CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun evinin elektriği üç aylık borcunu ödemediği için kesildi.
Elbette ki Kılıçdaroğlu milletvekili maaşı ile evinin elektrik borcunu ödemekten aciz değil, ödeyebilirdi.
Kaldı ki İttifak ortağı Akşener'de Kılıçdaroğlu'nun evinin karanlıkta kalmaması için elektrik borcunu ödemek istediğini söyledi.
Nede olsa al gülüm ver gülüm meselesi. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez... Akşener sıkıştığı zaman Kılıçdaroğlu CHP'den on beş milletvekilini can suyu olarak İYİ Partiye göndermişti.
Buna rağmen Kılıçdaroğlu elektriği kesik dört milyon abone olduğundan bahisle farkındalık yaratmak için borcunu ödemeyeceğini ve 7 gün süreyle evinde karanlıkta oturacağını söyledi.
Buraya kadar kurgu normal işliyor.
Ancak
Konu ile ilgili ayrıntılar ortaya çıkmaya başlayınca çatallaşmaya başladı. Dört milyon abone mi? Dört milyon kişi mi? Kendisi de dahil olmak üzere bazen dört milyon abone diyor, bazen de dört milyon kişi diye ifade ediyor...
Bu ayrıntı çok mu önemli?
Evet, benim için çok önemli ve böylesi ayrıntıları çok önemsiyorum.
Çünkü Mark Twain “Rakamlar yalan söylemez; insanlar rakamlar ile yalan söyler” Diye dillendirdiği tezi var ki Kılıçdaroğlu'nun elektriği kesik abone sayılarında bu tez cuk diye yerine oturuyor.
İnsan her halükârda doğruyu söylemeli ki güvenilirliğini yitirmesin... Adı yalancı çobana çıkmasın...
Mark Twain dediği gibi doğrudan yalan söylüyor demeyelim ama Kılıçdaroğlu'nun rakamları çok abarttığı, bazen algı ve manipülasyona dayalı rakamların yerlerini değiştirerek ikirciklikle konuşması ve sergilediği tavırları dikkat çekiyor.
Çünkü Türkiye devleti güçlü bir devlet. Elinde kaç abonenin elektriğinin kesik olduğu ve bunların ne zaman kesildiği ve ne zaman açıldığı ile ilgili kesin bilgiler olduğu bilinen bir gerçek.
Herkes gibi Kılıçdaroğlu da bunu bildiği için her zaman olduğu gibi kelime oyunları ile bilinçli olarak işi ikilem de ve iddiasının ucunu açık bırakıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Sönmez'e konu ile ilgili sorulan soru üzerine: “Kılıçdaroğlu'nun bugün 4 milyon hanenin elektriği kesikmiş gibi oluşturmaya çalıştığı söylem algıdır, manipülasyondur, çarpıtmadır. Bugün itibarıyla tüm abone gruplarında elektriği kesik abone sayısının 278 bin olduğu” ile ilgili açıklama yaptı.
Bunun yanında Keçiören'de elektriği kesik olduğu söylenen vatandaşın evine gidiliyor ama sonradan Bakan'ın, Keçiören Kaymakamlığının ve dağıtım şirketinin basın açıklaması ile Kılıçdaroğlu'nun ziyaret ettiği o ailenin evinin elektriğinin açık olduğu, ışıkların kapatılıp tiyatro yapıldığı anlaşıldı.
Ne oldu şimdi? Bir çuval incir rezil kepaze edildi. Türk halkı bu ve buna benzer manipülasyonlardan ve aptal yerine konulmaktan gerçekten bıktı.
Anlamaya çalışıyorum...
Bir insan sonradan ortaya çıkacağını bile bile neden yanlış bilgi verir. Ülkede insanların geçim sıkıntısı çektiği, bu nedenle de elektrik, doğalgaz, akaryakıt gibi girdi fiyatlarının yüksek olduğu; halkın belini büktüğü bilinen bir gerçek... Bu gerçeği herkes kabul ediyor. Kimsenin itirazı yok...
Hal böyle iken gerçekleri olduğu gibi açıklamak yerine neden böyle bir manipülasyon yapmaya ve yapılmaya ihtiyaç duyulur anlayabilmiş değilim.
Tele1 ve Halk TV seyircileri bu rakamın dört milyon elektrik abonesi olduğuna öyle inanmışlar ki pazarlığı bile kabul etmiyorlar... Ağanın sözünün üstüne söz olmaz prensibi ile diretiyorlar... Dört milyonda dört milyon...
Bunun yanında başka bir çıkmaz ve açıklanmaya muhtaç bir durumda parti politikası olarak ülkede elektrik üretimi yapacak her türlü yatırıma karşı çıkacaksın, ülkeyi elektrik ithal etmeye mecbur bırakacaksın sonrada halkı elektrik pahalı diye sivil itaatsizlik yapmaya teşvik edeceksin...
Açıklamalar, söylemler güzel, senaryo mükemmel hiçbir kusur yok. Konuşmaya başladığı zaman saçmalamaları görmezden gelirsek adam sütten çıkmış ak kaşık... Her yüzyılda bir gelen kurtarıcı...
Halk kahramanı lider elektrik borcunu ödemiyor, elektriği kesiliyor.
Halkın çektiğine farkındalık oluşturmak ve dikkat çekmek için evinde lüks ışığı altında oturan, kravatını çıkarmış, gömleğinin kollarını kıvırmış eşi ile birlikte oturun ana muhalefet partisinin genel başkanı...
Ama bazılarının gözünden kaçmamış, Selvi Hanımın giydiği kazak bir firmanın ürettiği ve piyasa değeri 1.500- 1.999 Tl değerinde olduğuna dair birçok paylaşım yapıldı ve buna hiçbir itiraz da gelmedi.
Ama canım sizde bu kadar küçük ayrıntılara takılmayın...
Tamam Selvi Hanım'ın kazağına, geceliği 100.000-tl boğaz manzaralı otel odasına, deniz taksiyi ve diğer lüks harcamalara takılmayalım...
SGK Genel Müdürlüğünü, ceza almaktan Rahşan affı ile kurtulduğunu hiç aklımıza getirmeyelim... Neredeyse bütün açıklamaları yanlış olduğu için mahkeme kararları ile ödediği tazminatları hiç görmeyelim...
Peki neye inanalım? Kılıçdaroğlu'na başörtüsü yasağını kaldırdığı için teşekkür eden partiye katılan bayanın açıklamalarına inanalım...
Halk TV'ye Tele 1 ne diyorsa onların haberlerine inanalım... Başka haber kanalları, farklı söyleyenlere aldırmayalım...Mümkün mertebe başka TV'de haber izlemeyelim...
Yok ben almayayım...
Ben gerçekleri görmek ve bilmek istiyorum. Algı ve manipülasyonlarla avutulacak yaşları çok geride bıraktık...
