Kerbela; Ümmeti İslam'ın kapanmayan yarasıdır. Bu konu yanlış anlaşılmaya, suistimal edilmeye müsait hassas bir husus olduğu için birçok İslam alimi ve Müslümanların büyük çoğunluğu bu acısını dillendirmekten, bu konuda fikir beyan etmekten kaçınmışlardır.
Zaten bu hususu inanç, ihlas süzgecinden geçirdiğimiz zaman sessiz matemin ve bu konuda konuşmama orucu tutulmasının en doğrusu olduğuna anlaşılacaktır. Kaldı ki ilmine, irfanına güvendiğimiz birçok İslam aliminin konu ile ilgili bilgisi veya görüşü sorulduğunda derin bir “Ahhh…” çekip konu hakkında susmayı tercih etmişlerdir.
Böylesi hassas bir konuda ulu orta sadece konuşulmuş olmak için konuşulması, yazılması; sakız yapılıp ağızlarda çiğnenmesi, anma ritüeli adı altında İslam'a aykırı görüntüler sergilenmesinin doğru olmadığı, konunun Allah (CC)'ye havale etmenin çok daha doğru olacağı kanaatindeyim.
Ancak buna rağmen bazıları saf dillikleri ile konuyu çok iyi bilip bilmeden ileri geri konuşmalarına, bazıların da mal bulmuş mağribi gibi konuyu istismar etmek için ısrarla gündemde tutmalarındaki ısrarlarını pek samimi bulmadığım gibi açıkçası biraz da bu gayretin ardında art niyet arıyorum…
Çünkü Ümmetin içinde bir yara olarak kanayan, yüzyıllar öncesinde yaşanmış, böylesi üzücü bir olayın üzerinden tartışma yaratılmasını ve bu tartışmalar ile günümüz Müslümanlarının arasına fitne tohumlarının ekilmesi, yeşertilmesi ve yeni anlaşmazlık konularının devşirilmesi için zemin hazırlanmasını doğru bulmuyorum.
Kerbela olayını devamlı gündemde tutarak bu acı üzerinden en iyi bildikleri İslam toplumu arasındaki nüans farklarını kaşıyarak fitne çıkması/çıkartılması için toplum hafızasına açı bir yaşanmışlık olarak yer etmiş ve açı hatıratlar ile dolu böylesi nazik bir konuyu anmak mazereti ile hiç gündemden düşürmemiş böylece İslam toplumu arasında kin ve nefret tohumlarının yeşermesi için müsait bir zemin hazırlanması gayreti içine girmişler, maalesef görünen umumi manzaraya bakıldığında başarılı kötü emellerine ulaştıkları net bir şekilde görülecektir…
Bu konuda en doğrusu ve bize yakışanı, ibret nazarı ile sessiz ve içten bir matem ile Kerbela da şehit edilenlerin hatırlanması günümüzde de böylesi konularda fitne çıkarılmasına müsaade edilmemesi için fikir ayrılıklarının nelere sebep olabileceğini görebilmemiz adına iyi düşünmemiz ve Müslümana yakışır bir hal içinde olmalıyız.
Kerbela ile ilgili Peygamber (SAV) Efendimizin torunu ve Hz. Ali'nin evladı Hz. Hüseyin'in “Susadığınızda beni hatırlayın…” sözü ile günümüzü en iyi anlatılan “Her yer Kerbela, hepimizde Hüseyin'iz” acı gerçeği ile, Kerbela olayını hatırladıktan ve hatırlattıktan sonra yazımızın başlığında da belirttiğim gibi çok eskilere gitmeden günümüzdeki olaylara Kerbela olayının seneyi devriyesinde dikkat çekmek istiyorum…
Yakın tarihimizde İslam coğrafyasının her karışı “Her yer Kerbela…” misali kan gölüne döndü… Çeçenistan, Şusa, Karabağ, Bulgaristan, Türkistan, Pakistan, Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, Hama, Humus, Srebrenitsa… Güya medeni ve çağdaş dünyanın gözleri önünde emperyalistlerin bizzat destekleri ile oluk oluk Müslüman kanı akıtıldı, İslam diyarları talan ve tarumar edildi… Milyonlarca Müslüman yerinden yurdundan sürüldü, ana yurtlarından uzak insanlıktan uzak göçmen ve mülteci olarak yaşamak zorunda kaldık…
Sırtlanların iştahını kabartan ülkemizi de gelecekte neler beklediğini bugünden kestirmek mümkün değil… Çünkü yıllardır, Türkiye içinde hayra alamet olmayan kaos senaryoları hazırlanıyor…
Tarih olarak çok eskilere gitmeden 1980-1990 yıllardan günümüze devam eden karmaşık olaylar dizinini bir bütün olarak düşündüğümüzde durumun vahamet bütün gerçekliliği ile yüzümüze şamar gibi çarpacaktır.
PKK terör örgütünün kurulup ülkemizin başına bela edilmesi…
Uğur Mumcu ile başlayıp Cumhurbaşkanı Turgut Özal suikastı ile devam eden faili meçhul kalmış cinayetler…
Elâzığ-Bingöl Karayolunda birliklerine giderken 33 askerimizin şehit edilmesi. Sivas ve Başbuğlarda 33 vatandaşımızın yakılması ve katli gönüllerimizi yakan ve bugüne kadar açığa çıkarılmamış karanlıkta kalmış toplu katliamlar…
Bu kanlı ve açı olayların failleri bulunup gerekli cezaya çarptırılmamış iken değişik algılar ile kanlı mahfillerin tertipleyip taşeronları vasıtası ile yaptırdıkları, faili meçhul perdesi ile örttükleri bu düzmece kumpasların gerçek failleri mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
Bizler Kerbela diye dizlerimizi döverken ve birbirimizi sen ben diye ayırıp birbirimize bilenirken, elin gavuru kurduğu fitne sistemi ile bütün Ümmeti İslam'ı Kerbela'ya çevirdi.
Evet Kerbela unutulmamalıdır ama bugünkü İslam dünyası üzerinde oynanan oyunları da görmezden duymazdan gelmek ve kayıtsız kalmak da günümüzün Hüseyinlerine yakışmaz…