Kanal İstanbul'un yapılıp yapılmaması ile ilgili tartışmaların üzerine benzin dökülmüş gibi alevlendi. Ülkemizde yapılması planlanan her yatırım öncesi bu ve buna benzer tartışmalar başlar ve bir muhalefet bloğu oluşur ki, bu Türk siyasetinin acı gerçeği, uzlaşıdan, milli çıkar ve politikalardan uzak çirkin ve görünmeyen gizli yüzüdür.
Bu tartışmalar sadece bugün yaşanmıyor. Yaşını başını almış insanlar, geçmişte de İstanbul Boğaz Köprüsü yapılacağı zaman yaşanan tartışmaları hatırlarlar. O zamanda Boğaz Köprüsüne üzerinden zengin çocukları ile ABD'liler geçecekler gibi gülünç gerekçeler ile karşı çıkılmıştı.
Şayet o zaman yapımına karşı çıkıldığı için boğaz köprüleri yapılmasaydı, bugün köprülerin olmadığı bir İstanbul'u ve ulaşımının nasıl kilitleneceğini düşünmek insanın içini karartıyor.
Yapılacak her baraja ve gölete başlarken " Kurbağalara göl olur." diye karşı çıkılır, bitirilmesine yakın da İnönü'nün veya Ecevit'in projesi idi diye sahip çıkılması adet olmuştu.Bu nedenle de Demirel bu iki yüzlülüğe dayanamadığı için " GAP bizatihi benim projemdir, GAP'ı gabtırmam" çıkışı hala hafızalardadır.
Kanal İstanbul'un yapılmasını istemeyenlerin de bugün aynı gayretkeşliğin içinde mazeret üretme gayretinde olduğunu görüyoruz.
Dünya üzerinde, Cebelitarık, Panama ve Süveyş kanalları yapılmış ve şu anda faaliyette iken, İstanbul Kanalının yapılmasına neden bu kadar karşı çıkılıyor anlamak mümkün değil. Ancak peşin hükümlü olmamak için bekleyelim, her iki tarafında olumlu, olumsuz eleştirilerini, görüşlerini dinleyelim. Böylece fikir sahibi olduktan sonra kanaat sahibi de oluruz.
Tecrübelerim ve şimdiye kadar yaşadıklarım, Kanal İstanbul'un yapılması ile ilgili bundan sonra ortaya çıkabilecek muhtemel senaryo :
Kanal İstanbul'u yaptırmayız, kazma vurursun vuramazsın, diye başlayan tartışmalardan sonra ikinci aşama devreye çevreciler girecek, doğayı kirletecek, ağaçlar kesilecek, yapraklar dökülecek, İstanbul halkı Haliçte balık tutamayacak, su kaynakları, kuşların kanatları, bu bir rant projesi, İstanbul yabancılara parsel parsel satıldı. Bu bir Amerikan projesi... söylemlerini duyacağız...
İnşaat başlayınca....
İnşaat yandaşlara peşkeş çekildi. İnşaatta can güvenliği yok. İnşaatta kullanılan betonlar sağlam değil, zemin eğimli, dozerin kepçesi yamuk, Suriyeli kaçak işçi çalıştırılıyor, üç milyon işçi öldü, cesetleri inşaatın temeline gömüldü.
İnşaat bitmesine yakın da...
Kanal İstanbul Bülent Ecevit'in projesi idi. Kanalın adı "Atatürk Kanalı" olsun.
Kanal bitikten sonrada
Kanal yamuk oldu, kanal su kaçırıyor. Panama kanalı daha büyük, Süveyş kanalı daha geniş.
Sonrasında da hem söverler, hem de köprüden geçtikleri gibi tükürdüklerini yalayıp hiçbir şey olmamış gibi geçerler...
Taşradaki muhalefet biraz daha tutarlıdır. Karşı çıktığı veya muhalif olduğu iktidarın yaptığı köprüden geçilmez....
Çanakkale'nin peyniri ile meşhur Ezine ilçesinde bugünkü adı Güllüce eski ismi Mormat olan, köyün adı ile anlatılan "Mormat Köprüsü" hikayesi var ki, muhalefet edeceksen böyle yapacaksın dedirtecek türden...
1950 yıllardaki seçimlerin arifesinde Ezine pazarına giden köylüler, seçimlerini kimin kazanacağını köyde kimin kime oy vereceği ile ilgili kendi aralarında konuşurlar. Bunlardan birisi, "Köydeki herkesin hangi partiye oy vereceği belli ama şu önümüzde gidenlerin kime oy vereceklerini anlayamadım"der.
Sözün muhatabı: Az sabret biraz sonra Mormat köprüsüne vardığımızda kim kime oy vereceği orada belli olur diye cevap verir. Önde konuşulanlardan habersiz kendi halinde pazara giden ve kime oy verecekleri kestirilemeyen köylüler köprüye vardıkları zaman başlarlar soyunmaya, soyunduktan sonra da köprüden değil de yarı bellerine kadar gelen suyun içinden karşıya geçerler... Karşıya geçtikten sonrada kurulanıp giyinirler.
Köylü soruyu soran meraklı arkadaşına döner: "Şimdi anladın mı? Seninkiler hangi partiye oy vereceklerini" diye sorar.
Mormat köprüsünü Demokrat Parti yaptığı için, CHP'liler bu köprüden geçmezler, suyun içinden karşıya geçerlermiş. Demokrat Partililerde köprüden geçtikleri için bölgede kimin kime oy vereceğini böylece anlarlarmış.
Bu olay bölgede yaygın bir şekilde anlatılır. Benzer konularda da " Ak döt, kara döt Mormat Köprüsünde belli olur." diye yörenin meşhur tabiri kullanılır.