Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Mümtazer TÜRKÖNE

12 Eylül mağduru olarak...

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült


Ben de 12 Eylül mağduruyum. Darbe olduğunda 24 yaşımdaydım. DPT'de uzman olarak çalışıyordum. İşimden oldum.


Toplam iki senem gıyabî ve vicahî tutuklu olarak geçti. Mamak Askerî Cezaevi'nin A Blok 4. Koğuşu'nda yatarken, oradan sağ çıkmamın imkânsız olduğunu düşünmüştüm. Darbenin eziyetini, zulmünü, haksızlıklarını bire bir yaşadım. Dayak yedim. İşkence gördüm. Aşağılandım. Geleceğim elimden alındı; gadre uğradım.

Sorulacak hesabım, 12 Eylül'le gelen zulümle sınırlı değil. Özellikle 78 sonrasında yükselen şiddetin, darbe şartlarını olgunlaştırmak için uygulandığını tek tek somut örnekleriyle biliyorum. Fakülteyi bitirebilmek için çok zorluk çektim. Arkadaşlarımı kara toprağa verdim. Birçok arkadaşım ailelerinin baskısıyla pes edip öğrenimlerini yarım bıraktı, istikballerinden oldu. Kendi aileme sıkıntılar çektirdim. Anneme yaşattığım evlat kaygısı, geriye dönüp bakınca bana daha fazla üzüntü veriyor. Bütün bunların sorumlusu olarak o dönem vuruştuğumuz solcuları değil, darbecileri suçluyorum.

Bugün 12 Eylül darbecilerinin yargılanması yine de bende bir intikam hazzı uyandırmıyor. 32 sene, çok uzun bir süre. Hayata yeniden tutundum. Acılarımı unuttum. Birkaç yıl sonra boğazlı kazak giymeye bile alıştım. Uzun süre, idam fobisiyle boğazımı saran şeyler giyememiştim. Hayat normalleşti. Geçmişe bir sünger çektim. Her şey geride kaldı. Ama gelecek önümüzde uzanıyor: Bugün 24 yaşında, 12 Eylül'de benim olduğum yaşta olan, gençlerin; bizden sonraki kuşakların hayatı. Geçmişte bize yaşatılanları affetme hakkımız var. Ama bu acıları yaşayanların geleceğe karşı sorumluluğu daha fazla. Bizim yaşadıklarımızı bizden sonraki kuşakların yaşamasına engel olamıyorsak yazık bizlere. Şayet ülkeyi darbeci yönetecekse hukuksuzluğa, kargaşaya, eşkıyalığa ihtiyacı var. Yoksa silahını üstümüze doğrultup bizi yönetemez. Bu yüzden ortalığı karıştırmak ve kan dökmek zorunda. Binlerce genç 12 Eylül'den önce darbecilerin iktidarına bahane olmak için öldürüldü. Önleyecek birileri iktidara gelsin diye anarşi üretildi ve topluma egemen kılındı. Bu hesabın sorulması lâzım. Sormazsak tekrarlanır. Aklının kenarından, zihninin ucundan, rüyalarının kuytularından darbe hayali geçenlere bu dünyayı zehir etmeliyiz. Başta ordumuzu, sonra toplumun her kesimini darbecilerden ve darbecilerle iş tutarak ikbal arayanlardan temizlemeliyiz. Onlar için cehennem bu dünyada gerçekleşmeli.

12 Eylül darbecilerinin yargılanması işte bu yüzden geçmişte kalan bir hesabın görülmesinden ibaret değil. Bugünümüzün ve geleceğimizin silahlı eşkıyaların tasallutundan muhafazası anlamına geliyor. Bu dava sonuna kadar görülmeli. Kanun çıkartılmalı, bugün hayatta olmayan darbeciler de yargılanmalı. Unvanları, itibarları geri alınmalı. Yedi kuşak ahfadı, darbeci torunu olmaktan hicap duymalı.

Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan her on generalden ikisi cezaevinde tutuklu bulunuyor. Hepsi, darbeye teşebbüsten yargılanıyor. Suçlu olup olmadıklarına mahkeme karar verecek. Bize, darbe endişesinden uzak yaşamak bile yetiyor. Toplum huzurlu. Geleceğimizden eminiz. Üstelik, Türk ordusu darbe ithamlarından arınınca daha iyi hizmet veriyor. 'Terörle mücadele zaafa uğrar' eleştirisine karşılık aylardır Güneydoğu'da görev yapan askerler tam tersini ispatlıyor. Darbe töhmetinden kurtulmuş bir ordu, aslî işini hakkıyla yapmaya başlıyor. Bu aydınlık günlere, bundan tam 16 ay önce yaptığımız anayasa referandumu sayesinde geldik. O gün itiraz edenlerin ve hayır kampanyası yürütenlerin şapkalarını önlerine koyup her şeyi yeniden düşünmeleri gerekiyor. Darbe karanlığı, muhalefetin de sıkışıp kaldığı dar alan. Kurtuluş, kendilerini var eden ve önlerini açacak demokraside. 'Her darbe, kendine göre şartları olgunlaştırma süreci oluşturuyor.' diyor, dünkü Zaman'da Ali Akkuş. Bizim kendimize göre her türlü darbeyi önleme yöntemimiz ise tek. Anayasal kuralları, istismara el vermeyecek şekilde sağlam tutmak ve geçmişte darbe yapanları yargılamak. Şu anda yaptığımız da bu değil mi?

MÜMTAZER TÜRKÖNE DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS