İlk MYK toplantısında, Erdoğan'ın aşağıdaki cümlelerini,
1) “Sadece oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı da var.”
2) “Nerede eksik, hata, kasıt ve ihanet varsa üzerine gitmek boynumuzun borcudur."
3) “Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz."
4) “Şahsım dâhil bu masanın etrafında oturan hiçbir arkadaşım, bu sonuçların sorumluluğundan kaçamaz.”
bu hareketten bir Kurucu Abi'ye gönderince, şu sorularla döndü:
- Ak parti kurmay kadrosu ile objektif aklın “hata, eksik, kibir ve ihanet” gibi kavramlara yüklediği anlam çakışıyor mu?
- Seçim sonuçlarının fotoğrafını çekmeye çalıştıklarında, kamerada hep kendi silüetlerini gördükçe, objektif tespitlerde bulunabilecekler mi?
- Lider, kendisinde ve kadrosunda tespit ettiği hataları düzeltmeye çalışırken;
- yeterince adil, yeterince cesur, yeterince samimi, yeterince becerikli olabilecek mi?
- Yeterince zamanı iyi kullanabilecek mi?
- Kendi nefsi, düzeltme operasyonlarına izin verecek mi?
- Veya çevresinin çıkar ve direnci, iyileştirmelere yeterince müsaade edecek mi? …
İslamiyet'in felsefî literatüründen beslenen yazarlardan Yusuf Kaplan da şunu ekledi:
“Sistemi dönüştürmek için çıktığımız yolda, sistem tarafından dönüştürüldük sonunda!”
Reis'in tespitleri, Abi'nin soruları ve Kaplan'ın Ek'i; Cumhuriyetimizin Karabekir-Erdoğan hattı için, tam bir hayat-memat bütünlüğüne hayatî bir işarettir! 1924'ün 100'üncü yılında…
Karabekir üzerinden M.Kemal'i 1924'te “ayakta ölü” eden Kemalizm, Türk-Kürt sorununun (inkâr-isyan-tenkil döngüsünün) yegâne kaynağı ve Öznesi'dir… Aşmayan aşılır!
“Aşılamaması demek” ise; sonunu kimsenin öngöremeyeceği bir Kürt-Türk boğazlaşması ve bölünmesidir…
Bayram sonrası; bir “Başlangıç Ayarlarına Dönüş" hamlesi, dört-gözle Reis'i ve ona “Reis” diyenleri bekler
—diye düşünüyorum.
13 Haziran 2019'da “sarayına” ulaştığımda,
Erdoğan'a Öcalan'ın; “Güncellenmiş bir Mustafa Kemal'e ihtiyaç vardır” dediğini aktardım.
Sonra Erbakan'ın; “M.Kemal sağ olsaydı CHP'yi kapatıp REFAH'a gelirdi”sini hatırlattım.
Ve ekledim: “Bugün ‘Güncellenmiş bir Mustafa Kemal'e yegâne aday zatıalinizdir…”
Ve Diyarbakır'da Erdoğan: “İpi başkasının elinde olmayan herkesle varız” dedi…
Şimdi önündeki TEK-TEHLİKE: Ciğeri kediye bir-daha teslim etmemek! kaldı…
Herkesin bildiği işi yapması (İş Bölümü), İnsanlığın insanlaşmasının ilk hamlesidir. Bu İlk'ini yitirdiği yerde kaybetmiş, bulduğu yerde hep kazanmıştır insanlık…
Ali Kemal Özcan
9 Nisan 2024