Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Mümtazer TÜRKÖNE

Başbakan özür diledikten sonra...

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

Tarih böyle değişir.

Tarihin aktığı mecrayı bir sözle alıp başka bir mecraya böyle çevirirsiniz. Tarih bilincine sahip olanlar, Türkiye'nin insan kimyasını tanıyanlar, zengin kültürüne ve geçmişine vâkıf olanlar Başbakan'ın dün ağzından çıkan sözlerin Cumhuriyet tarihinin çok önemli kilometre taşlarından biri olduğunu mutlaka fark etmiştir.

'Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben bu özrü dilerim.'

Bu söz artık söylenmiştir. Devamı gelecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı, 1937-38 yıllarında devlet tarafından katliama uğrayan Dersimlilerin hukukunu iade etmektedir. Başbakan, temsil ettiği devlet adına, bu devletin işlediği cinayetlerden dolayı kendi halkından özür dilemektedir.

Bu sözlerin, bir partinin grup toplantısında söylenmesine, anamuhalefet partisi lideri ile girişilmiş bir polemiğin içinde yer almasına kimse takılmasın. Kalıcı olan, dönüp dönüp tekrarlayacağımız söz budur: Katliam yapan devletin başbakanı, dönüp katliama uğrayanlardan ve onların ahfadından özür dilemektedir. Başbakan sıfatıyla bir siyasî lider, temsil ettiği devletinin 73 yıl önce korkunç bir katliam yaptığını, masum insanları, çoluk-çocuğu hunharca katlettiğini kabul etmekte ve üstelik özür dilemektedir. 'Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben bu özrü dilerim' demek, hem doğrudan özür dilemek hem de bu özrü resmî bir şekilde ve mufassal olarak tekrarlamayı taahhüt etmektir. Başka bir anlamı var mı?

Başbakan'ın, 'Dersim belgelerini açıklayacağını' dün öğrendiğim zaman, heyecan veren bir hayâle kapılmıştım. Ya Kılıçdaroğlu'nun meydan okumasına cevap verirse, 'hesap mı soracaksın, sormazsan namertsin' lafına karşılık hesap sorarsa ve üstüne üstlük bu soykırım için Dersimlilerden özür dilerse diye. Hayalim fazlasıyla gerçekleşti, katliamı detaylarıyla anlatıp kabul etti. Sonra da özür diledi. Bu heyecanla tekrarlıyorum: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, temsil ettiği devletin 1937-38 yıllarında yaptığı katliamdan dolayı kendi halkından açıkça özür diledi.

Türkiye'de herkes şapkasını önüne koysun ve doğru bildiği her şeyi tepeden tırnağa yeniden düşünsün. Katliam özrünün, en üst düzeyde resmî ağızdan dilendiği bir Türkiye artık eski Türkiye değildir. Yarın sabah gözlerinizi açtığınız Türkiye artık bambaşka bir Türkiye olacak. Bu ülkenin nehirleri gürül gürül akacak, soğuk rüzgârı yüzümüzü yakmayacak. Kuşlar kanatlarını daha geniş açarak uçacak. Başbakan'ın dilediği bu özrün anlamını kavrayanlar yere daha sağlam basacak, aynaya daha güvenle bakacak. Aklı erenlerin gelecekten endişesi kalmayacak.

Siyaset artık açık ve dürüst bir boyutta yapılacak. Aydını, akademisyeni, yazar-çizeri oksijeni bol bir ülkede özgürce nefes alıp verecek. Toplum daha huzurlu, daha müreffeh olacak. Hepimiz için gelecek kâbus olmaktan çıkıp, umut dolu hayallerle zenginleşecek. Ve bütün hayallerimiz ellerimizle dokunabileceğimiz kadar yakınlaşacak.

Devlet, Başbakan'ının ağzından sadece Dersimlilerden değil bütün Türkiye'den özür diliyor. Bu özürden sonra Devlet'in zorbalık yapma ihtimali ortadan kalkmış bulunuyor. Kendi halkına merhametsizce davranan, masum insanları katleden devlet bu özürle mahkûm ediliyor. Halkını birbirine düşman edip, bu düşmanlıklarla baş eden güç sıfatıyla hüküm süren despot devlet artık sona ermiş bulunuyor.

Dersimli Alevî-Kürt vatandaş artık bu zorba devletin tezgâhlarına, dalaverelerine değil; özür dileyen bir siyasî liderin şahsında ona oy veren halka güvenerek yaşayacak. O halk da, Türkiye'nin her dağını, tepesini, köşesini, bucağını kaplayan barışın nimetlerine kavuşacak. Kürt sorunu artık herkes için inandırıcı şekilde çözüm menziline girecek.

Yalanın, sahteliğin üzerine inşa edilmiş çerden çöpten ayrı ayrı hapishanelere mahkûmken artık birlikte yaşayabileceğimiz uçsuz bucaksız bir ülkenin kapısına dayandık. Bu özür paslı kilidi açtı.

Sonraki adım: Dersimli olarak bu özürden hissesine düşeni alan Kılıçdaroğlu ne yapacak? Kısaca CHP bu ülkenin barışına hangi katkıda bulunacak?

MÜMTAZER TÜRKÖNE DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS