek yüzleri bir kez daha ayan beyan ortaya çıktı.…
Gerek seçim öncesi propaganda döneminde olsun, gerek seçim akşamı ve seçim sonrası yaşananlar, söylenenler, yapılanlar, gözlerimizin önünde cereyan ettiği için hepimiz olanları gördük ve tevile ihtiyaç duymayacak şekilde biliyoruz…
Seçim öncesi şişirme anketler, gerçek dışı haberler ile CHP'nin seçimi kazanacağı, Kılıçdaroğlu'nun da Cumhurbaşkanı olacağına taraftarlarını öyle bir inandırdılar ki ortada hol ve yumurta yok iken ham hayaller ile seçimi kazandık havasına girdiler.
Birinci turda sandıklar açılıp da işin rengi belli olmaya, halkın tercihi ortaya çıkmaya başladığında umduklarını bulamadıkları zaman, evi yeri yurdu darmadağın olmuş, yakınlarını kaybetmiş acılı ve çaresiz depremzedelere yaptıkları yardımları haram edip “Beter olun” diyebilecek kadar yozlaştılar.
“Baharlar gelecek derken adeta seçim sandıklarının üzerine karlar yağdı. Bu nedenle de seçim öncesi seçimi kazanıp iktidara gelmek gibi tatlı hayaller kuranların hayalleri kabusa dönüştü ve karda kalmış arpacı kumruları” gibi çaresiz bir durumda sağa sola savruldular. Savrulurken de etraflarına ve bütün halka saldırmaktan geri durmadılar.
İkinci turda 13.ncü yenilgilerini aldıktan sonra da bu defa birinci turda depremzedelere yaptıkları gibi bu defa kendilerine oy vermeyen halkın tamamını hedef alacak şekilde aşağılamaya başladılar…
Her seçim sonrasında yaptıkları gibi “Aziz Nesin'in dediği gibi diye başlayan giriş cümlesi ile halka aptal, cahil, yoksul, koyun, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam” diye güya kendilerince aşağıladılar.
Oysaki bu hadsizliklere söylenecek o kadar çok söz ve yazılacak o kadar çok şeyler var ki…
Ancak böylesi durumlarda “Düşene vurulmaz” ve “Yangına benzin dökülmez” prensibi ile insanımız bu hadsizliklere böylesi seviyesiz ve küstahça yapılanlara karşı cevap vermek yerine belki de hatalarını anlarlar umudu ve edebi ile susmayı tercih etti.
Oysaki seçim öncesi “Denizi görmeden paçaları sıvayanlara”, “Gelin ata binmiş, ya nasip demiş” diye lisanı hal ile çok anlatmaya çalıştık ama anlatamadık veya onlar anlamak istemediler…
Şişirme anketler ve TV kanalları ile gözlerinizin içine bakarak yalan söylüyorlar, durum size gösterildiği gibi değil, sandıklar açılmadan çok fazla havaya girmeyin, sonra hayal kırıklığına uğrarsınız diye dilimizin döndüğü ve edebimizin el verdiği ölçüde söylemeye ve anlatmaya çalıştık ama onlar bir bahar türküsü tutturmuşlardı ki kimseyi duyup dinleyecek halleri yoktu. Kendileri çalıp kendileri oynadılar… Gerçeklerle yüzleşmek yerine kendilerine söylenen yalanlara inanıp umacı nöbetine tutuldular.
Seçim sonrası da seçim sonuçlarına bakıp kendi öz eleştirilerini yapacakları yerde kendilerini memleketin sahibi olarak gördükleri için yüksek perdeden halkı aşağılamayı sürdürdüler…
“Beter olsunlarmış. Bundan sonra acımayacaklarmış… Kurbanda verilecek 15.000-TL'yi ellerinin tersi ile itmişlermiş. Şimdi Kurbanda tavuk kessinlermiş…”
“Köylü kesimin zaten hiçbir şeyden haberi olmadığı gibi hayat pahalılığından da haberleri olmadığından iktidarı desteklemişlermiş…”
Bunu söyleyenler, 3-5 yaşındaki çocuklar olsa belki kişilikleri gelişmediği ve söylediklerinin nereye varacağını hesap edemedikleri için saçmalamaları normal karşılanabilir belki ama bunları söyleyen ve yazan kelli felli, aydın ve fosforlu burnundan kıl aldırmayan yazar çizer takımı...
Beyler lütfen kendinize gelin… Siz kendinizi öyle zannetseniz de bu ülkenin sahibi falan değilsiniz. Bu ülke de kimse şah değil, padişah hiç değil. Siz kabul etmeseniz de bu milletin bütün fertleri eşit haklara sahip bireyler. Bu nedenle de eskiden olduğu gibi halka tepeden bakmayacak ve hoşunuza gitmese de halkın tercihine saygı duyacak ve kabulleneceksiniz…
Bu millet dini inancı gereği, Allah rızası ve emri olduğu için her yıl orucunu da tuttu, kurbanını da kesti…Seçim rüşveti olarak verileceği söylenen 15.000-TL'yi de-sonradan haram edersiniz diye- elinin tersi ile itti…
Bu halk, o kadar onurlu ki oyunu para ile satmaz ve kuru vaatler ile de tercihini değiştirmez… Anlayın artık bunu…
