“Kitap olmayan kitap” dediğim İmralı'ya Ne'ye Gittim? (2021) kitabımın üst-başlığını “konuşanların bilmediği, bilenlerin konuşmadığı” olarak seçtim. Cumhuriyet'ten Barış Pehlivan evvelsi gün, masasında bekleyen bu kitabı “tam zamanı” diye okumaya başlamış... Okuyunca da bir yazı yazmış!
Bunun bir “pehlivan işi” değil “Organize İşler” işi olduğu anlaşılıyor, zira şu en baştaki üst başlığı bile okumamış olduğu belli. Oysa kitabın sadece “Ek-söz” ve “Son-söz”ünü okusa çok şey anlayacak.
Mustafa Kemal'i Dolmabahçe'de öldüren Kemalist köhnemişliğin bu Organize İşler ekibi, o meşhur İstanbul seçimleri fırıldağından bu yana; “Kürtler Selahattin'i dinledi” yalanını kırk kere söyleyip kendisini de bu yalana inandırmış yalancının kaderine gark olmuş durumdadır.
Bir gün bu Organize İşler ekibinin görevlendirdiği ve başarılarıyla ün yapmış (!) bir “araştırmacı” pireler üzerine bir deney yapmaktadır:
Önündeki masanın üzerine bembeyaz bir kâğıt koyar, piresini de onun üstüne kondurur. Bakımlı keçi sakalı ve kalın çerçeveli gözlükleriyle dikkatlice pirenin bir ayağını koparıp masaya bir şaplak atar. Pire sıçrar. Sonra ikinci ayağını koparıp tekrar vurur masaya, yine sıçrar pire. Sonra 3'üncü ayağın koparıp vurur masaya, pire yuvarlanır. Her vuruşun sonunda da kulağının arkasındaki kalemi çıkarıp önündeki deftere, sonucu not eder. Derken 4'üncü ayağın koparır ve vurur masaya, pire kıpırdamaz. Pirenin duymadığını düşünerek tekrar –biraz daha sertçe– vurur. Pire yine kıpırdamaz. Hiddetlenen “araştırmacı” daha da sertçe masaya vurur. Ayaklarını kaybeden pire sıçramaz. Pehlivan araştırmacı mağrur ve derin-düşünür bir ağırbaşlılıkla, kulağının arkasındaki kalemi çıkarır ve önündeki not defterine sonucunu “tarihe not” düşer:
“Pirelerin ayakları koparılınca kulakları sağır olur!”
Ey Kemalist faşist, Kürdcü faşist ve “Marksist” faşist bileşim! Şu 3 buçuk yıldır söylemekten bıkmadığınız ünlü İstanbul seçimleri fırıldağındaki “Kürtler Silo'yu dinledi” yalanı bu cin-göz “araştırmacı”nızın bu “sonucu”dur...
İmralı'dan ayrılma vedasında –ayakta– Öcalan bir dakikada iki kez: “Avukatsız sakın okuma, ters teper, seni de komplocu ilan ederler!” dedi. Yani Kürtler Öcalan'ı dinledi. Yine dinler sevgili beyler!
Siz kendinizle oynuyorsunuz oynayabilirsiniz efendiler, Selahattin beyle oynamayın, onun geleceğini karartmayın derim. Selahattin daha çok gençtir...
Selahattin o zaman da “Öcalan'ı değil beni dinleyin” manasına gelecek tek bir şey demedi. Diyemez! Tersine: “Sn Öcalan'ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın” dedi, o seçiminizden 12 saat önce...
(22.6.2019 / 18:16 [twitter.com/hdpdemirtas/status/1142451652076679168])
Kürtler Öcalan'ın aynen dediği gibi, bunun bir “komplo”, şahsımın da bir “komplocu” olduğunu düşündü ve gitti “tersine” oy verdi... Bu kadar basit ve bu kadar sarihtir durum. En az masanın üzerindeki “beyaz perde”de, ayakları koparılmış pirenin sıçrayamaması kadar...
Ayrıca ve gayrıca: Seçimde tarafsızlığın “AKP'ye destek olma” olduğu fırıldağını daha ne kadar sürdürebileceksiniz? Tarafsız kalmak veya kendi Üçüncü Tarafı olarak bu seçimde seçmenine mesela “sokağa çıkmama” ilan ederse, bu niye-neden “AKP'ye destek” oluyor?
“Feyk Muhalefet” kendi oyuyla kazanmaya yüzüğü tutmaz, Kürtleri kendine tetikçi tutmak ister. Yani iş “Kürt meselesi” denen Türk-Kürt ilişkilerine gelince Kürt karşıtlığında “ben AKP'den daha mahirim” diyen bu 6'lı Ganyanca muhalefetine neden-niçin destek versin? İktidarınızı kaptırdığınız Erdoğan'dan intikamınız için... Öyle mi? İntikam almaya yüzüğünüz ve oyunuz yetiyorsa gidin intikamınızı kendiniz alın! Kürtler sizin “sopa” olmayacak!
Size “kötü” haberi veriyorum, bu örgütlenmeyi 30 yıldır top-yekûn çalışan bir ilim insanı olarak:
Kürtler sizin tetikçiniz olmayacak kadar örgütlüdür ve “Eski Kürt” değildir artık!
Bir kötü haber daha vereyim size: Bu seçimde, Selo-Silo ettiğiniz Demirtaş bu kez, Öcalan'dan santim-milim değil “hiper-milim” farklılıkta bir “ima” bile etmeyecektir.
Mersin olayında bodoslama bir “kınama” yapınca Kandil'den “ukala, vicdansız ve münafık” yemenin ne olduğunu anlamayacak kadar da “ergen-genç” değildir bu delikanlı.
Ve bu aynı uyarının içinde seçimin kendileri açısından hedefini belirledi Bayık:
“...Bu AKP-MHP iktidarını düşürmek, CHP'yi iktidar yapmamaktır”
(rudaw.net/turkish/kurdistan/08102022)
Böyle olmaz ise eğer; çalıştığı alanda bu kadar iddialı biri olarak üniversiteyi/işimi bırakıp köyümde çiftçiliğe başlarım. Size söz!
Peki Öcalan'ın dediğini derse Çözüm Süreci tetikçiniz, siz ne yapacaksınız? Bu bir. İkincisi, bu durumda Kürtlerin “çoğu” değil de yüzde 99'u “Silo'yu dinledi” olsa, sizin hanenize ne yazar?
Zira onu dinlemek Öcalan'ı dinlemek olmayacak mıdır efendiler??
Ali Kemal Özcan
20 Kasım 2022