Lütfü Savaş Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı. Aynı zamanda Tıp alanında doçent unvanı almış sonrasında siyasete girmiş bir dönem AK Partiden seçildikten sonra ikinci defa aday gösterilmeyince CHP'ye transfer olmuş, bu partiden de iki dönem seçilmiş olduğu Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine devam eden siyaset ve bilim insanıdır.
Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi usulü ile ilgili: "Cumhurbaşkanı adayı sadece başarı, sadece bekraunt (bir kimsenin geçmişteki görgü, muhit ve tahsili.), sadece birikimle olmuyor ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklar" sözleri nedeniyle gündem oldu ve bir hayli tepki çekti.
Tepki çeken bu sözleri üzerine açıklama yapmak için CNN TÜRK'e telefonla bağlandı, Millet İttifakı adayını uluslararası karar vericilerin belirleyeceği sözleri ile "espri yaptığını" söyleyerek daha önceki açıklamasından çark etti. Ancak bu açıklaması ile kimseyi ikna edemediği gibi başkan espri yapmıştır diye kimse de gülüp geçmedi.
Bağımsızlık aşığı, bin yıllık kadim bir devlet geleneğine sahip Türkiye'yi yönetmeye talip olacak, halkın oyları ile seçildiği takdirde ülkenin başkomutanı da olacak cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ile ilgili sanki Türkiye'ye ABD'nin Genel Valisini seçiyormuş gibi aday belirleneceği izlenimi veren “uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklardır” diye saçmalama derecesinden bir tık ilerisi sözlerinin “espri yaptım” diye geçiştirilme gayreti ciddiyetten uzak görüldüğü için daha çok tepki toplamış ve bir nevi “özrü kabahatinden büyük olmuştur.”
ABD Başkanı Biden'in: “Türkiye'de iktidarı darbe ile değil muhalefeti destekleyerek değiştireceğiz...” tarzındaki çapsız sözlerine cevap mahiyetinde CHP Lideri'nin “ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız” sözleri ile mandacı düşüncenin tezahürü ile karşılık verdiği siyaset ortamında Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayını “uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklardır” denilmesi ve bunun üzerine gelen tepkiler nedeniyle inandırıcılıktan ve ciddiyetten uzak bir şekilde espri yaptım denilmesi kabullenilebilecek bir durum değildir.
Irak ve Tunus benzeri birçok ülkeye demokrasi getirmek bahanesi ile ülkeleri işgal eden ABD'nin bu ülkelerin hazinelerini ve doğal kaynaklarını nasıl darmadağın ettiği bilinen ve görünen bir gerçek olmasına rağmen, ABD'de Washington merkezli, kurucuları arasında ABD Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, GW.Bush kardeşi eski Florida Valisi Jeb Bush ve İtalya'nın eski Dışişleri Bakanı Sant'Agata gibi isimlerin olduğu Türk Demokrasi Projesi'nin geliştirilmesi ile ilgili derneğin kurulduğu bir dönemde gelişmeleri her zamankinden daha dikkatli izlenmesi ve çok daha uyanık olunması gerekir.
Sputnik'in haberine göre Turkish Democracy Project (Türk Demokrasi Projesi) isimli derneğin internet sayfasında: "Türk Demokrasi Projesi, Türkiye'nin son zamanlarda demokrasiden uzaklaşmasına ve otoriterliğe dönüşmesine yanıt olarak oluşturulmuş, kâr amacı gütmeyen, partizan olmayan, uluslararası bir politika örgütüdür" diye tanımlanan derneğin amacının ise “Türkiye'yi daha demokratik politikalar benimsemeye teşvik etmek ve Türkiye'nin demokratik kurumlarının, insan haklarının korunmasına ve ekonomik refahına yönelik sürekli erozyonunu durdurmak olduğu” belirtiliyor.
Ayrıca "(Erdoğan) aşırılıkçı grupları destekledi, Orta Doğu'dan Avrupa'ya kadar uzanan çatışmaları desteklemek için malzeme gönderdi, etnik azınlıklara zulmetti, özgür basını yok etti, siyasi muhalifleri hapse attı ve öldürdü, demokratik kurumları aşındırdı, Türkiye'nin tüm kurumlarına yolsuzluk yaydığı iddia ediliyor.
Türkiye ekonomisi, Erdoğan'ın politikalarının bir sonucu olarak ciddi bir ekonomik gerileme yaşadı. Hukukun üstünlüğü bozulurken ve yolsuzluk yaygınlaşırken, Erdoğan ve oligarkları servet ve güç toplamaya devam ediyor. 2020'de Freedom House örgütünün Türkiye'yi resmen “özgür değil” ilan ettiğinden bahisle kurulan bu dernek Türkiye halkının seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedefine aldığını saklama ihtiyacını dahi duymuyor.
Türkiye'den demokrasi getirilmesi için fonlanmış birkaç kişinin haricinde ABD'den hiçbir talep olmamasına rağmen kendisine vazife çıkarmış diğer ülkelere demokrasi götürmek yalanı ile elini kana bulamış kişilerin Türkiye Demokrasi Projesi için ABD menşeli derneğin kurulmasını hayra yoramıyorum. Aksine ülkemiz için tehlikeli buluyorum.
ABD ve AB devletleri kendi politik çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapmış, demokrasi getirmek istediği hiçbir ülkeye de faydası olmamış, girdiği yeri talan etmiştir. Kendine hizmet etmeyen bütün liderleri faşist, diktatör diye yaftalamış, kendisine hizmet edenleri ve etmeye aday olanları da demokratik ve hümanist olarak tanımlamıştır.
Erdoğan'ı sevmeyebilirsiniz, icraatlarını da beğenmeyebilirsiniz. İktidardan gitmesini de isteyebilirsiniz. Bunun yolu ancak ve ancak sandıktan, yani millet iradesinden geçmektedir. Bunun aksini düşünmek, hele hele ABD'nin desteği ile sandıktan değil de kötü örneklerini birçok ülkede gördüğümüz tombaladan ABD'nin türü demokrasi getirmesini düşünmek gaflet, bir tık ilerisi ise ihanettir.