Anayasa Mahkemesi aldığı bu kararla Türkiye'nin geleceğine yine çivi çaktı, dönen tekerleğe,çarka müdahale etti.Sistem üzerindeki ipoteğini devam ettirecek bir karara yine imza atmış oldu.Esastan incelememesi gerekirdi esastan inceledi.Ancak sonuç itibarıyla bu göstermelik bir talep olarak kaldı. Yüksek mahkeme Anayasal düzenden yapılmak istenen değişiklikle ilgili çok fazla tasarrufta bulunamadı.
Anayasa Mahkemesi öteden beri bir senato gibi davranıyor.Dikakkat çekilmesi gereken husus şu Mahkemede 11 üye var ve bu karar bir üyenin oyu ile çıktı.Bu da gösteriyor ki Türkiye'nin geleceğine,kaderine bir kişi müdahale edebiliyor.Ortada bir ezici çoğunluk, oybirliği yok ve neye göre belirliyor Türkiye'nin geleceğini? Hukuka göre belirlemediği gayet açık.Anayasa Mahkemesi yine doğrudan doğruya bir kurucu iktidar yetkisi kullanmıştır.
Meclis iradesini hiçe sayarak "Ben senin Anayasa'da yapmak istediğin değişikliklere de engel olurum" demiştir.
Yüksek Mahkeme ayrıca yargı üzerindeki vesayetini devam ettiren, bu iddiayı doğrulayan bir karar almıştır diyebiliriz...
Bu kararla birlikte doğal olarak bir erken seçim tartışmaları da son bulmuş oldu.
Muhalefetin 'Hayır' kampanyasına başlaması ise isabetli oldu çünkü bu noktadaki tutarsızlıkları ortadaydı.Çok fazla siyasallaştırıp referandum eksenli baktıkları için yanlış yoldaydılar.Bu Anayasa paketi 12 Eylül Anayasası'na göre fersah fersah ileride ve muhalefet daha özgürlükçü bir pakete karşı 12 Eylül Anayasası'nı savunmak durumunda kalmıştır....Bu da halkın gözünden kaçmayacaktır. Referandum Türkiye'de toplumun Anayasa konusunda ne düşündüğünü daha keskin bir şekilde ortaya koyacak ve sınırlar daha keskin çizilecektir.Muhalefet bu noktada kaybedecektir. Bence Anayasa Paketi referandumdan yüzde 65-70 oranında 'evet' oyu ile geçecektir ve bu da AK Parti'nin muhalefet partileri önünde ezici bir üstünlük sağlayacağını gösterir.