Ramazan ayı gelince çok farklı duygular ve düşünceler kaplıyor Müminlerin yüreklerini.. Her şeyden önce bir huzur iklimi doğuyor gönüllere. Evlerimize şenlik havası bürüyor. Sahura kalkmanın heyecanı, iftarı beklemenin ve başlamanın bereketi ile evde değişik bir iklim oluşuyor. Ramazan davulcuları sokakları caddeleri şenlendirirken, çocuklar da bu sayede güzel adetleri, gelenekleri öğreniyor. Paylaşmayı ve yardımlaşmayı Ramazan ayı sayesinde daha çok önemsiyoruz. Adeta bir eğitim öğretim ayı gibi. Ramazan ayı olmasa bu bilince ulaşabilir miydik acaba? Durumu olanlar olmayanlara fitrelerini, zekâtlarını bu ay içinde veriyorlar. İftar davetleriyle insanlar arasında birlik, kardeşlik havası esmeye başlıyor. Ramazan kolileri evlere bırakılıyor. Fakir ve muhtaç kimseler sorulup soruşturuluyor. Sonunda gelen bayramla birlikte bu duygular en yüksek seviyeye ulaşıyor. Başka aylarda olmayan bu hasletler sadece Ramazan ayında yaşanıyor.

Oruç nefs terbiyesinin en güzel en etkili yoludur. Oruç tutmak zihni durulaştırır, kalbi yumuşatır, hafızayı güçlendirir. Oruç pek çok hastalık için de bir şifa kaynağıdır. Oruç tutarak iç organları dinlenmeye alırız. Kalbimizi ve sindirim sistemimizi daha az yorarız. Midemiz rahatlar ve dinlenir. Oruç tutun, sıhhat bulun hadis-i şerifi gereğince oruç tutanlar sağlık ve sıhhat bulur. Allah celle celalühü oruç tutanlar için cennette ayrı bir kapı yaratmıştır ki sadece oruç tutanlar o kapıdan girecektir. Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.” (Buhari, Müslim, Nesai, İbn-i Mace)

Teravih namazlarını da ihmal etmemek gerekir. Bir kimse Ramazan ayında inanarak ve sevabını umarak Kıyamül leyl'i kılarsa yani teravih namazını kılarsa geçmiş günahları affolunur. Bu müjdeyi bizlere duyuran Peygamber efendimize salatü selamlar olsun. Teravih kılarken insan hem iftarın ağırlığını atar, hem de Rabbine o günün şükrünü, minnetini göstermiş olur. Ne mutlu sağlık sıhhat içinde orucunu tutan, ibadetlerini yapabilenlere. Bu bile büyük bir nimettir tabi anlayanlara. Nice insan oruç tutmak istese de tutamamaktadır. Ya hastalığı ya da içtiği ilaçlar buna engel oluyor. Ey insan haline şükret. Oruç tutabiliyorsan, elini ayağını yıkayıp abdest alabiliyorsan, başını secdeye koyabiliyorsan, paranı hayır yolunda verebiliyorsan, yemek yiyebiliyorsan, su içebiliyorsan, Allah'a şükredebiliyorsan haline şükret. Nice insan bunları dahi yapamıyor. Oruçlunun ağız kokusu miskü amberden daha güzeldir. Sakın ola utanmayasın ağzım kokuyor diye. O ağız ki yarın cennette şahit olacak. Dil şahit olacak. Mide şahit olacak. Kalp şahit olacak. Peki kendimizin zannettiğimiz bu organlar yarın huzur-u mahşerde bizim aleyhimize şahitlik yapacak olursa biz ne yaparız? Gözümüz, ağzımız, midemiz bizim aleyhimize konuşursa onları kim susturabilir? Ramazan ayı bizim için fırsattır. O geçip gitmeden kadrini kıymetini bilelim. Henüz Dünya hayatında iken ahirete oruçla hazırlık yapalım. Bugün aç kalanları yarın Allahu teala cennetinde doyursun. Amin.

ALPEREN KILIÇ

alperen.kilic@hotmail.com