Rahmetli Necip Fazıl'ın dediği gibi “akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader!” Çok zor zamanlardan geçiyoruz evet! Hep zor zamanlardan geçiyoruz aslında!
Ne zaman iki yakamız bir araya gelmiş ki! Onlarca yıldır azıp kuduran terör belası, hiç bitmeyen hayat pahalılığı, insan eliyle ve ihmaliyle ortaya çıkan felaketler, sağ-sol ve mezhep kışkırtmaları, halk için halka rağmen döneminin yokluk ve kıtlıkları, dişimiz ve tırnağımızla kazandığımız Kurtuluş Savaşı, Çanakkale'den Yemen'e ve Sarıkamış'a yaşanmış kırımlar...
Büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açsa da deprem fırtınasını atlattık çok şükür. Hepimize geçmiş olsun ve milletimizin başı sağolsun. Allah devletimize zeval vermesin. Elbet tüm yaralar sarılacak ve zamanla kabuk bağlayacaktır da!
Ve fakat bu felaketin ortaya çıkardığı (hazırlık, organizasyon ve yönetim bağlamında) eksik ve hatalarımızla hemen yüzleşip bunları hızlı bir şekilde gidermeli ve bizi bekleyen potansiyel zor zamanlara hazırlanmalıyız!
Nitekim daha deprem fırtınası dinmeden, emperyalist kan emiciler bu kez de tepemizde koparmak istedikleri metal fırtınanın hazırlığı içindeler!
Yeni dünya (sömürü) düzeni gereği hedef ülkeleri önce iç savaşa sürükleyip sonra da en az üçe dörde bölmeyi amaçlayan emperyalist vampirler gözünü Türkiye ve Türk Milleti'ne dikmiş durumdalar!
Geçen yüzyılın en büyük yalanı ve sömürü aracı komünizmdi! Emperyalist haramiler, komünizm cenneti vaadiyle veya o cehennemden koruma taahhüdüyle paylaşıp paslaştıkları ülke ve milletleri; bir tiyatro oyunu ve satranç maçı havasında evire çevire sömürdüler! Komünizmin miadı dolunca da onu piyasadan ve zihinlerden silip yerine yeni bir sömürü düzeni ikame etmeye başladılar!
Afganistan'dan Irak'a ve Libya'dan Suriye'ye yaşanan gelişmeler ve ortaya çıkan gerçekler gösteriyor ki bu yüzyılın en bük yalanı ve sömürü aracı da ileri demokrasi(!) vaadi olacaktır!
Yeni dünya (sömürü) düzeninin inşasında kullandıkları kontrollü gerilim (tavşan kaç -tazı tut) stratejisiyle hedef ülkeleri, rejim/diktatör ve demokrasi yanlıları olarak ayrıştıran ve iç savaşa sürükleyen emperyalistler; ne yazık ki bu aşamayı (kısmen de olsa) bizde de tamamladılar! Fakat gerek Türk Devleti'nin ve Ordusunun gücünü gerekse Türk Milleti'nin devletine olan bağlılığını bildikleri için (diğer hedef ülkelerden farklı olarak) bizde iç savaşla yetinmeyip birden fazla cephe açma niyetindedirler!
Bu amaçla batıda yunanı, doğu ve güney hattında pkk'yı , içeride ise (pkk ve fetönün ön safta olacağı) sözde demokrasi bloğunu harekete geçireceklerdir!
Emperyalistler, muhtemelen Yunan askeri kılığında veya İran'da yapılan baskın saldırıya benzer bir saldırıyla ilk önce hava ve deniz güçlerimizi yok etmeye çalışacaklardır! Özellikle hava gücümüz ( savaş uçakları, helikopterler, iha ve sihalar ve havaalanları) yok edilir veya ağır hasar alırsa; tepemizde Yunan uçakları cirit atacak, Yunan ve pkk elini kolunu sallayarak sınırlardan girecektir!
Emperyalistlerin şu anda hava ve deniz kuvvetlerimiz başta olmak üzere vurmayı tasarladıkları yerlerin istihbaratını topladıklarından emin olabilirsiniz! Ayrıca bu kan emiciler gerek istihbarat sağlamada gerekse saldırı aşamasında; Avrupa ve Amerika'ya kaçan fetöcü vatan haini mankurt subayları kullanacaklardır!
Bu sebeple bunlara karşı tedbirleri hemen almalı, özellikle ve öncelikle hava ve deniz güçlerimize karşı yapılabilecek baskın bir saldırıya hazırlıklı olmalı; bu saldırıyı boşa çıkartacak ve püskürtecek planlamaları yapmalıyız!
Askerimiz, Yunan ve pkk ile ve onların kılığına bürünmüş emperyalistlerle mücadele ederken; iç kargaşa ve kalkışmayı bastırmak ve asayişi sağlamak amacıyla polis, jandarma, korucu ve bekçilerimiz organize edilerek kimin nereye nasıl müdahale edeceği belirlenmeli; terhis olmuş komandolardan (il il) kuvayı milliye timleri oluşturarak hazırda tutulmalı, gerekirse düşmanı kalbinden vurmak üzere fedailer bugünden itibaren düşman içine sızmalıdır!
Kurt kuzuyu yemeyi kafaya koymuşsa artık sözün bir anlamı kalmaz! Kuzu ilk saldırıyı önemli bir yara almadan atlatabilir ve hiç beklemediği anda kurdun dişlerini dökebilirse hayatta kalacaktır!