YSK, İstanbul Büyükşehir seçimini yapılan itiraz üzerine 7-4 oy çokluğu ile iptal etti. Seçim 23 Haziran 2019 tarihinde tekrarlanacak. Konu ile ilgili alınmış olan kararı beğenir veya beğenmezsiniz, ama Türkiye bir hukuk devleti olduğu için herkes, ama fakat demeden karara saygı duymasa da kabul etmek ve uymak zorundadır.
Ancak, YSK'nın şaibeli gördüğü için iptal kararı alındığı günden itibaren, gerekçeli karar açıklanmamış olmasına rağmen ağzı olan herkes, alınan karar değişmeyeceğini bildikleri halde faraziler üzerine konuşuyorlar.
Fanatiklik derecesinde politikanın dışındaki herkes işinde gücünde. Büyük çoğunluk adalet tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmiş ise yenilensin düşüncesinde, sakin bir şekilde gelişmeleri gözlemliyor. Seçilecek ve seçen aynı olduğu halde, koparılan yaygaranın arkasındaki gerekçeleri anlama gayreti ile gelişmeleri dikkatlice izliyor.
İstanbul seçimleri ile ilgili bu kritik süreçte ve sonrasında, siyasi partiler ve siyasetçiler başta olmak üzere halkımızın karşısın da çetin bir imtihan vermektedir. Bu nedenle, İstanbul seçimlerinde kafa karıştıran saçmalıkları görmezden gelip, ortamı gerenleri ibret ile izlenmektedir. Türk halkı, artık gergin siyaset istemiyor.
Feveran ederek, mağduriyet edebiyatı ile saldırgan propaganda yürütülmesinin halkta karşılığı olmadığını seçimin iptal edildiği haberinin akşamı televizyonlardan ve sosyal medyadan yapılan bütün provokasyon çağrılarına karşı gösterilen temkinli duruş da bunu göstermiştir.
Bunun yanında, seçimin iptal edilmesi ile birlikte rüyamızda görsek inanamayacağımız türden siyasi gelişmelere şahit olduk. Abdullah Gül'ün, Davutoğlu'nun ve Karamollaoğlu'nun Brütüs olarak sahneye çıkışlarına inanınız çok şaşırdım.
Refah Partisinin yenilikçi kanadı olarak ortaya çıkan grupta yanında olan, ekip olarak hareket ettikleri ve kendisini Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına taşıyan Reisi fırsatını buldukça siyaseten hançerlemesini görüntüsü sergileyen Gül gibi bir şahsiyete yaptıklarını inanınız ki yakıştıramıyorum.
Ayrıca, Karamollaoğlu Sivas Madımak olaylarından beri kendisini linç eden cenahın yanında yer almak adına, adayımızı çekersek bizim tabanımız CHP oy vermez anlayışı ile Ak Parti oylarını bölmek için aday çıkarmasının izahını milli görüş çizgisinin devamı iddiasında bulunan siyasi akım ile bağdaştıramıyorum.
İstanbul seçimlerinin akşamından başlamak üzere ve sonrasında, CHP'nin sergilediği tutum ve davranışlar ile İmamoğlu'nun “Mazbatamı verin” gayretkeşliği toplumda tereddüt oluşmasına neden oldu. Çünkü yaptıkları ile söylemleri hak aramaktan ziyade, kopya çekerken yakalandığı için sözlüye kaldırılan öğrencinin tedirginliği görüntüsünü yansıtıyor.
Hakkının zayi olduğunu düşünen herkes her türlü müracaatta bulunma hakkı olmasına rağmen, oyların yeniden sayımına itiraz edilmesi, itiraz sonucu seçmen bazında %10 oranındaki oyların sayımı ile aradaki farkın bariz bir şekilde düşmesi, sandıklardaki usulsüzlük ve oy kaydırmalarının yapıldığı görülmesi de kamu vicdanını rahatsız etmiştir.
Bu bağlamda, YSK kararı en doğru karardır. İptal ile mazbata alınıp başka birine verilmemiş “Halep oradaysa arşın buradadır” diye seçimin yenilenmesine karar verilmiştir. Sandık kurularak, yeni seçmen ilavesi yapılamayacak ayni seçmen listeleri ile seçim yenilenecektir.
Barolar birliği her sandığa bir avukat görevlendireceğini duyurmuştur. Gerekirse her müşahit sayım her sandık için kanunen mümkün ise kayıt altına alınmalıdır ki sonrasında sandıktan çıkana kimsenin itiraz etmeye yüzü kalmasın.