"Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki"
Bu sözü söyleyen şanlı komutan Selahaddin Eyyubi;
Kudüs'ü fethetmek için güçlü bir ordu kurar ve daha sonra Abbasilerden yardım ister. Gereken yardımı alamayan Selahaddin, kendi göbeğini kendisi kesmeye karar verir. Yani kurduğu orduyla Haçlılara savaş açar.
Ve
Sonuç itibarıyla 88 yıldan sonra Kudüs'ta islamın sancağı dalgalandı.
Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethettikten sonra;
Haçlılarca tahrip edilen Mescid-i Aksa'yı kendi elleriyle süpürüp ve gül yağıyla yıkadı.
Daha sonra;
Harem-i Şerif'i Hristiyanlara ait sembollerden temizledi.
Kudüs, çekişmeli tarihiyle 400 yıl boyunca Osmanlı egemenliği altında varlığını sürdürdü.
Ta ki 1. Dünya Savaşı'na kadar.
Son olarak da 1917 yılında İngilizlerin işgaline uğradı. Bu işgal esnasında Avrupa'da yaşayan Yahudiler, küçük koloniler hâlinde Filistin topraklarına akın etmeye başladılar.
İngilizler 1948 yılında Filistin'den çekilince Yahudiler İsrail diye bir terör devletinin bağımsızlığını ilan ettiler.
Bu ilandan sonra Araplarla sürekli savaş hâlinde olan İsrail, 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı'nda Doğu Kudüs'ü işgal etti.
1980 yılında kabul ettiği kanunla Kudüs'ü "bölünmez başkenti" ilan etti.
Neyse,
Birkaç cümleyle şanlı Kudüs'ün tarihinden bahsetmek istedim.
İsrail devleti kurulunca; Filistin topraklarında katliamlar art arda yapılmaya başladı.
Evet, İsrail denince;
Terör devleti,
Çocuk katili,
Müslümanların kalbinde yanan yangın,
İşgalci,
Kanla beslenen devlet
...........
Daha çok şey yazılır ama siz anladınız.
Bu devlet sadece Filistinlilerin sınavı değil; bütün İslam devletlerinin sınavıdır.
Çünkü bu terör devletinin arkasında Haçlılar var.
Şanlı İslam komutanı -Selahaddin Eyyubi-nin Hıttin Savaşı'nda Haçlılarda açtığı yara hâlâ da kanamaktadır.
Tabi ki de bu yaradan kocunacaklardır.
Ve kocunmakla yetinmeyerek İsrail denen terör devletinin eliyle mazlum Filistin halkını ezip toprağını elinden alıyorlar.
Bir yandan da demokrasi ve insan haklarından bahsetmekten geri durmuyorlar.
Şu an İsrail'in hava bombardımanı altında bedenleri parçalanan Filistin halkına destek vermeliyiz.
Bütün İslam âlemi birlik olmalı yoksa her biri; Suriye, Libya, Lübnan, Afganistan'ın kaderini yaşamak zorunda kalacaktır.
İsrail'in yağdırdığı bombalardan sadece Filistinli çocuklar mı zarar görüyor?
Hayır!
Çünkü Haçlıların her zaman ki "Böl Parçala" düşüncesi doğrultusunda hareket ettikleri için sırasıyla diğer İslam ülkelerini de parçalayacaklardır.
Eğer gerçekten parçalanmak istemiyorsak; fırsat bu fırsat bütün İslam ülkeleri bir araya gelip İsrail devletinin haddini bildirmeli. Gün doğmadan bu çiyanın başı ezilmeli.
Baktığımızda, İsrail'in bu zulmüne karşı uluslararası güçlerden hiç ses çıkmıyor.
Nerede?
Demokrasi çığırtkanlığı yapan ABD,İngiltere, Avrupa,...
İnsan hakları savunucusu BM.
Bunları boşverelim.
Peki, asıl İslam ülkeleri nerede?
Suud ailesi, Arap Birliği, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri
Neredesiniz?
Filistin davası sadece Filistinlilerin ya da Türkiye'nin davası değildir.
Filistin davası; Selahaddin Eyyubi'nin davasıdır, mesele Kudüs değil mesele İslamı yok etme meselesidir.
Ey İslam ülkeleri size sesleniyorum!
"Kudüs işgal altındayken siz nasıl gülebiliyorsunuz ki"
İçinizde bin tane Selahaddin Eyyubi var biri çıkıp da mazlum Filistin çocuklarının parçalanmış bedenlerinin hesabını İsrail devletinden sormayacak mı?
Saygı ve selamla.