Türk futbolunda bir türlü onarılamayan yıkık duvarlar, her büyük umudun ardından alışılmış hayal kırıklıkları... Bu yazımda büyük umutlarla 3 büyükleri peşinden koşturup sonra bu takımların sadece yedek oyuncusu olabilmiş ve basamak atlayamamış defans oyuncularından üzülerek bahsedeceğim.
Allah'ını Seven Defansa Gelsin!
Yıllardır bu ülkenin futbolunu takip ederim ve Anadolu'da yıldızı parlamış bir oyuncu gördüğümde büyük kulüplerimizin hemen transfer yarışına girdiklerine şahit olurum. Birden çok kulübün hele hele ezeli rakibinizin aynı oyuncuya talip olması oyuncunun mevcut değerinin iki katına çıkması anlamı maalesef taşıyor.
Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe'nin kulübü ile anlaşıp oyuncu ile görüşmelerde sıkıntı yaşadıktan sonra ezeli rakibi Galatasaray'ın Abdülkerim transferinin ardından bir şeyler yazmak istedim... Öncelikle Galatasaray'ı bu transferden ötürü tebrik ederken Fenerbahçe'yi de para kaynaklı sorundan ötürü bir kez daha böyle bir riski almamasından ötürü kutlarım. Nedir bu risk? Aklıma gelenleri sayayım Yasin Çakmak, Bekir İrtegün, Serdar Kesimal, Sadık Çiftpınar ve belki bir kaç tane daha isim... Bunlar Fenerbahçe'nin büyük umutlarla transfer ettiği lakin Fenerbahçe'de yedek pozisyonunun üstüne çıkamamış bazı defans oyuncularıdır. Belki bu pozisyonun üstüne çıkamamaları sadece onların suçu değil ancak %95 oranında bu sıkıntıyı yaşamakta tesadüfi olamaz.
Gelelim Galatasaray'a... Emre Güngör, Çağlar Birinci, Ali Turan, Veysel Sarı, mekanı cennet olsun Ahmet Çalık. Bu isimlerin arasında bu ne zaman Galatasaray'da oynadı denilebilecek isimler bile varken Anadolu takımlarında belli bir başarıya ulaşan oyuncuları 3 büyüklerin kadrosuna katmak için verdikleri mücadeleler ne kadar mantıklı? Abdülkerim Bardakçı umuyorum ki çok başarılı olsun lakin geçmişe baktığımızda bu oranın düşük olduğunu üzülerek görüyoruz.
En Kötü Sistem... Sistemsizlik!
Türk futbolunda sadece bir pozisyonda değil bahsettiğim sıkıntı her pozisyonda var maalesef. Anadolu takımlarında bir başarı elde etmiş oyuncu 3 büyüklerimizin gözdesi haline geliyor ve kendi aralarında hemen bir transfer rekabeti başlıyor. Kazanan takım başarısını öve öve bitiremiyor ama aldığı oyuncu bir kaç yıl içinde başka bir Anadolu takımına gönderiliyor. Kazanan kim? Kaybeden Türk futbolu...
Peki biraz da nispeten başarılı olanlara bakalım... Egemen Korkmaz iyi bir örnektir Trabzonspor, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de gerçekten belli bir seviyenin altına inmedi. Serdar Aziz çok yüksek seviyelerde sorun yaşayabilir ama Galatasaray'da olduğu gibi şu an Fenerbahçe için de ihtiyaç duyulan bir isim olduğunu düşünüyorum.
Peki belli bir seviyede başarılı olup bu başarıyı devam ettirebilenler nasıl yapmış bir de ona bakalım.
Çağlar Söyüncü... Altınordu'da parladı ve önce Freiburg sonra Leicester City dolayısıyla Avrupa'da yukarı çıkabildi.
Merih Demiral Fenerbahçe'de beğenilmemiş önce Sporting sonra Alanya sonra Sassuolo ve şu an Şampiyonlar Ligi seviyesinde bir stoper olduğunu görüyoruz.
Ozan Kabak 18 yaşında potansiyel gösterdi ve hemen Avrupa'da belli bir seviyeyi devam ettirdi.
Demekki bu oyuncuların yetenekleri kadar biraz da çiçeği yetiştiren bahçivanda da problem var. Yarından tezi yok artık bitirmeye değil geliştirmeye yöneldiğimiz günlere ulaşmak dileğiyle...