Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Mümtazer TÜRKÖNE

'İrtica tehlikesi' geçti mi?

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült


Çok uzun zamandır "irtica tehlikesi"nden bahseden yok. Bahseden çıkınca da kimse ciddiye almıyor.


Halbuki her biri geçmişte en az birkaç hafta "irtica gündemi"ni oluşturacak çapta adımlar atılıyor. Darbe sebebi olan kesintisiz eğitim kaldırılıyor. 19 Mayıs, 23 Nisan bayramlarının ideolojik içeriği boşaltılıyor. Başbakan "dindar nesiller yetiştirmek"ten dem vuruyor. Yine de yaprak kıpırdamıyor. Veya, geçmişte olduğu gibi siyaset bu gündemler etrafında kutuplaşmıyor.

Durum, sadece bu tehlikeyi gerekçe göstererek siyasete tasallutta bulunan silahlı vesayetin enterne edilmesi ile açıklanacak kadar basit değil. Siyasetin temel parametreleri değişiyor. "İrtica tehlikesi" artık para etmiyor. Bu tehlikeyi pazarlayarak yapılan siyaset kimseye oy ve destek kazandırmıyor.

Hafta başında CHP'nin önemli ismi Nihat Matkap'ın Taraf'ta Neşe Düzel'e verdiği mülakat, bu değişimin temsil edici işaretlerini veriyor. Matkap, laikliğin tehlikede olmadığını, zira "devlet yönetiminde İslâmcı siyaseti esas alma anlayışının" çöktüğünü söylüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı'nın ağzından, artık CHP'lilerin "şeriat korkusu" yaşamaması gerekiyor. Önemli bir ilerleme. Peki yeterli mi?

Türkiye'de iki kesim, dinî sembollerin ve dindarlığın doğrudan doğruya toplumsallığın tezahürü olarak taşıdığı hayatî önemi kavrayamadı. CHP'li laikçiler ve İslâm'a uygun bir devlet düzeninin var olduğunu savunan İslâmcı akımlar. Halbuki toplumda dindarlık tezahürleri ve dinî arayışlar vazgeçilmez ve yerine başka bir şey ikame edilemez insanî ihtiyaçların karşılanması talebiydi. Din eğitiminin sağlam bir aile yapısının vazgeçilmez unsuru olması gibi. Çocuğun yönünü şaşırmaması, kötü alışkanlıklara kapılmaması, annesine babasına saygı gösteren bir evlat olması ve iyi bir insan olarak hayatını sürdürebilmesi için din eğitiminden daha sahici bir alternatifiniz var mı?

Tek Parti döneminden intikal eden alışkanlıkla CHP, dindarlığı bir tür gerilik olarak gördü. Daha temelde ise seçkin azınlık kültürü ile geniş halk kitleleri arasında "irtica tehlikesi" diye bir duvar dikti. Duvarın arkasında olup bitenleri kavramak için ise hiçbir çaba göstermedi. CHP'nin din konusundaki cahilliği toplumun neredeyse yüzde 80 ile iletişim kurmasını engelleyecek kadar derin. Din konusundaki cahillik, dindarlığın arkasında canlı bir şekilde işleyen toplumsal dinamizmin de anlaşılmasını zorlaştırıyor. Bu dinamizm anlaşılmadan dindarlığın siyasetle temas alanlarının mantığını kavranmak da imkânsız.

"İrtica tehlikesi"nin gündemden düşmesi en çok AK Parti'nin rekabet üstünlüğünü elinden alıyor. Normalleşmiş, siyasî ve hukukî güvencelere kavuşmuş bir dindarlık, yani toplumsallık artık siyaseti zorlama ihtiyacı duymayacak. Dindarlık kendisini siyasetle savunma ihtiyacı duymayınca bir siyasî karşılığı da kalmayacak. Bu yüzden Nihat Matkap'ın CHP'ye çizdiği ufuk, CHP gibi hantal bir partiyi yeni bir dinamizme sokacak kadar önemli.

"Devleti kuran parti" olmak, CHP'liler için bir övünç kaynağı. Aslında CHP'yi bulunduğu yere mıhlayan prangalar 90 yıla uzanan bu geçmişin eseri. Bir CHP'liden Osmanlı tarihine dair mantıklı üç cümle duyanınız var mı? 90 yıllık tarih CHP'yi tam tersine köksüz bir parti haline getiriyor. "İrtica tehlikesi" söylemi bu köksüzlükle birleşerek tüketici bir girdaba dönüşüyordu. 90 yıllık bir geçmişle Ortadoğu politikası üretebilir misiniz? Kürt sorununu çözebilir misiniz? Cumhuriyet tarihiyle sınırlı bir dünya görüşüyle, uluslararası alanda bir aktör olabilir misiniz?

"İrtica tehlikesi" geride kaldı. CHP'nin temsil ettiği sığ ve banal resmî ideolojiden eğitim sistemi yavaş yavaş arınıyor. "İrtica tehlikesi"nden vazgeçmenin CHP'yi sağlam bir zemine taşıması gibi, eğitimin ideolojik dogmalardan temizlenmesi de CHP'nin önünde yeni ufuklar açacak. Eğitim sistemi Tek Parti döneminin küfünden ve pasından temizlenince, CHP de sırtındaki ağır yüklerden kurtulmuş olacak. 19 Mayıs'ların stadyum işkenceleri ile özdeşleşen bir CHP mi; yoksa bu işleri geride bırakmış bir eğitim sisteminde, daha ileri eğitim sorunlarını tartışmaya açan bir CHP mi? Hangisi parti rekabetinde daha avantajlı hale gelir?

MÜMTAZER TÜRKÖNE DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS