Türkiye partisi olma söyleminin de etkisiyle 7 Haziran'dayüzde 13 oy alıp, 80 vekil çıkarmak, HDP için büyük başarıydı.
Oy oranı, vekil sayısı ve seçmen yelpazesini genişleten HDP'nin Türkiye'yi kucaklama iddiası, başarısının devam edeceği beklentisini de doğurmuştu…
Yavaş adımlarla da olsa yürüyen çözüm süreci, HDP'nin seçim barajını aşıp rahatlamasıyla yeni bir ivme kazanabilirdi…
Beklenti de bu yöndeydi…
Zira, seçimlerden 5 gün sonra Demirtaş'ın,Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nın silah bırakabileceğine yönelik açıklaması, yeni bir umut doğurmuştu…
Ta ki Kandil'deki savaş ağaları, sert bir açıklama yaparak anında Demirtaş'a karşı çıkana dek…
“PKK'nın Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bırakma iradesi tamamen bize aittir... Böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, Öcalan'ın da yapması mümkün değildir” diyordu Kandil'deki savaş ağaları…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 26 Haziran'da,“Suriye'nin Kuzeyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz” açıklamasına daüç gün sonra yanıt verdiKandil.
Kandil'in açıklaması tehdit kokuyordu…
Karayılan, “Onlar Rojava'ya müdahale ederlerse biz de onlara müdahale ederiz… Türkiye yetkilileri 6-7-8 Ekim kalkışmasını unutmamalı” diyordu açıklamasında.
Ne de olsa Kobani'dekiyönetimi ele geçirmeleri savaş ağalarının başını döndürmüştü…
Talabani'den yardım isteyen ve Kürtlerin, Suriye rejimine karşı savaşmayacakları garantisini alan Esed, Kobani'yi hediye etmişti Kandil'deki savaş ağlarına…
Neden Türkiye'de de Kobani türü kantonlar olmasındı!..
***
11 Temmuz'da KCK'nın barajları gerekçe göstererek ateşkesi bitirdiğini açıklamasının ardından, 14 Temmuz'da KCK EşbaşkanıBese Hozat'ın, Özgür Gündem gazetesindeyazdığı “Yeni Süreç: Devrimci Halk Savaşıdır” başlıklı yazısı,savaşın başladığının habercisi oldu…
20 Temmuz'daIŞİD'licanlı bombanın, Kobani'ye gitmek üzereSuruş'ta toplanan gençlerin arasında kendini patlatmasıyla 32genç hayatını kaybetti ve gerginlik zirveye çıktı.
Aynı gün KCK EşbaşkanıCemil Bayık halkı silahlanmaya, tünel ve siper kazmaya çağırdı; “Tüm halkımız silah almalı… DAIŞ ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde yer altı sistemi, tüneller, mevzi sistemi geliştirmeli” dedi.
…Ve bu açıklamadan 2 gün sonra Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde görevli iki polis memuru yataklarında uyurkenPKK tarafından infaz edildiler.
Kandil'deki savaş ağaları kararını çoktan vermiş, gerekli hazırlıklar yapılmıştı. Türkiye kan gölüne çevrilecek, PKK'nın etkin olduğu ilçelerden birer Kobani yaratılacaktı!..
Savaş ağaları, kendilerinden emindi; 6-7 Ekim deneyimi tekrarlanacak, halk hendeklerde sipere yatan PKK'lılara destek verecekti!..
Ancak,evdeki hesap çarşıya uymadı. Yöre halkı savaş ağalarınıntüm tehditlerine rağmen kanlı teröre destek vermedi. Sadece evlerinden değil, PKK'dan da hızla uzaklaştılar…
***
Aslında Kürt halkının desteklemediği “hendek siyasetini”HDP'li yöneticilerin ezici çoğunluğunun dadesteklediğini sanmıyorum…
HDP'lilerin sözde desteğinin altında, Kandil'den kırmızı kart görmemek olduğunu düşünüyorum…
Çünkü belediye başkan adayları ile milletvekili adaylarının tümünün Kandil tarafından belirlendiğini, bizzat HDP'li vekiller itiraf ediyor.
Hüsranla sonuçlanacağı ta başından belli olan böyle bir sürece Abdullah Öcalan'ın da destek vereceğini sanmıyorum.
Kandil aklını başkalarına emanet etmeye elverişliyken, Öcalan için aynı şeylerisöylemek pek mantıklı değil.
Neden mi? Nedeni gayet basit:
Öcalan 16 yıldırhücrede, Kandilise dünyaya en açık serbest bölgenin tepesinde…
ABD'nin CIA'i, Rusya'nın KGB'si,İran'ın SAVAMA'sı,İsrail'in MOSSAD'ı Almanya'nın BND'si, İngiltere'nin M16'sı, bu serbest bölgeye en fazla giriş çıkış yapan teşkilatlar.
Öcalan'ın dört bir yanı kapalı, Kandil'in üstü de dahil, beş bir yanı açık;her türlü akıma, her türlü rüzgara, her türlü esintiye karşı korumasız…
Kısacası, 70'ine merdiven dayamış Kandil'deki savaş ağalarının akıl vereni,siyasi çıkarları için kullananı çok.
***
Malcolm X, hırsızlık ve haneye tecavüzsuçu nedeniyle hapishaneyle tanıştığında 20 yaşındaydı…
6 yıl hapis yatıp 1952'de şartlı tahliye olduğunda artık bambaşka bir insandı; sürekli okumuş, kendini geliştirmiş, çok farkı bir insan olmuştu.
Öcalan, 16 yıldır hücresinde; ne CIA'den ziyaretçisi var, ne de KGB'den. Ne akıl vereni var, ne de etkileyeni.
Okuyup yazan, geçmişi ve geleceği sorgulayan, dünya ve Türkiye'deki gelişmeleri değerlendiren Öcalan, reel politik konusunda Kandil'deki savaş ağalarındançok farklı düşünebiliyor.
Ancak O da biliyor ki, Kürt siyasetinde silah kimin elindeyse, karar veren de o oluyor…
Ayrıca Öcalan da biliyorbir atımlık barutu olduğunu; bir çağrıda bulunup sonuç alamadığında,örgüt üzerindekietkisinin daha da azalacağını.
Hücresinde oturup Kandil'deki savaş ağalarının hatalarını izliyor.
Çünkü savaş ağalarının her hatasının, kendi elini daha da güçlendirdiğinin farkında.
***
Öcalan, olup biteniKandil'den farklı okuduğu için Kandil aval aval bakarken, 11 Ocak 2014'te İmralı heyetine, 17-25 Aralık süreci için, “Bu bir darbe girişimidir. Ülkeyi darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir” diyebildi.
Kandil'deki savaş ağalarıkanlı eylemlerin planlarını yaparken, Öcalan “silahlı savaş dönemi bitmiştir”, açıklamasını yıllar önce yapabildi.
Dün İsrail'in, bugün, başta Rusya olmak üzere İran'ın desteği, ABD'nin hoşgörüsü ve cani Esed'in sırt sıvamasıyla Türkiye'nin bazı yörelerini kan gölüne çevirmeye çalışan savaş ağaları, en büyük yenilgi ile karşı karşıyalar…
Başbakan Davutoğlu'nun Mardin'de açıkladığı Eylem Planı; yerel idarelerin yetkilerinin artırılmasından, terörden mağdur olan halkın maddi zararının karşılanmasına, yakılıp yıkılan binaların yeniden inşasından, yöre halkının gönlünün kazanılmasına dek kapsamlı bir sürece işaret ediyor.
Eylem Planı'nın başarıya ulaşması, yakılıp yıkılanlarla birlikte halkın gönlünün de onarılması, PKK'nın kitle tabanının daha da daralmasını beraberinde getirebilir.
Bu da, Kandil'deki savaş ağalarının hayatlarındaki en büyük askeri yenilgi bir yana, en büyük siyasi yenilgi ile tanışmaları anlamına gelir.
