Fetih 1453…
Sinema tarihimizin en önemli eseri olarak tahtına oturdu.
Türkiye halkının tarihi gurur kaynakları ile övünmeyi şiar edinmiş birisi olarak Filmi izledim. Gösterime girdiği günden itibaren 4 gün boyunca bizden büyük ve tecrübeli aydınlarımızın yorumlarını ilgi ile takip ettim.
Her biri bazen aynı bazen farklı konular üzerinde olumlu ve olumsuz eleştirilerini yaptılar. Hür Haber okurları için de acizane yorumlarımı dile getirmek ve kimsenin değinmediği bir madde ile birlikte FETİH filmini (emek verenleri de kırmadan) birkaç maddede eleştirmek istiyorum.
KİMSENİN GÖRMEDİĞİ ŞEY: FİLMDE MEHTER SESİ YOK!
İlk olarak hiçbir aydının dile getirmediği bir olumsuzluk var ki, bununla ilgili ‘Keşke olsaydı’ diyebildim sadece… Binlerce kişinin karınca misali koşuşturma halinde olduğu o anlarda kulaklarda çınlayan müthiş bir itici güç vardı: MEHTERAN-I OSMANLI…
Mehteran, Osmanlı’da en az kılıç savuranlar kadar kadar önemsenen ve zaferlerin vazgeçilmez unsurlarındandı. Sultanların özel ilgi gösterdiği bu ekip hala yüzlerce etkinlikle insanların tüylerini ürperterek zihinlere bir rüya sunar…
Tarihimizin şüphesiz en önemli zaferlerinden FETHİ gerçekleştiren ordunun bu eşsiz anısı beyaz perdeye aktarılırken unutulmuş en önemli şey bir saniye bile mehter sesi duyulmamasıydı.
OYSA BEN…
Oysa ben fragmanı izlediğimiz ilk günden beri düşünmüştüm ki, Fetih filmi ile birlikte yepyeni versiyonlarıyla Mehter müzikleri yapılır. İlk gösterimden sonra bu müzikleri bulmanın telaşına düşer otomobillerimizde, bilgisayarlarımızda uzun yıllar dinleriz…
Olmadı…
ULUBATLI HASAN VE İLİŞKİSİ
Diğer bir konu, Peygamber evinde başlayan bir filmde İslami kimliğe sahip kahramanlarımızdan Ulubatlı Hasan’ın Fetih hazırlığı sırasında biz görmesek de gayrimeşru bir ilişki içerisine sokulmasına gerek yoktu.
Bunların dışındaki tüm unsur ve tarihi küçük değişiklikleri filmin kurgulanması açısından olumlu buluyorum. Ulubatlı Hasan’ın Fatih’in kılıç hocası olması vs. gibi konular bu filmin şekillenmesi açısından yapılabilecek ve olumsuz karşılanmaması gereken şeyler bence…
Şunu da belirteyim konu ettiğimiz şey sadece bir eksiklik. İzlenmeme nedeni değil. Ben ayırdığım 3 saat ve aldığım biletten asla pişman olmadım. Filmi izlemeye gidin. Hem de çoluk çocuk kim varsa toplayın gidin.
Selam ve saygılarımla…
(Merak edenler için İstanbul’un Fethi sırasında Mehteran’ın yeri ile ilgili bir araştırma yaptım)
FETİH’TE MEHTER
Fatih Sultan Mehmet, Fethin devam ettiği bir sabah şafakla beraber topçularının yanına gitti. Toplar atılırken, Okmeydanı'na dolmuş binlerce ulema, hep bir ağızdan tekbir getirmeye başladılar. Yüzlerce davul ve zurnadan oluşan devasa bir mehteran düşünün. Osmanlı ordusuyla beraber, savaş meydanında bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul surlarının önüne geldiğinde, 300 kişilik mehter takımında, 100 zurna, 70 davul durmadan çalıyor; kalp ve ruhları coşku ve heyecana getiriyor. Okmeyda'nındaki ikinci mehter de Haliç surlarına hücum eden kıtaların harp şevkini artırıyordu. Gök gürültüsünü andıran korkunç ve insanın içini ürperten sesler çıkarıyorlar, topların seslerini bile susturuyorlardı. Yine Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'a giren muhteşem zafer alayının ortasında, gözlerini yıkılmış surlara dikti, sonra atını ileri sürdü. Maiyet bölükleri, yeniçeri arkasındaki mehteran, davul ve zurnalarını çalarak devirler açıp kapayan, asırlar önce müjdelenmiş olan bu mutlu güne mutluluk katıyor ve cenk havası çalıyordu. Zaferlerden sonra ezan okunur ve mehter çalınırdı.