İslam dünyası olarak burukta olsa bir Kurban Bayramı'nı daha idrak ettik. Gücü yetenler Kurbanlarını kestiler, kur 'ası çıkanlarda hac ibadetlerini ifa ettiler…
Müslümanlar bayramın manevi ikliminde birbirlerini sevgi, saygı ile kardeşlik ruhunu pekiştirirken; her şeyden şikâyet etmeyi karakter haline getirmiş, devamlı homurdanan, hayra soluğu olmayan, toplum arasında fitne ve fesat çıkarmaktan başka hiçbir düşüncesi, gayreti ve mahareti olmayanlar da koro halinde ezberledikleri, tekrarlamaktan bıkmadıkları lakırdılar ile Kurban Bayramı'nda da bayramlık ağızlarını açtılar…
Saygısız, kendi egosundan başka hiçbir inanca ve kimsenin mukaddesatına saygısı olmayan, kibir abidesi bu güruhun dini, günlerde, dini bayramlarda ve muhtelif zamanlarda isteri nöbetine tutulduklarında kendilerini kaybettiklerine ve bu evrede saldırganlıklarına, insanlık dışı davranışlarına Kurban Bayramı'nda da şahit olduk.
Ramazan ayında bilindik, kurgu ve düzmece ile “Oruç tutmayanlara saldırı” senaryoları ile yalan algısı ile üretilen haberler; Kurban Bayram'ında da hayvan sevgisi üzerinden tekrarlanan İslam düşmanlığı ritüellerini ibretlik manzaraları ve homurdanmalarını esef ve ibret ile izledik.
Sanki bu sene her zamankinden biraz daha fazla abarttılar. Kendilerini “Gökten Zembille İndiklerine” inandıkları için saçmalama derecesindeki sınırlarını ve akıl vermelerindeki sınırsızlıklarını bir tık daha arttırdılar.
Fonlanmış hesaplar olarak ünlenen birçok trol hesapta aynı anda kopyala yapıştır ile birçok paylaşımlar ve haberler yapıldı, fonlanmış yazarlar tarafından köşelerinde benzeri yazılar yazıldı, çizildi …
Binlerce saçmalamanın içinden bir tanesi şöyle:
“Otuz senelik bir arkadaşımla telefonda bayramlaşıyoruz. Hayvan kesmiş yorgunluğunu anlatıyordu,
Yedi kişi bir danaya girdik, sen ne yaptın?
Biz 5 kişi bir İnsana girdik.
Nasıl ya anlamadım?
5 kişi diyorum, bir araya geldik, iki aydır çalışmayan birinin evine gittik.
2 aylık ev kirasını, birikmiş faturalarını ödedik, mutfağına ne lazımsa kolilerle indirdik.
Son olarak da esas müjdeyi verdik, bayramdan sonra yeni açılan Zorlu Center'de maaş+sgk+yemek ücreti
İşe başlıyorsun.
Hadi hayırlı olsun.
Çok güzel yapmışsınız da Kurban yerine geçer mi?
Senin et dağıttığın insanlar bu adam kadar sevindi mi ?
Hayır, zannetmiyorum.!
Öyleyse geçti...! Amaç paylaşmak ise biz paylaştık, bu huzur ve vicdan rahatlığı bizim için bayram oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse kesim esnasında isyan edesim geldi, babama bir daha gelmeyeceğimi söyledim.
Gelecek sene beni de aranıza alsanıza...!
Seve seve dostum...! Aslında herkes bu bilinçle guruplar kurup, 7 kişi bir dana yerine bir insana girse ortalık cennet çığlıklarıyla dolar. Bizler de iyi bir şeyler yapmış olmanın mutluluğunu yaşarız ....
Senaryo güzel… Kusursuz… Yazanın hayal dünyası bir hayli genişmiş dedirten cinsten…
İcraatlarına değil de söylediklerine bakıldığında kanatları olmayan melekler gibi…
Sadece çorapları kokuyor. Bir de yapmadıklarını yapıyormuş gibi anlatmakta ustalar. Sonra da işlerine gelmediği zaman
“Zehir zıkkım olsun.” Gibi sözlerle başa kakma gibi bir alışkanlıkları var.
Görünürde kendilerince Kurban ibadetine dil uzatmaya yelteniyorlar.… Hacca gideceğinize, talebe okutun, cami yapacağınıza okul yaptırın gibi algıya yönelik bir propaganda…
Bir de Allah (CC) Kurban emrini beğenmeyip, kendi kıt akılları ile Kurban yerine “Zekât” benzeri yardımlaşma üzerinden Kurban ibadetinin gereksizliğini savunmak gibi hadsizlik yapıyorlar ki fikir iyi gibi görünse de niyet halis değil…
Bu paylaşımı kopyala yapıştır ile paylaşanların profillerine baktığımız zaman ise ortaya ilginç bir durum çıkıyor…
Seçim sonrası, deprem bölgesindeki insanlara yapılan yardımları haram etmişler. “Beter olun” diye başlayan beddua seansları yapmışlar… Açız, öldük bittik demişler… Ama Kurban Bayram'ında da soluğu Akdeniz kıyılarındaki tatil beldelerinde almışlar… Özde zengin, sözde aç sefil…. Özde faşist sözde demokrat kişilik çatışması yaşayan, inanılırlıklarını kaybetmiş insanlardan oluşan gruplar…
Başka bir yazarda çıkmış “Yurtdışında kurban kesimi yasaklanmalı” demiş… Adamların kafası hep yasak ve absürt konular üzerine çalışıyor… Sonrada beyin denilen uzvun içinde ne varsa dışa vuruyor.
Ülkemizde sıcağı sıcağına bunlar yaşanırken Irak asıllı göçmen birisi de İsveç'te kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerimi yaktı…
Kur'an-ı Kerimi yakan Iraklı göçmene dikkatlice baktığınızda bildiğimiz göçmen profili ile tezat bir görüntüsü var. Giyimi kuşamı, pek sıkıntı çeken ve göçmen olduğu izlenimi vermiyor ve ben zamanın “Beyaz Iraklısıyım” diye bağırıyordu…
Ülkesi karıştığı zaman kalıp ülkesini savunacağı yerde kapağı İsveç'e atmış. Burada beslemişler, yedirmişler içirmişler, giydirip bakmışlar. O'da çıkmış kendisine verilen görevi yapan Beyaz Iraklı bir fotoğraf vardı karşımızda…
Zalimin sonu geldiği zaman zulmü artarmış… Acaba diyorum zulmün sonu geldiği için mi böylesi psikolojik ve fiziksel taarruzlar arttı diyorum ama durumda orta da… Yine de ümitsiz olmamak en iyisi…