Balkonumdan sarkan uykulu gözlerim...
Bir baston sesi fonda sabah ezanı uluşan köpekler...
Nasıl dualar kanatlanıyor o zaman arşa?
Minik dünyamda kimlerle yapmadım ki rabıta?
Yok yani bu insan diil sosyal deneydir yaw dediğim tiplerle de yolum kesişti bir bir selâmün kavlen...
Arz ederken halimi acıdığım da oldu kendime hırsla gözyaşı döktüğüm de...
İmtihan defterini çok karaladım ama yazdım içimden ne geldiyse oynamadım ona hiç...
Ramazan ayı denemesi olsun bu da...
Nefis muhasebesi...
Gidenlere de temelli kalanlara da çok selamlar gönül penceresinden...
Öğrettikleri için...
Yolumdan gelip geçen siluetler...
Bazısı gerçek gibi bazısı naylon korkuluk gibi...
Arada...
Çok arada...
Pembe incilerim döküldü toplayamadım hiç...
Trip yapıp yere serdim ama dönüp dönüp baktığımdandır, taş kesmiş umutlarım...
Elimi uzattığım ısırdı kanattı bazen , gönül O' ndan gayrısına meyletmesin fazla diye imtihanın içine gizli soğuk ihanetler... ( sovukmusovvvuk)
Bazen küstüm tüm dünyaya bazen güldüm doya doya... Anlıktı her şey bildim sıkıştım kaldım vedalara...
En azından kendime yalan söylemedim fil dişi kuleye hapsetmedim kelimelerimi kimisini usulca bıraktım sahibine...
Tıpkı...
Kek yapmayı beceremediğim ilk evlendiğim yıllardaki gibi...
Pencereden bakardım kuşlar da mı yemiyor yoksa kekimi diye...
İşte aynı öyle... Bakarım bazen dokunulmaz kelimelerime... Dokunur bu bana çok tabi...
Bazısı yağmalanır , sahibinden gayrısının elinde...
Olsun kökü bende... Yine yazarım tesellisi baş ucumda...
Ayakucumda ise anılar unutuş unutuluş nisyanın karanlık suları kucağına alacak er geç bilinci... Kıymetsiz taşlara benzeyecek eninde sonunda kara deliği boylayacak dünyada bir nokta olmak sorunsalı...
Merkezi değil dünyanın belki zübde - i âlem belki esfel- i safilin...
Belki şom şom konuşup bakanlara inat maksuda ulaşan belki geriye alan saat tiktaklarını belki hep ileri...
Rahmetini umalım biz yine de...
Çok kirlettik bir şeyleri...
Hani Ramazan empatiydi ?
Balkondan sarkan uykulu gözlerim bir ışık haresine takılıp kalıyor...
Zaman durmuyor ama...
Vakit öğle olmuş...
Ezan okunuyor...
Nüket Belsan Taşören