Atanmış ile seçilmişler ve seçilememişler...
Haddini bilenler ile bilmeyenler...
Burnunun ucunu görenler ile görmeyenler...
Göbeğini kaşıyanlar ile başını taşlara vuranlar...
Bidon kafalılar ile fincan kafalılar...
Halktan kırmızı kart görenler ile kabul görenler...
2022 bütçe görüşmelerinin yapıldığı TBMM'de muhalefet partisinin genel başkanı milletin kürsüsün de konuşurken... Öyle bir hareket çekti ki ... İtirazlar yükseldi, arbede çıktı, Meclis karıştı...
El kol hareketi ile muhalefetin genel başkanı şimdiye kadar şahit olmadığımız bir şekilde çam devirdi. Meclis Başkanı toplantıya ara vermek zorunda kaldı. Grup Başkan Vekilleri ile birlikte futbol maçlarındaki gibi konuşma “VAR” dan tekrar izlendi...
TBMM toplantısının tekrar başlaması ile konuşma stili gölgesiyle kavga eden adam figürünü çağrıştıran Grup Başkan Vekili “Sayın Genel Başkanımız konuşmasını güçlendirmek için sol elinin üstüne sağ eli ile vurmuştur. Ne var bunda?” Diye ciddiyetten uzak, milletin aklı ile dalga geçercesine bir açıklama yaptı.
Bu açıklama ile kendisi de dahil olmak üzere kimseyi ikna edemediği gibi herkesi de kendisine güldürdü.
Halk, bir milletvekilinin şehit yakınına “bacını...s” diye ettiği küfrün kızgınlığını ve kırgınlığını üzerinden atamamış iken Kılıçdaroğlu'nun genel başkan sıfatı ile milletin kürsünden yaptığı bu hareket işin tuzu biberi olduğu gibi şimdiye kadar yapılmış siyasi literatürdeki küfürlerin hepsinin rekorunu egale etmiş oldu.
Kılıçdaroğlu'nun TBMM Kürsüsünden halkın gözlerinin içine bakarak yaptığı hareketin emojisinin hızlı bir şekilde sosyal medyada trend yapması ve aleyhte yorumlar ile dolaşıma sokulması ile birlikte büyük tepki topladı.
Kılıçdaroğlu yaptığı bu hareketten sonra çıkıp özür dileyebilseydi belki daha iyi olurdu. Fakat Kılıçdaroğlu'nun açıklama yapmaması, Grup Başkan Vekili ve CHP yetkililerinin tevile dayalı absürt, inandırıcılıktan ve samimiyetten uzak açıklamaları ise halktan hiç kabul görmedi.
Bunun yanında Cumhurbaşkanı Yardımcısının bütçe konuşmasında:" Milletin kürsüsünden hareket çekenlere, millet öyle bir hareket çeker ki ömür boyu kendinize gelemezsiniz” diye verdiği tepkiye aynı Grup Başkan Vekilinin “Atanmış Hadsiz” diye bağırması ise çok üzücü ve TBMM ağırlığına yakışmayan bir tutumdu...
Bu ülkede insanları her fırsatta, doğulu, batılı; başörtülü başörtüsüz, sakallı, sakalsız diye ayrıştıran ve kamu hizmetindeki insanları da atanmış, seçilmiş diye yapılan ayrıştırmalar her zaman tepki çekmiştir.
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Yardımcısına “Atanmış Hadsiz” diye nitelendirilmesi hiç şık olmadığı gibi halkın büyük kesimi tarafından yadırgandı.
Siyasetteki kalite her gün düşüyor. Bir ülke için büyük öneme haiz bütçe gibi önemli bir görüşme de TBMM'deki bu görüntüler ülkemize hiç mi hiç yakışmıyor...
Halk bu basitliklerin karşılığını sandıkta vermek üzere sandığın önüne geleceği zamanı sabırsızlıkla bekliyor.
Topluma “geliyor gelece olan” soğanı ile pompalanan algı ile halkın kafasındaki tercihler benim gözlemlerime göre farklılık arz ediyor.
Seçime bir yıl gibi kısa bir süre kalmasına rağmen, seçime gireceği aday üzerinde karar verememiş, mutabakat sağlayamamış muhalefet partilerinin erken seçim istemeleri mezarlığın yanından geçerken korkusundan ıslık çalan adam misali gayretkeşlikten başka bir şey değildir.
Evet ekonomik sıkıntılar had safhaya geldi. Hayat pahalılığı milleti canından bezdirdi. Buna rağmen halk muhalefet partilerine güvenmiyor. İnandırıcı ve ikna edici herhangi bir çözüm üretebileceğine inanmıyor...
Bu nedenle de denizi görmeden paçaları sıvamış, henüz seçime gireceği aday üzerinde mutabakata varamamış muhalefetin sandıktan çıkabileceğine başta kendileri olmak üzere kimse inanmıyor...
İşin ucunda Cumhurbaşkanı Yardımcısına “Atanmış Hadsiz” diye bağıranların yakın zamanda kendilerinin de “Seçilememiş Hadsiz” olabilecekleri ihtimalini göz ardı etmemeleri gerekir diye düşünüyorum.
Çünkü Avrupalı dostları her ne kadar arkanızda biz varız deseler de sonuçlar halkın sandığından çıkacak…
Nasıl ki futbol maçlarındaki skoru hakemin bitiş düdüğü belirlediği gibi demokrasilerde de seçim sonuçlarını halkın oy attığı sandıklardan çıkan sonuçların belirlediği unutulmamalıdır…