Spor her zaman ısınmayla başlar. Performans üzerindeki olumlu etkisi ve sakatlanmaların önüne geçmesi dolayısıyla olmazsa olmazdır. Antrenman veya yarışma öncesinde yapılacak bir ısınmayla, bedenimizi aktiviteye hazırlamış oluruz.
Her ne hikmetse, ısınmaya ya hiç önem verilmiyor veyahut gereğinden fazla önem verilerek abartılı bir ısınma çalışması yapılıyor. Nedense bir türlü ortası bulunamayıp, normali yakalanamıyor. “Ne kadar ısınsak acaba?” diye düşünenlerin kafa bulanıklığını gidermeye çalışalım. Isınma çalışması esnasında mevsim kesinlikle dikkate alınmalıdır. Örneğin yaz, bahar ve kış dönemlerinde ısınma süresi aynı olmamalıdır. Burada ısınma derken neyin kastedildiğini iyi anlamak lazım. Isınmadan kasıt, kasın ısınmasıdır. Yani vücut sıcaksa bile sportif anlamda ısınmış olmayabiliriz. Eğer kaslarımızı yeterli düzeyde ısıtabilmişsek, ısınma çalışmasını sürdürmenin bir anlamı yok. İdeal ısınma süresiyle ilgili çalışmalara bakıldığında, 10 dakika ila 30 dakika arası tavsiye ediliyor. Tabi ki ısınma süresi spor dalına, hava sıcaklığına, yaşa ve amatör/profesyonel oluşa göre değişiklik göstermektedir. Tüm bu nedenlerden ötürü, net bir rakam vermek mümkün olmamakta.
Sporun yarısını ısınmayla geçirenler bilmelidir ki, aşırıya kaçmaktalar. Kas ısısı yeterli düzeye ulaştıktan sonra ısınmaya devam etmek, teknik-taktik çalışmasından çalmak anlamına gelir. Isınmayanlar ya da az ısınanlar ise sakatlıklara davetiye çıkarmaktalar. Her sporcunun kendi şartlarına göre 10 ya da 30 dakika arasında bir süre belirlemesi gerek.