Bu literatür İstanbul'da Beşiktaş'ın Kiev karşısında 90+2 de başlayan o müthiş savunmasını anlatmak için kullanılır lakin artık toplamda 210 dakikalık sürede Fenerbahçe'nin sayısız atak ve şut girişiminin beceriksizlik ile sonuçlanması, Kiev takımının ecel terleriyle nasıl karambole getirilmiş vaziyette turu geçtiğini anlatmak için kullanılabilir.
Biz Futbol Maçı Seyretmiyoruz!
"Bir dramı, bir trajediyi maalesef izlemek zorunda kalıyoruz." diyor Cumhurbaşkanı... İki maçta futbolunla yerin dibine gömdüğün, her dakika kalesinde pozisyon ürettiğin bir Dinamo Kiev takımına gol vuruşunu yapabilecek bir adamın yoksa tabiki sende eleştirilirsin. Mesele rakibe karşı çok atak yapmak değil, Hitler'in Almanya'sı nasıl ki Moskova'yı kuşatmasına rağmen öldürücü darbeyi vuramadı ve savaşın ağır kaybedeni oldu... Fenerbahçe'de bu hikayenin kaybedeni oldu.
Jesus'a kızmam, kenardan yapılabilecek her şeyi yaptı... Hep bahsettiğim gol lazımken risk alabilen büyük hoca rolünü öyle bir oynadı ki stoper bile çıkarıp 10 numarayı oyuna aldı ve golü de buldu ama bu çok geç gelen bir reaksiyon oldu. Bu gol 75'te gelse belki Fenerbahçe 3-1, 4-1 kazanabilirdi.
Yine Transfer Yanlışları!
Her ne kadar bu turun kaybedilmesinde o son gol vuruşunun gelmemesi gözükse de elzem bölgelere kayda değer oyuncuların alınamaması da yine gözlerimize ağır ağır battı. Sol tarafta Ferdi topu bir noktaya kadar götürse de sol ayağını kullanarak orta yapamıyor çünkü ne pozisyonu ne de güçlü ayağını kullanabileceği yer orası değil. Hal böyle iken Fenerbahçe gidiyor ve dolu olan bölgelere başka transferler yapıp sonra da Kiev'e ben nasıl elendim diye kendine soruyor.
Bu yanlış transfer politikaları devam ettikçe biz iyi oynayıp tur verdiğimiz anları daha çok fazla yaşarız.