"Dipteyim sondayım depresyondayım... "

"Zengin deprasyonu" bu seninki diye maytap geçmişti arkadaşım ama düşününce "dipteyim, sondayım, depresyondayım" yapısına göre sıralı cümle olarak adlandırılırdı
ve yüklemin türüne göre ; üç cümle de isim cümlesiydi ...
Hatta ek-eylemin geniş zamanı anlamına gelen şahıs eklerini almak suretiyle yüklem olmuşlardı...
Olmuşlardı da ne olmuştu?
"Beni tanımla" derken şair burda neyi amaçlamakta idi ? Ele edilgenim ki fâil sensin buralarda diye eski edebiyattaki sultan - köle mazmununa mı gönderme yapmakta idi ? Beni belirtili nesne idi evet, bu da eylemin geçişli olduğunun bir ispatı idi..

Hmmmm...
Cümleler içinde kullan derken hem de...
Türkçe Konuşturan Sözlük ' te olur ya... Silgi nedir silme aygıtı, ben bugün bir silgi aldım falan...
Mutluyum mutlusun mutlu gibi gibi külliyen yalan, ne silgi almıştır ne kalem... Lafın gelişidir düpedüz...
Şair sözünün şüphesiz yalan olması gibi işten bile değildir...
Hem...
Tüm nihilistler / hiç kere hiççiler depresyonda idi de bize neler olmakta idi ?
Sarılacak ip " imiz varken derin sular nasıl olup da çekiyordu girdabına bizleri ?
Ömür gerçekten de " bir nefes derinden " miydi ?
En sevdiğim, nasıl olup da düşmanım oluyordu ?
Ve ennnnn düşmanım en yakınım oluyordu aniden...
En bi istediklerim benden deli gibi kaçarken, en sevmediklerimin burnumun dibinde ne işi vardı?
En istediğimi elde edince değerini nasıl yitiriyordu gözümde?
Haddimizi bilmeden tahtını & bahtını yapmaya çalıştıklarımız nasıl hoyratça tekmeliyordu kalbimizi?
Evvvvvet...
Asıl sahibine yönelmeyince sevgi, soluyordu hep..
Çünkü Rabbim çok gayretli ve sakınan idi kulunu , kalbini kıskanıyordu adeta başka sevgilerden...
O yüzden ana, baba, eş sevgili , dost, arkadaş, akraba, konu komşu, en acı şekilde ihanet ediyordu adem aynasında , geçici gölgeler sisler arasında ... Hayret ediyordu insan...
Makamlardan bir makamda...
Hem...
İlhan İrem ' e Tanrı 'dan için kuklacı diyor diye veryansın ediyordu birileri sosyal medyadan...
"Onun dediği de olur , o da olur , bu da olur , puta tapan da Allah' a tapar" demiyorum hâşâ nur cemâlli, cemâlleri nur gibi olan tasavvufçular gibi de...
Rolleri verip o dağıtıyor cast ' ı falan hepsini yapan O ya ? Karagöz de yıktın perdeyi eyledin viran varayım sahib ' ine haber vereyim hemân derken perdenin sahibi kimdir ?
O dur O...

Hay Allah , benimle sohbete de doyum olmuyor yine konu konuyu açtı değil mi Nüket ? Ama bazılarını zaten biliyordum bu anlattıklarımın Nüketciğim...
Hani bi adam kahvede fıkra anlatıp gülüyormuş kendi kendine , bazen de eliyle geç geç yapıyormuş, arkadaşları ne yapıyorsun demişler...
Yaw kendi kendime fıkra anlatıyorum ama bezen bildiğim fıkralar denk geliyor o zaman da onu geç geç diyorum
!

Böyle işte!
"Bu son fasıldır ey ömrüm...
Nasıl geçersen geç" derken de kendi kendine hitap etmemiş mi şair?
Etmiş sayın seyirciler...

Nüket Belsan Taşören