Ne zor şeyler var hayatta. Mesala ekonomik koşulları izin vermediği için her gün karınlarını lebalep dolduramayan insanlar var.
Yazın güneşin altında kışın ayazın soğuğunda haftanın yedi günü boyunca çalışıp 128 lira kazanamayanlar var.
Tecavüze uğramış, hayatı boyunca tacize maruz kalmış, dayak yemekten yüzünün feri gitmiş ama bir türlü baskıya karşı bir darbe bildirisi bile imzalayamadan hayatını kaybetmiş kadınlar var.
Bütün yaşamını kendi köyünde çiftçilik yaparak geçirip ömrü boyunca hiç başka bir yer görememiş, belediyeden aldığı gri pasaportla bir yurt dışı kaçamağı yapamamış emektarlar var.
Dolandırıcılar tarafından kandırılan, hırsızlar tarafından soyulan, yirmi yıldır çalışıp biriktirdiği parayı bir çırpıda kaybeden ve karakola gidip şikayetçi olduğu halde eline hiçbir şey geçmeyen fakat yeni anayasal düzenlemede hırsızlığın suç sayılmasını bekleyen yaşlılar var.
HDP'nin kapatılmasından da önce küçük çocukları caddelerde dilendiren ve mutlaka kapatılması gereken zorbalar var.
Evine ekmek götüremeyen namuslu gençlere, şiddete maruz kalmış kadınlara, küçük yaşta fuhuşa zorlanan çocuklara, uğradığı hırsızlık saldırısında bütün malını mülkünü kaybeden yaşlılara, tarlasında zararına didinip duran emektarlara ve tüm Türkiye'ye; Kanal Türkiye projesiyle bir yol açıp kurtarılması gereken seksen beş milyon insan var.
Şöyle bir bakıyorum; meclisteki 600 tane adam nerede gereksiz konu var onunla uğraşıyorlar. İnsanımıza, memleketimize yönelik tek bir iyi iş yaptıkları yok. Her biri kendi çarkını kurmuş keyiflerine bakıyorlar. Yani bir nevi 600 tane boş koltuk var.
Biz ise hâlâ memleket sevdalısı, insanına aşık bir yiğit bekliyoruz oy vermek için.