Sözde derbilere örnek olacak bir karşılaşma... Beraberliğe razı olmayan iki takımın futboldan ziyade tenis maçı oynayarak topun bir o kale, bir bu kalede durduğu ve seyir zevkinin yüksek olduğu bir karşılaşmaydı. Hanelerine uygulamada 1 puan, gönüllerde 3'er puan yazıldı.
Beşiktaş Favori Çıktı Ama...
Özellikle nispeten kısır geçen ilk yarıda Beşiktaş rakibinin durumundan dolayı maçta favori olduğunu biraz daha hissettirdi. Daha fazla rakip kaleyi yoklamaya çalışan Beşiktaş rakibinin net bir komutanı olmayışını iyi değerlendiremedi ve ilk yarıda bir gol bulamadı. Son 5 haftadır önemli takımlara karşı iyi galibiyetler alan Beşiktaş bu kez biraz daha rakibini tartarak hareket etti. Bu temkinli yaklaşımı rakibe de gol fırsatlarına izin vermedi lakin kendisi de çok net pozisyonlar bulamadı.
İkinci yarıda ilk yarının tam aksine bir Trabzonspor vardı sahada ki 1 puan aldığı için çokta üzülmeyen bir Beşiktaş olmuştur maç sonunda... Devre arasında Trabzonspor tarafı ne konuştu bilinmez ama Karadeniz'de nasıl bir fırtına olabileceğini İstanbul ekibine gösterdi. Çizgiden çıkan toplar ile net pozisyonlar karşısında disipliner Beşiktaş savunması ve Kaleci Mert Günok tebrikleri sonuna kadar hak ediyor.
Sen Neymişsin Be Fırtına!
İlk yarıda daha soluk, daha çekingen, daha kapanık ve taktiğinin ne olduğu bilinmeyen bir Trabzon vardı. Taraftarın bu maçı önemseme seviyesi ve itici gücüyle ilk yarıda dökülen Trabzon takımı ikinci yarıda adeta Karadeniz'in dalgalı suları gibi hareketlendi. Hem savunması hemde hücum yönüyle Beşiktaş'ı da titreten bir oyun oynayan Trabzonspor takımı... Bu tarz maçlarda favori olamayacağını bir kez daha ispatladı ve son haftalarda alınan kötü sonuçlardan sonra bu oyun ile taraftarının da gönlünü aldı diye düşünüyorum.
Trabzonspor takımı kadro anlamında kaliteli oyunculardan kurulu bir yapıya sahip. Sadece doğru planlama ve organizasyon yapısındaki akılcılık ön planda tutulursa bu futbol şehrinin takımının senelik başarıları değil daimi başarıları olması kaçınılmaz olacaktır.