Acı büyük olunca, bu acıyı yaşatanlara yönelik kin ve nefret de o kadar çoğalıyor…

Kin ve nefretimizin zirveye ulaştığı bu günler, aslında en hassas olmamız gereken günler…

Çünkü bu hassas dönemde kin ve nefretimizi boşaltacağımız aktörü doğru seçmemiz gerekiyor…

Seçkinciler; ister “bidon kafalı adamlar”, ister “cahil koyun sürüsü” diye aşağılamaya kalksın, eğer bu ülke üzerine oynanan oyunlar bir türlü tutmuyorsa, bunun en önemli nedeni bu toplumun sağduyusudur.

İşte bu sağduyu sayesindedir ki; ne FETÖ'nün darbe girişimi, ne PKK terörünün ülkeyi bölme gayreti, ne de ekonomik operasyonlar hedefine ulaşamıyor.

Ancak yine de dikkatli olmamız, tepkimizi doğru yöne kanalize etmemiz şart.

PKK'nın her eyleminde, hedefimiz Kürtler değil, PKK olmalı.

Hatta daha da ileri giderek Kürtlere sahip çıkmamız, onları PKK'nın insafına terk etmememiz gerekiyor.

Yakın geçmişe kısa bir tur atalım, bilgilerimizi tazeleyelim:

Çözüm Sürecine yüzde 90'ın üzerinde destek veren Kürtler, hendek savaşlarında PKK'ya yüz vermedi.

Hatta Kandil ve HDP'nin onca ısrarlı çağrısına rağmen, sokaklara çıkmayıp PKK teröründen uzak durdu…

Hendek savaşına destek vermeyen Kürtler, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi karşısında da devletin yanında durdu…

Daha da yakına gelelim; PKK'ya destek verdikleri iddiasıyla başta HDP eş başkanları olmak üzere, HDP'li kimi milletvekilleri gözaltına alınıp tutuklanırken, Kürtler sessiz kalıp yine sağduyuyla hareket etti.

Yine ayın gerekçeyle HDP'li ve DBP'li belediye başkanları göz altına alınıp tutuklandığında da Kürtler aynı basireti göstermesini bildi…

İşte bu yüzden zaman, terör örgütü PKK'dan uzak durmayı bilen Kürtlere daha fazla sahip çıkıp, destek olma zamanıdır.

Çünkü PKK ne kadar şiddetten yana ise, Kürtlerin ezici çoğunluğu o kadar şiddete karşı ve o kadar barıştan yana…

Ancak bu sessiz ve sağduyulu davranıştan yola çıkarak, Kürtler artık devletin yayında, diye bir tespitte bulunmak da doğru değil.

Kürtlerin ezici çoğunluğu, son yıllarda yaşanan gelişmeleri adım adım izliyorlar.

Tam da bu aşamada hem devlete hem de tek tek vatandaşalar büyük görev düşüyor.

Biz PKK'yı Kürtlerden ayrı tuttuğumuz, güvenlik görevlilerinin de bunun bilincinde hareket ettiği sürece, Kürtlerin PKK'tan uzaklaşma süreci daha da hızlanacak.

Kürtler, sadece PKK'ya değil onun siyasi kolu HDP ve DBP'ye de daha fazla mesafeli duracak.

Bu aşamada tabii ki, Hükümetin görevden uzaklaştırdığı belediye başkanlarının yerine atadığı görevlilerin vereceği sınav da, Kürtlerin kararında belirleyici olacak.

PKK'nın Türkiye'nin Güneydoğusunu Suriye'ye dönüştürmek amacıyla yakıp yıktığı kentlerin yeniden inşası ve halka sunulacak hizmetin kalitesi, Kürtlerin devlete daha yakın durmasını da beraberinde getirebilir.

Kısacası, zaman PKK'ya, lanet Kürtlere destek zamanıdır.