“Çocuğun hasta olduğuna değil huyunun değiştiğine yanarım.” Diye atalarımıza atfedilen bir deyiş vardır. İsrailiyyat benzeri dezenformasyona dayanan kötü maksat ile algı yönetimi için “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” veya “Her koyun kendi bacağından asılır.” Gibi toplumsal dinamikleri pasifize etmek için bilinçli olarak uydurulanlar hariç olmak üzere atasözlerinin doğruluğuna inandığım için önemserim.
Maalesef ülkemiz korona vaka sayısı bakımından Dünyada ön sıralarda yer alıyor. Bunun yanında Çanakkale de Türkiye'de ilk sıralarda yer aldığı için son günlerde Çanakkale yerel siyaset gündeminde son zamanlarda yaşanan ve ülke kamuoyunda ilgi ile takip edilen gelişmelerle alakalı olarak, Çanakkale siyasetinin yetkili etkili siyasi kimliklerinin ve insanların sağlığını emanet ettiğimiz kimselerden makam ve mevkileri ile bağdaşmayan kin ve nefret dolu, insanları ayrıştıran söylemleri duyduktan sonra acaba korona virüsü ile insanların huyları damı değişiyor diye endişe duymaya başladım.
İnsanlık olarak çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Ülke olarak ayrılığı, gayrılığı, çöpten samandan meseleleri sorun etmekten çıkarıp birbirimize destek olmamız, gönül kırmamamız, kenetlenmemiz gerekirken tam aksi hareket, düşünce ve söylemler ile toplumdaki ayrılıkları derinleştirmekten, kin ve nefret uyandırmaktan başka hiçbir işe yaramayan nefret dolu söylemlerin pervasızca paylaşıldığını görünce insan ister istemez ne düşüneceğini ve ne diyeceğini şaşırıyor.
Hatırlanacağı üzere Çanakkale İl Genel Meclisinde CHP'nin sayısal üstünlüğü olmasına rağmen İl Genel Meclisi Başkanlığı seçiminde partisi CHP'den istifa edip bağımsız aday olan Nejat Önder, Cumhur İttifakı ve CHP'den gelen meçhul bir oy ile seçimi kazanmış, sonrasında da bizzat Recep Tayyip Erdoğan'ın taktığı rozet ile AK Partiye geçmişti.
Yaşanan bu gelişmelerden sonra Nejat Önder, yıllarca CHP içinde beraber siyaset yaptığı, belki de üyelik kaydını imzaladığı arkadaşları tarafından hain ve satılmış ilan edildi. Ağıza alınmayacak, çirkin, haddi aşan, insanlık onurunu rencide eden sözler ile itham edildi. Alışıldık CHP linç uygulamaları ve ötekileştirme söylemlerine ve hedef gösterilmesine şahit olduk.
Siyaseten olmasını arzulamadığımız bu tür baskı ve çirkin ithamlar biter diye beklenirken bu defa bu söylenenlere rahmet okutacak cinsten sözler ve paylaşımlar yapılmaya başlandı ki sormayın gitsin...
“İnşallah korona olmuştur bir de kanser diye üzüldük şeref yoksununa” diye sağlık çalışanı olduğu söylenen CHP sempatizanının sosyal medya paylaşımlarına insanlar şaşkın vaziyette ne oluyoruz nedir bu kin ve nefret diye şaşkınlığını üzerinden atamamışlar iken bu defa Ayvacık ilçesinde belediye tarafından yapılan işyerinin açılışına katılan ve tedbirlere uymadığı için testi pozitif çıktığı iddia edilen İl Genel Meclisinden bir üyenin “bugün yaptırdığım covid testi pozitif çıktı 10 gün karantinadayım” diye yaptığı paylaşıma CHP İl Başkanının “Geçmiş olsun, umarım meclise taşınmıştır” diye yorum yapması pes artık dedirtti.
Demokrasi, insan hakları, çevre, saygı sevgi, orman, su, böcek LGBT, PYD, PKK gibi bütün aşrı uç ve fikirlere saygı diyen, özgürlük demokrasi dersi vermeye çalışırken mangalda kül bırakmayanlar, düne kadar arkadaşı, merkez ilçe ve il başkanı olan Nejat Önder'e ağız dolusu hakaret ve küfürler etmesini ve mevcut CHP İl Başkanının “Geçmiş olsun, umarım meclise taşınmıştır” diye paylaşım yapmasını anlamakta zorluk çekiyorum.
CHP lebalep AK Parti Kongrelerini tenkit ederken ağızları kulaklarına varıyor. Haklılar mı evet haklılar. Sezar'ın hakkı Sezar'a. Halkın ve ülkenin sağlığını tehlikeye atacak hiçbir harekete tevessül edilmemelidir.
Bunun yanında başkası yaptığı hatayı alayı vala ile gündemden düşürmeyenlerin kendi yaptıklarını meziyet gibi göstermeye çalışmaları vıcık vıcık çifte standart davranış ve paylaşımlar vicdanları rahatsız ediyor.
Yaşananlar ve ardından korona olmuş ve temaslı olan üyelerin meclis toplantısına katılmaları nedeniyle İl Özel İdaresindeki bürokrat ve İl Genel Meclis Üyelerinin karantinaya alınması ile ortaya çıkan tedbirsizlik nedeniyle yaşananlar ve siyasilerin karşılıklı birbirlerini suçlayan açıklamaları ile başlayan tartışmalar kamuoyu tarafından ilgi ile takip ediliyor.
Halkın gözleri önünde cereyan eden ama halkın görmediği veya anlamadığı sanılan bütün bu olayları halk hafızasına kaydediyor. Söylenirken veya yazılırken nereye gideceği düşünülmeden yazılan ve söylenen bütün sözleri ve yazılanları halk sandıkta adresine iletilmek üzere kaydettiğinin unutulmaması gerekir.
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”