Bosna Hersek' in bilge kurucu lideri, milli mücadelesinin mücahit komutanı, ilk cumhurbaşkanı Aliye Izzetbegoviç'in çileli hayatındaki tecrübesine dayanarak “Hayvan aç iken, insan ise tok iken tehlikelidir.” Tespiti, ister istemez insanın aklına “Hayvanlar aç iken, insanlar ise tok iken kudurur.” Atasözünü hatırlatıyor.
İnsanlar ve hayvanlar için tehlike arz eden tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalık olan kuduz; insan ve memeli hayvanların çoğunda beyin dokusunda iltihap meydana getiren hastalıktır.
Bir hayvanın kuduz olup olmadığını anlayabilmek için hayvanları azda olsa tanımanız, hareketlerindeki değişikliği gözlemlemeniz sizlere kuduz olup olmadığı hakkında bir fikir verebilir.
Eğer hayvan serseri mayın gibi dolaşıyor, hareketlerinde değişimler gözleniyor veya son zamanlardaki gibi sokaklarda edebi ile yürüyen başörtülü kadınları gördüğünde saldıran insan müsveddeleri gibi sağa sola saldırıyor, şiddetli ısırma ve saldırma istemlerinde bulunuyorsa, büyük ihtimalle kuduzdur ve uzak durulması gereken bir yaratıktır.
Günümüzde sokaklardaki başörtülü kızlara ve kadınlara saldıran insanlarda kuduz olma ihtimali şüphesi benzeri sayılabilecek benzer eğimler ve haller görülüyor. Bu tür benzerlik kuduz hastalığını taklit eden, biyolojik saldırılar sonucu, genetiği ve beyin fonksiyonları bozulan insanların bir yerlerden kaos çıkarmak için düğmeye basıldığı zaman tezahür eden amansız hastalığın belirtileridir.
Son günlerde bu hastalığa fikren ve zihnen mustarip olan insanların saldırganlıklarına şahit oluyoruz. Sokak ortasında edebi ile yürüyen inancı için başını örten kızlarımıza, kadınlarımıza vahşide saldırıyorlar. Bu saldırılar ne ilk nede son olacaktır. Geçmişte olduğu gibi, günümüzde de fırsatını buldukça saldırıyorlar.
Müslim Gündüz- Fadime Şahin benzeri çirkinlik abidesi, kokuşmuş, düzmece senaryolar ile yapılacak benzeri saldırılar ile çıkarılmak istenilen kaosa hazırlıklı olun. Çünkü uluslararası güçlerin nasırına çok fena basıldı. Bu nedenle de içten, dıştan, sağdan, soldan birçok provokatör aktör sahaya ve sokaklara indi.
Ancak Millet olarak kurmuş olduğumuz 17 devletin 16 tanesi yıkıldığı için, dıştan ve içten gelebilecek tehlikelere ve çevrilen entrikalara karşı azda olsa şerbetliyiz. Zaman içinde yabancı olduğumuz biyolojik, psikolojik ve algı operasyonları ile yürütülen soğuk savaş tekniklerine karşı da iyi kötü tecrübe edindik.
Edindiğimiz bilgi ve tecrübeler bizlere böyle zamanlarda her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğunu öğretti. Bu nedenle, ülke olarak bu tür saldırılara karşı en etkili silah milli birlik ve beraberliktir.
Bu nedenle son günlerde sadece medyaya intikal ettiği için haberdar olabildiğimiz benzer olaylara karışan saldırganların ruh hallerini ve tutuklandıkları zaman söyledikleri sözlere dikkat ediniz. Kadın başörtülüye vahşice saldırıyor ve bütün kinini kusuyor. Tutuklandığı zamanda gayet pişkin sırıtarak “Ben ne yapmışım ki...”Diye insanların sabır sınırlarını zorlayan, insanları kutuplaştırmaya dönük tavır sergiliyor.
Diğer saldırgan kadın ise saldırıyor, hem de yetişin bana saldırıyorlar diye bağıracak kadar alçalabiliyor.
Kocaeli de tutuklanan erkek zanlının verdiği cevap ise çok ilgi çekici. Canımı sıkmayın, adliyenin önüne binlerce insani toplarım diye tehdit edebilecek cesaretini gösterebiliyor.
Tabi saldırganların sergiledikleri, bu tutum ve davranışları organize kaos yaratma gayreti olduğunu gösteriyor. Bu olayların arkasından gelebilecek organize kaosun uygulayacağı tehlikeli provokasyonların yakın zamanda tersine döndürülerek başı açık kadınlara saldırıların olabileceğini gösteriyor.
Bu ülkede, başı acıkın kapalı ile başı kapalının da başı açık ile aralarında bir sorun olmamıştır.
Gelin ülkemizin huzur ortamını bozmak için tasarlanan provokatör kaos planlarını el birlik bozalım ve başlarına çalalım.
