İyi gazeteci sadece, yaşadığı dönemi doğru analiz etmekle kalmaz, geleceğe yönelik isabetli öngörüler de yapar…
Güçlüdür sezgisi; ülkesindeki ve dünyadaki değişimleri yakından izler değişim ve dönüşüm ihtiyacını hissetmekle kalmaz, gerekli adımları, zamanında atar…
Öyle bir gazeteciydi 13 Temmuz sabahı yitirdiğimiz Okay Gönensin…
Öyle hararetli konuşup, bağırıp çağırmayı seven biri değildi zaten…
Sessiz sedasız başardı birçok şeyi, sessiz sedasız ayrıldı çalıştığı gazetelerden ve sessiz sedasız veda etti yaşama…
1975 yılında çalışmaya başladığı Cumhuriyet Gazetesinde, 1981'de Yazı İşleri Müdürü oldu…
Cumhuriyet'in 1960'lı yıllarda 150 bine kadar çıkan tirajı, 1980'de 76 bine kadar gerilemişti.
Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal ile birlikte amaçları, Cumhuriyet'in saygınlığını artırmak, tirajını yükseltmekti…
Ekonomi ve politikada liberalizmin öne çıktığı Özal'lı yılların sonlarına doğru başladı Cumhuriyet'teki değişim.
Hasan Cemal, Okay Gönensin ve ekonomi yazarı Osman Ulagay'ın başını çektiği kanat, liberal bir çizgiyi benimserken, İlhan Selçuk'un başını çektiği kanat ise değişime direniyordu…
Çatışmadan liberal kanat galip çıkınca gazetenin tirajı da hızla yükseldi: 1987 yılında 124 bini aşarak neredeyse son 27 yılın rekorunu kırdı…
Cumhuriyet'teki çatışmanın ikinci raundunu İlhan Selçuk grubu kazanınca, 1992'de başta Cemal ve Gönensin olmak üzere liberal kanat tasfiye edildi.
Cumhuriyet'teki savaşı kaybetse de kafasındaki gazeteyi yapmak kararlıydı Okay Gönensin.
Hayalini kurduğu “Türk Le Monde'u” projesi için arayışa geçti ve 1994'te Sabah Gurubu'nun sahibi Dinç Bilgin ile anlaştı…
Aynı yıl içinde, yayına başladı “Yeni Yüzyıl” gazetesi. Gazeteyi köşe yazarları değil, yeni habercilik anlayışı sattıracaktı.
Öyle de oldu…
Haber, uzun cümleler ve tekrarlarla uzayıp gitmiyor, kısa ve net cümlelerle olayı özetliyordu.
Yeni Yüzyıl, sadece çağdaş ve liberal çizgisi, yeni habercilik anlayışıyla değil, sayfa düzeniyle de dikkat çekiyordu:
İnsanı iten devasa başlıklar değil, yeni yazı fontlarıyla insanın adeta gözünü okşayan başlıklar vardı gazetenin sayfalarında…
İlhan Selçuk yönetimindeki Cumhuriyet, eski tutucu çizgisine dönüp, hızla tiraj kaybederken, Gönensin'in Yeni Yüzyıl'ı, Türkiye'nin referans gazetesi olarak öne çıkıyordu…
Türkiye'nin çağdaş yüzüydü Yeni Yüzyıl; olumlu övgüler aldı, çok ses getirdi; çizgisi, habercilik anlayışı ve sayfa düzeniyle yazılı basında bir Rönesans'tı adeta…
Ne yazık ki Okay Gönensin gibi uzun ömürlü olamadı Yeni Yüzyıl!...
İlk darbeyi Dinç Bilgin'in promosyona bulaştırmasıyla yedi gazete; ikinci darbe ise satışı oldu:
1998'de Korkma Yiğit'e satılan Yeni Yüzyıl, Yiğit'in ani batışıyla, aynı yılın sonunda kepenklerini kapattı…
Aradan geçen onca zamana rağmen, ne yazık ki Yeni Yüzyıl gibi bir gazete çıkarılamadı bu ülkede…
Taklitleri çıksa da, aynı isimle yeniden yayına başlasa da bir türlü başarılı olmadı bu serüvenler…
Çünkü hiçbirinin başında Okay Gönensin ve ekibi yoktu…
Sessiz sedasız veda edip gitsen de Türkiye basın tarihinde ayrı bir yerin var Okay Gönensin…
Huzur içinde uyu…