Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür HABER - Türkiye'nin Online Haber Platformu

Hür Haber, Türkiye ve dünyadan önemli olan Son dakika, Güncel, Teknoloji, Magazin ve Siyaset haberlerini okuyabilirsiniz.

SON DAKİKA
Sol Ok
Sağ Ok
Menü
Ara
Facebook Twitter
ANASAYFAGÜNDEMSİYASETSPOREKONOMİ SEYAHAT TEKNOLOJİ YAZARLAR FOTO VİDEO

Hamdi Tellioğlu

Kanlı resimler ressamı

Facebook Twitter Linkedin WhatsApp Tumblr Yazdır Büyüt Küçült

Tepede beyaz bir saray,
Sarayda soytarı bir kral.
Kara haber onun işi sıra kimde?
Kanlı resimler ressamı,
Sergide insan mezarı.
Satılık olan karanlıktır çerçevede...

Varsa hakkımız helal olsun... Yattığın yer nur olsun Barış Akarsu...

Barış'ı henüz 28 yaşındayken, 4 Temmuz 2007'de Bodrum'da bir trafik kazasında kaybettik.

Tam 17 yıl olmuş... Yukardaki dizeleri de bizlere bırakıp gitmişti Barış... 17 yılda başka gidenler de oldu... Gidenlerin yerine gelenlerde...

Barış'ın dizelerinde bahsettiği "Kanlı Resimler Ressamı" ise hiç gitmedi... O hep Ortadoğu'da yeni resimler çiziyor, daha kanlı, daha paramparça tablolar çıkarıyordu...


Kim miydi o ressam? Tabi ki Siyonist İsrail...

İsrail çok uzun yıllar kimliksiz, vatansız, bayraksız biriydi. Avrupa'da, Rusya'da ve dünya'nın hemen her yerinde baskı ve zulüm altında yaşamıştı. Ölümle defalarca burun buruna gelmiş, ailesinin bir çok ferdini de kurban vermişti... Kaçmayı başaranlar da olmuştu ailesinden... Ölümden, zulümden kurtulmuştu onlar...

Nereye mi kaçtılar?

Elbette Osmanlı Devletine... Yani Devlet-i Aliyye'ye... Osmanlı şefkatli, halden anlayan, dininden, dilinden, renginden ötürü kimseyi sınıflandırmaz, tebaası'nın her birini kültürel zenginliğinin bir kıymeti olarak bilirdi...İsrail'in bu aile fertleri dilediklerince ticaret yapabiliyor mülk edinebiliyordu. Ticari kabiliyetlerini iyi kullanan İsrail'in ailesi yine de geçmiş korkularından dolayı kazandıkları paraları elden çıkarmıyor, ne olur ne olmaz diye biriktirmeyi kendilerine güvence sayıyordu... Aile giderek zenginleşince güç sahibi de olmaya başladı... İsrail de bu zenginliğin artık bir saygınlığı olduğunun farkındaydı...Tam bir hayalperest olan İsrail, o hayallerin en büyüğüne tutundu... Sürekli ailesi ile haberleşen Ressam İsrail hayalindeki tabloyu onlara anlatıyor, gün geçtikçe her birini ikna ediyor, onların desteğini alıyordu. Ve bu hayalin tüm aile tarafından benimsenecek bir adı da olmuştu... Ressam İsrail'in hayalini kurduğu tablonun adı Arz-ı Mev'uddu. Artık sadece İsrail değil, ailenin tüm fertleri bu hayale ulaşmayı arzu ediyor, asırlardır çekilen çilelerin sonunda ortak bir hayali gerçekleştirebilmeyi istiyordu... Hayalde ki tabloyu çizmek en büyük amaçları olmaya başladı... İsrail ve ailesi Osmanlı'da ve dünyanın dört bir yanında çalışıp biriktirdiği serveti şimdi büyük güçlerin desteğini almak üzere kullanıyordu.. İngiltere ve Rusya o dönemin ciddi güç unsurlarıydı... İngiltere kraliçesi, İsrail'in hayaline yeşil ışık yakmış artık o da bu hayale ortak olmuştu...

Bu tablo çizilmeliydi hemde öyle bir yere çizilmeliydi ki, hem İngiltere memnun olmalıydı hemde İsrail ve ailesi bunun için herşeyi feda edebilmeliydi... Öyle de oldu... Ev Kudüs, tablo Ortadoğuydu...

Birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı derken Osmanlı'nın elinden çıkan Kudüs, İngiltere, ABD desteği ve NAZİ Soykırımı gibi bir çok sebeple İsrail'in evi olmuş tüm aile akın akın bu eve gelmiş yerleşmişti... Fakat bir sorun vardı ki gelip yerleştikleri bu ev müslümanlara aitti... İngiltere, ABD ve Avrupa'da büyük abileri olan İsrail buna aldırış etmedi...

ABD ise parayı elde tutan İsrail'in abilerine muhtaçtı... İsrail'i öz kardeşi ilan etmişti. Başka türlüsü işine de gelmezdi... Çünkü tablo değerlendikçe değerlenmiş, mutlaka bal tutan parmağını yalardı...

Bu desteğe sırtını dayayan Ressam İsrail tuvali önüne koymuş, fırçayı eline almıştı...

Filistin'i mahalle mahalle baskı, korku açlık, istikrarsızlık üzere çizen Ressam, gün geçtikçe müslümanları dövülen, kaçırılan, öldürülen, insanlar olarak resmetmeye başlamıştı...

Müslümanlar tabi böyle resim mi çizilir? diyerek "Dünya Görsel Sanatlar Birliğine" konuyu taşıyıp tüm dünyanın ortak bir karar vermesini istediler... Tabi karar verildi... 1948'de herkesin tabloda mahallesi, evi belirlendi... Müslümanlara da İsrail ve ailesine de kavgasız, kansız birer kare düştü tablodan...

Tabi bu eve geri dönene kadar sürdü...
İsrail hayaline ket vuran bu kararı beğenmemiş artık daha büyük vahşetleri çizer hale gelmişti... Bütün müslümanları bebek, çocuk, yaşlı, kadın demeden kanlar içerisinde çiziyor, ölümleri her girdiği mahallede daha kanlı hale getiriyordu. Tablo şekil aldıkça müslümanlar ya evini barkını bırakıp giderken ya da çoluk çocuk aç, susuz, paramparça görünüyordu... Bu tablo ikaz edildikçe daha cinnet halini alıyor, görüntü bir insanın göremeye dayanamayacağı kıyamete benziyordu... Saddam Hüseyin diye biri çıkıyor sonra... Sevmiyor bu tabloyu ve sürekli müdahale ediyor... Baskılara dayanamayan ve rahatsız olan İsrail ABD'de olan abilerini arayıp, bir sürü dert yakınıp ağlıyor, sürekli halinden şikayet ediyordu... Abileri de zengin mi zengin, kardeşine de hayaline de sımsıkı bağlıydı...

Her defasında gidiyorlar "Tepe de ki o BEYAZ SARAY'a"
Karşılıyor onları "SOYTARI BİR KRAL..."
"KARA HABER O SOYTARI KRALIN İŞİ...
SIRA KİMDE? "

Kara haber veriliyor... Saddam Hüseyin'in Nükleer Silahları var deniyor... Yani sıra IRAK'a geliyor...

Irak ABD tarafından işgal edilip, Saddam Hüseyin idam ediliyor... Irak'ta hazırda bekleyen ABD, İsrail'e tabloyu çiz diyor... İsrail Filistin'in tamamına siyonist devleti, Gazze'ye ölümü, ABD'ye petrolü çiziyor...

En radikal duruş ortadan kalkmış, müslümanlar derin sessizlik içerisinde aman "BİZİ DE ÇİZMESİNLER" diyerek kafalarını çölün kavurucu kumlarına gömüyor...

"KANLI RESİMLER RESSAMI" da bu sırada Golan Tepelerine çoktan el koyuyor, Lübnan'ı da 2 kez işgale girişiyor... Son fırça darbesiyle de Beyrut patlaması diye adlandırdığı koca bir patlayan devleti resmediyor...

SOYTARI KRAL da boş durmayıp Suriye'yi parçalarına ayırıyor, PKK gibi, YPG gibi ikiz teröristlerini Irak ve Suriye de bakıp büyütüp yetiştiritor...

Obama ve Hillary Clinton gayrimeşru ilişkilerinden doğan çocukları IŞİD'i Ortadoğuya gönderiyor. YPG ve PKK'yı SDG diye kamufle eden ABD, IŞİD'i orada sözde öldürüyor...

Tablo yıllar geçtikçe kan, ceset, ihanet, cinnet haliyle dolmuştu...

Geriye "SATILIK OLANLAR KALMIŞTI..."

(Kral Abdullah, Hamaney, Suud Ailesi, Hizbullah, Dürzi Liderler)

Evet "SATILIK OLAN KARANLIKTIR ÇERÇEVEDE"

Onlar hep karanlık bir gölge, varla yok arasındaydı...


Şimdi siz söyleyin...

Bu hikaye

Şarkının Hikayesi Mi? Ortadoğunun Hikayesi Mi?


Haa bu arada... Gerçekten bir sanatçı kaybetmişiz...
Mekanın cennet olsun Barış Akarsu...

Özlem ve Rahmetle...

  YORUM YAP / YORUM OKU
HAMDİ TELLİOĞLU DİĞER YAZILARI
Hurhaber.com'da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hür Haber sorumlu tutulamaz.

ANASAYFA | GÜNÜN HABERLERİ | KÜNYE | REKLAM | RSS