Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Mümtazer TÜRKÖNE

ODTÜ’nün taşı

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült
Kavga, hatta savaş ederken her yerde bulabileceğiniz en pratik cephane taştır.

Elinizi silah gibi kullanıp bütün gücünüzle attığınız zaman -bir de hedefe isabet ettirmeyi başarıyorsanız- karşı tarafa büyük zarar verir. Bütün çağların en etkileyici savaş ve zafer hikâyelerinden biri Hz. Davud’un dev Calut’u (Golyat) bir taş darbesi ile yere sermesidir. Davud henüz bir çocuktur ve kullandığı silah sadece taştır.

Çocukluğum, mahalleler arasında taşlı kavgalarla geçti. Kafamda bu taşların bolca izi duruyor. Üniversite yıllarındaki meydan kavgalarında bu yüzden hiç zorlanmadım. Yerden bir taşı alıp atmak veya sol elinize topladığınız taşlarla seri atış yapmak beceri gerektirir. En önemlisi ise gelen taşlardan vücut eskivleri ile kurtulmaktır; bunun için gelen taşı dikkatle izlemek gerekir. Taş yağmurundan korunmak ise zordur. Polislerin elindeki koca şeffaf kalkanlar bu taş muharebeleri için tasarlanmıştır.

ODTÜ’lü devrimci gençlerin “şanlı direnişi”, nereden baksanız bir psikopatoloji idi. Taşı ceplerine doldurmak, yüzlerini kapatmak ve seri bir şekilde atmak çocukça hareketler. Bu patolojiyi siyasî bir gösteriye dönüştüren şey, gençlerin attıkları sloganlar, taşıdıkları dövizler de değildi. ODTÜ rektörü eylemci dalkavukluğu yaptığı anda bu eylem siyasî amacına ulaştı. İki düzineden fazla rektörün hükümet dalkavukluğu yaparak ODTÜ’yü kınaması ise basit bir eylemden sağlanacak siyasî başarıyı beş-on misline katladı. ODTÜ rektörü ile diğer rektörlerin yaptığı iş bu anlamda aynı: Calut gibi meydana çıkmak ve eylemcilerde Davud gibi güçlü olma duygusu uyandırmak.

ODTÜ eylemi başarılı bir eylem. Bu tür eylemlerin başarı kriteri, çıkarttığı sese bağlıdır. ODTÜ eylemi daha fazlasını da yaptı; rektörlerimiz üzerinden toplumu da kutuplaştırdı. Basit bir protestoyu, ülkeyi kutuplaştıran bir vesileye dönüştüren bütün tarafları ülke barışı adına kutlamak(!) gerek.

Şöyle bakmayı deneyelim:

Yerden taşları ceplerine dolduran, spor ayakkabıları ile gençliğin verdiği çevikliği artıran eylemcilerin kafalarında bazı tereddütler vardı. Eylem gerekçesi olarak sıraladıkları hususlara dair. Bir kısmı kuvvetle muhtemeldir ki, bayraklaştırdıkları Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idam edenlerin, Silivri’de yatanlarla aynı genetik özelliğe sahip olduklarından kuşkulanmışlar ve bu eylemlerle sergiledikleri darbe yandaşlığının tutarsızlık olduğunu fark etmişlerdi. “Devrimci savaş”ın ilerlemesinin, yeni bir darbe ortamı oluşturmak dışında bir işe yaramayacağını kavrayanlar da muhtemelen aralarından çıkmıştı. Hatta, attıkları sloganlarla Suriye’de Esed rejimine sahip çıkarken, onun döktüğü kana ortak olduklarını fark edenler de olmuştu. Ama taşı fırlattıktan sonra bütün şüpheler dağılır ve endişeler kaybolur. Hele koskoca üniversite rektörleri karşılarına Calut gibi dikilince her biri Davud gibi güçlenir. Toplum rektörler ve üniversite hocaları ile beraber kutuplaşınca dev Calut boylu boyunca yere devrilir. Artık bu psikopatoloji normal kabul görmüştür.

İlmin bir ağırlığı ve üniversitelerin bir kişiliği olmalı. ODTÜ rektörünün gösterdiği acz ve ucuz eylemci dalkavukluğu tam karşı kutupta benzer bir dalkavukluğu üretti. Üniversite böyle bir şey olmamalı. Üniversite hocaları da. Yüz eylemcinin dışında kalan 20 bin öğrencinin hukukunu mesele yapacak cesareti olan hoca, ODTÜ’de mevcut değil mi? Eylemcilerin psikopatolojilerine eğilecek uzmanlar üniversitelerde yok mu?

Taş yerinde ağırdır; gençlerin elinde tüy gibi hafifler. Hem marjinal grupların psikopatolojisine hem de bu eylemler üzerinden kutuplaşan koca koca akademisyenlerin zihin dünyasına eğilecek bilimsel ağırlık Türkiye’de mevcut değil mi?
MÜMTAZER TÜRKÖNE DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS