Kendi partileri ve ittifak içindeki sorunlarını çözemeyen, hizipler arasındaki dengeleri sağlayamayan muhalefet cephesindeki partiler, yapılacak seçimde HDP'nin oylarına muhtaç oldukları için tabanlarına ve halka bunu anlatmakta ve kabullendirmekte zorlanıyorlar.
Bu nedenle de tabanlarını ve seçmenlerini ikna etmek ve kabullendirmek için devreye algılar, manipülasyonlar ve provokasyonlar ile HDP'yi şirin gösterebilmek adına aslında olmadığı halde Kürt sorunu üzerinden çözüm üretmek bahanesi arkasına sığınarak HDP'ye topuk selamını andıran “Meşru muhatap HDP'dir” tezi gibi gereksiz bir tartışmanın fitilini ateşlediler.
Aslında iddia sahipleri de bunun ucu açık mesnetsiz saçma sapan bir tez olduğunu bildikleri halde “Kendi başını bağlayamayanın gelin başı bağlamaya kalkışması” gayretinin işgüzarlığı ile kendi kendilerine var ettikleri sorun yumağı içinde debelenip duruyorlar.
Eli kanlı terör örgütü PKK ile arasına bir türlü mesafe koyamayan HDP'nin oylarına muhtaç oldukları için bu parti ile ittifak yapmaya mecbur olan muhalefet cephesindeki partiler bu durumu kendi tabanlarına anlatamadıkları gibi ittifak içinde partiler ve hizipler arasında dengeleri kurmakta bir hayli zorlanıyorlar. Bunun sonucu olarak da partilerden tepkiler ve istifaların ardı arkası kesilmiyor.
Bu nedenle de PKK ve HDP sorununu sanki Kürt sorunuymuş gibi gösterip, olmayan bu sorunu güya çözmek adına meşru muhatabın HDP tartışmasını gündeme getirdiler ki bu sözler ile de hem kendi tabanlarından hem de Türk halkından bir haylide tepki topladılar.
Cümle alem ve iddia sahipleri de Türkiye'de Kürt- Türk diye bir sorunun olmadığını, asıl sorunun Kürtler üzerinden kurgu ve istismar ile siyaset yapan, zorla dağa kaldırdığı ve eylem yapmaya mecbur bıraktığı kişiler ile küresel güçlerin taşeronluğunu yapan eli kanlı PKK terör örgütü ve bu örgüt ile illiyet bağı olan HDP sorunu olduğunu herkes biliyor.
Türkiye'de Kürt sorununun olmadığının daha net anlaşılabilmesi için HDP önünde nöbet tutan Diyarbakır Annelerinin çığlıklarını iyi tahlil etmek ve doğru okumak gerekir. Ayrıca PKK ve HDP sorunu çözüldüğü veya ortadan kalktığı zaman Türkiye'de halk arasında Kürt-Türk diye bir sorunun kalmayacağı hususunda aklını kiraya vermemiş herkes hemfikirdir.
Önceki seçimlerde “her evden bir CHP'ye bir de HDP'ye oy” propagandası ile emanet olarak verilen oylar ile şişirdikleri HDP'nin oylarına talip olmak gibi bir saçmalığın üzerinde de çok iyi düşünülmesi gerekir.
Ülkemizin geleceği için büyük bir öneme sahip olan 2023 seçimleri öncesinde muhalefet cephesinin Cumhurbaşkanı adayı her ne kadar belli olmamış olsa da ittifak içindeki kazanımları ve dengeleri kendi çıkarlarına göre kurmaya çalışılması nedeniyle kazanlar kaynıyor ve kazanın karası da birilerine bulaşıyor.
Bu nedenle de stratejik ve tehlikeli kısır bir döngü ile muhalefet cephesi ağız birliği ile seçmen tabanlarına terör bahanesi ile HDP'yi kabullendirebilmek adına meşru muhatap HDP tezine sığınıyorlar. Buna karşılık muhalefetin meşru muhatap diye gösterdiği HDP ise muhatap biz değiliz, İmralı diye fırsatı ganimete çevirip APO'yu da dahil edip hedef şaşırtmak ve kısır döngü içinde bir taşla iki kuş vurma kurnazlığı ile kamuoyu oluşturma çabalarına şahit oluyoruz.
Konunun esas ve meşru muhatabı olan halk ise tartışmalara taraf olmadan tribünden ibretle izliyor. Kimin bu konuda ne söylediğini ne yaptığını, kimin kime gizli kapaklı işmar ettiğini, gardını kimden tarafa aldığını hafızasına kaydediyor.
Bir zamanlar siyasetin kudretli ablası Meral Akşener'in, Millî Görüşün temsilcisi olduğu iddiası ile siyaset yapmaya çalışan Temel Karamollaoğlu'nun, Gülgillerden, Davutoğlu ve Babacan'ın absürt böyle bir tartışmanın tarafı olacaklarını rüyasında görse hayra yormayacak olanlar bu isimlerin figüran olarak kendilerini kullandırmalarına ibret nazarı ile dikkatlice izliyor.
Yıllarca Türk Askerine kahpece pusu kuran, şehit eden, PKK bağlantılı HDP ve bebek katilini meşru muhatap almak gibi akla zarar siyasi geçmişlerini inkâr ile eş değer bu davranışları nasıl yapabildiklerini anlamaya çalışıyorlar.
Böylesine saçma sapan, elle tutulur bir tarafı olmayan bir tartışmanın Türkiye'ye, Türk siyasetine, olmayan Kürt sorununa hiçbir katkı sunması beklenemez. Aslında Kürt sorunun çözümünde meşru muhatap HDP'dir tezini dillendirenlerde bunun farkındalar.
Farkında olmadıkları, olmak istemedikleri ise her sorunun çözümümde tek ve meşru muhatabın halk olduğu gerçeğini görmezden gelinmesidir.
