Kudüs, Müslümanların kutsal şehri. Üzerine onlarca şiirler yazılmış, uğruna binlerce şehitler verilmiş, içinde dünyanın en güzel mescitlerinden biri bulunan şehir. Şehir dediğime bakmayın aslında çok önemli bir yer. Üstelik sadece Müslümanlar için değil aynı zamanda Yahudiler ve Hristiyanlar içinde kutsal şehir. Çünkü Hristiyanlara göre Hz. İsa Kudüs'te çarmıha gerilmiş. Yahudilere göre ise Hz. Davud Kudüs'ü İsrail'in başkenti yapmış ve oğlu Süleyman ilk tapınağı buraya dikmiş. Biz Müslümanlar ise ilk kıblemizin burada olduğuna, peygamberimizin buradan miraca çıktığına inanırız. Bu yüzden aslında Kudüs sadece bir şehir değil, üç büyük din içinde kutsal toprak.
Ramazan ayı girdiğinden beri İsrail ordusu Kudüs'teki Müslüman halka daha fazla eziyet etmeye başladı. Teravih namazından çıkanların üzerine lağım suyu sıkıyorlar, cuma namazına gidenleri mescide almıyorlar, Mescidi-i Aksa'yı ablukada tutuyorlar, vuruyorlar, yıkıyorlar, zarar veriyorlar. Oradaki Müslüman halk ise ellerinde silah olmadığı için taşlarla karşı koymaya çalışıyorlar. Ve ne yiyecekleri var ne de giyecekleri. Kadınları İsrail ordusunun mezesi olmuş durumda, işini gören İsrail askeri sonra kadını diğer arkadaşına bırakıyor. Kadın dediğime bakmayın aslında her biri çocuk, 13 veya 14 yaşındalar.
Yıllardır tüm dünya bu olayları görmezden geliyor hatta çoğu İsrail'i haklı buluyor. Bizim gibi yüreğinde hâlâ Allah korkusu olan Müslümanlar ise tepki koyuyoruz, her akşam haber kanallarında anlatıyoruz ama oda iki üç dakika sürüyor sonra aklımıza bile gelmiyor. Karşı koymak istiyoruz ama koyacak gücümüz yok. Ne atom bombasıymış arkadaş, artık bizde yapalım şu nükleer bomba zıkkımlarından çünkü bu iş böyle gitmeyecek.
Gözlerim bu zamanlarda Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi'yi daha çok arıyor. Şuan yok gibi ama bir gün olacağından da hiç şüphem yok. O yüzden şimdiden selam olsun Kudüs'ü kurtaracak kardeşlerimize.