Bazılarının gözlerinin içine bakarak, milletin canı ve malı ile hemhal olduğu deprem zamanlarında taraklarını toprağa gömmeleri gerektiğini lisani hal ile söylemenin vakti çoktan gelmiş…
Çünkü bazıları dediğimiz, “Yaratılanı sev ve hoş gör, yaratandan ötürü” prensibi ile tahammül gösterdiğimiz, anlamaya çalıştığımız bu sınır tanımaz, had bilmezler güruhu; yüreklerimizi yakan deprem felaketi gibi bir acı üzerinden milletin tahammül sınırlarını zorlayıp, sinir uçlarını kanırtırcasına yalan ile birlikte birde talana başladılar…
Henüz Elâzığ depreminin acılarının izleri silinmeden ve yaptıkları aymazlıklar unutulmamış iken bu defa da Cumhuriyet Tarihinin en büyük depremi olan Kahramanmaraş merkezli, on ili etkisi altına alan son depremdeki yaşananlar, gördüklerimiz, duyduklarımız, okuduklarımız adeta bardağı taşıran son damla oldu.
Charlie Hebdo dergisinin ülkemizin yaşadığı deprem felaketi ile ilgili “Tank yollamaya bile gerek kalmadı” Diye yaptığı, iğrenç alçaklık dahi bazıları diye isimlendirdiğimiz bu güruhun yaptıklarının yanında solda sıfır kaldı…
Ülkemizde Cumhuriyet Tarihinin en büyük depremi olmuş; on il nerede ise yerle bir olmuş, on binlerce insanımız göçük altında, milyonlarca insanımız kara kışın ortasında sokakta, evsiz, yersiz, yurtsuz, çaresiz kalmış… Devlet-Millet el ele yaraları sarmak için çırpınıyor...
Onlar ise işin bir ucundan tutacakları yerde her zaman yaptıkları gibi “Mahalle yanarken birileri de saçını tararmış.” Misali utanmadan, sıkılmadan, cıvıkça hareketler ile millet ile dalga geçercesine halkın gözleri önünde saçlarını tarıyorlar.
Halk normal zamanlarda bu güruhun yaptıklarını ve söylediklerini pek dikkate almıyor kendileri söyleyip kendileri dinliyorlar ama deprem zamanlarında sabırlarını zorlayan bu davranışları ve alçakça yapılanları görüp duydukça; ister istemez: “Siyasetiniz… Propagandanız… Algınız… Düzmece ve yalan haberleriniz… Din, Diyanet ve İmam-Hatip düşmanlığınız… Maymun iştahlı azgın trolleriniz ile yaptığınız, insanlık dışı paylaşımlarınız yerin dibine batsın…” Diye feveran ediyor.
Bu azınlık güruh, kötülükte öyle bir organize olmuşlar, utanmazlık maskesini kendilerine öyle bir siper etmişler ki, kendilerine gösterilen tepkileri destek zannedip her tepkiye “Ya Rabbi şükür” çekiyorlar…
Sosyal medyadan yaptıkları kaos pazarlanmasıyla ve “Reklamın iyisi kötüsü olmaz” pişkinliği ile insanların acıları ve çaresizlikleri üzerinden şov yapmaya ve siyasi rant devşirmeye çalışıyorlar.
Birde üstüne üstlük “Yavuz hırsız ev sahibini şaşırtırmış” ustalığı ile halkın kendilerine tepki gösterirken söylediklerini, ezberlemiş papağanlar gibi başkasına yakıştırmaktan geri durmuyorlar…
El insaf…!
Yeter artık bu milletin sizden çektiği…Millet canıyla uğraşıyor, siz ise bir elinizde kendinizi dev gibi gösteren ayna, diğer elinizde ise dostunuzun fonladığı şimşir tarak ile moral bozmaktan, görüntü ve gürültü kirliliğinden başka hiçbir işe yaramayan tavır ve söylemleriniz ile saçınızı taramaktan utanmıyorsunuz…
Hafriyat ile havaalanı yapmayı ayrıt edemeyen hizmet anlayışınız ile yumurtlayan tavuk misali yaptığını duyurmak ve göstermek gayreti ile ortalığı velveleye veren reklamlarınızdan bıktı.
Çünkü bunlar normal insan hareketleri değil… Çaresizlik içinde içinizdeki kinin dışa vurduğu kızgınlık dolu müzmin muhalefetin sonucu oluşmuş, istem dışı ve tedavisi mümkün olmayan bir davranış bozukluğu…
Yoksa bir insan durduk yerde niçin olur olmaz zamanda etrafına saldırsın...? Milletin birbirinin derdi ile dertlenmesinden, yardımına koşmasından; birlik ve beraberlik içinde olmasından neden rahatsızlık duysun? Rahatsızlık duymaktan da öte yalan yanlış haberler ile böylesi onurlu davranışlara engel olmaya ve provoke etmeye neden çalışsın?
Normal zamanlarda millet: “Bunlar birine itibar suikastı yapıyor ve bir işi engellemeye çalışıyorsa o iyidir. Kimi de parlatmaya cilalamaya başlamışlar ise ondan uzak durulmalıdır.” Diye yol gösterici ve fikir verici de oluyorsunuz ama bu millete bir iyilik yapın ve deprem ve benzeri doğal afetlerde konuşmayın…
Biliyoruz mahalle de yangın çıktığı zaman saçınızı taramadan duramıyorsunuz ama halkımız umutlanmak ve çaresizliğinin üstesinden gelmek istediği böylesi acılı zamanlarında sizde şu saçınızı taramayıverin.
Gelin güzel ülkemiz için milletin canı ve malı derdine düştüğü deprem ve doğal afetlerde Kızılderililerin baltalarını toprağa gömdükleri gibi sizlerde lütfen taraklarınızı toprağa gömüverin artık…