Dünya çapında yaygınlaşan kadına şiddet sloganları gün geçtikçe artmaktadır. Aslında dünyanın varoluşundan bu yana kadınlar şiddete maruz kalmıştır. Cahiliye Dönemi'nde kadınların köle olarak satılması, kız çocuklarının diri diri gömülmesi ve bazı Batı toplumlarında doğan kız çocukları cadı olarak görülüp yakılması insanlık tarihinin en utanç tablosudur. Doğu toplumunda Hz. Ömer dönemine kadar bu utanç verici tablo geçerliliğini sürdürmüştür. Ülkemizde kadına şiddet ve baskı Batı toplumuna göre daha çok görülüyor. Sanmayın ki kadına şiddet sadece fiziksel bir durum olduğunu, kadınların maruz kaldığı şiddet çeşitlerinin bir kaçına bakalım;

● Psikolojik şiddet

- Kadını herhangi bir işi yapamaz, beceriksiz ve küçük görmek
- Kişiliğine ve fikirlerine saygı duymamak
- Ona karşı kaba davranmak
- Bağırma, surat asma, sürekli emir verme
- Davranışlarını ve yaptıklarını baskıyla kontrol etme
- Sosyal hayatındaki fırsatlarına engel olma vb.

● Cinsel şiddet

- Cinselliğin kadına yönelik bir tehdit, yaptırım ve kontrol etme aracı olarak kullanılması
- Kadının istemediği şekilde cinsel ilişkiye zorlaması
- Tecavüz edip hürriyetinden yoksun bırakmak
- Sosyal medya veya herhangi bir iletişim aracıyla cinsel içerikli davranışlara maruz kalma
- Cinsellik olgunluğa erişmeden küçük yaşta evlendirilmesi

● Sözel şiddet

- Onur kırıcı, küfürlü veya kaba şekilde konuşma
- Şahsına saygı duymamak
- Alay etmek
- İstenmedik bir lakap takma

● Ekonomik şiddet

- Çalışmayan kadını cebine mecbur bırakmak
- Çalışmasına izin vermeme
- İhtiyaçlarını karşılamama

● Toplumsal şiddet

- " Sen kadınsın, karışma! " ayrımcı ve küçümseyici cümlesinin kullanılması
- Erkeğin egemen olduğu bir toplumsal baskı
- Gelenek görenek baskısı
- Kültürel farklılıklar
- Kadın onu yapamaz bunu yapamaz vb.

Kadına yönelik şiddete neden olabilecek faktörler hem genel hem de özel nedenleri vardır. Önce genel nedenlerine biraz değineyim;

- Erkek şiddet uygulayınca toplumda mazur görülmemesi
- Kadını döven kendini güçlü ve otoriter biri olarak görülmesi kültürel inanışların olması
- Eğitimsizlik
- Alkol, kumar veya herhangi sentetik madde bağımlısı olup kadını dövmek
- Ailevi ve ekonomik sorunları yaşandığı geçimsizlik
- Yeşil Çam filmlerinde maço erkek rolünün yüceltilmesi ( kadını tokatlamak, umursamamak vb.)
- Ayet ve hadisleri yanlış yorumlayarak kadının dövülmesi dinice helalmış gibi gösterilmesi
- Erkek egemen topluluklarında güç gösterisi vb.

Bireysel düzeydeki şiddetin nedenlerinden bazıları;

- Eğitimsizlik
- Yalan üzerine kurulmuş ilişki
- Tutarsızlık
- Fizyolojik ve psikolojik sorunlar
- Madde bağımlılığı
- Birbirini anlamama
- Çevre ile uyum becerisinden yoksun olmak
- Yeterince kendini ifade edememe
- Özgüven eksikliği
- Sosyolojiden kaçmak vb.

Şiddet Kadın psikolojisini nasıl etkiliyor?

- Suçluluk
- Yalnızlık
- Saldırganlık
- Korku
- Çaresizlik
- Kendine güvensizlik, gerginlik ve huzursuzluk
- Stres bozukluğu
- Alkol madde bağımlılığı, depresyon gibi bir çok psikiyatrik rahatsızlık
- Kendine zarar verme vb.

Öncelikle şunu söylemeliyim; " Etki tepkiyi doğurur." yani şiddetin hiçbir zaman çözüm olmadığını unutmamak gerekir. Bu şiddetin önlenmesi ancak devlet eliyle olur. Devlet kadın şiddetine dur demelidir. Şiddete karşı caydırıcı cezalar ve koruyucu bir politika uygulamalıdır. Bu konuda tüm bireylere aileye destek adı altında psikolojik eğitim desteği verilmelidir.

Atalarımız boşuna dememişler;

" Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır."

Kadınlarımıza neden tatlı ve anlayış diliyle yaklaşmıyoruz acaba?
Kadına şiddet demek bir yuvayı ateşe vermek demektir. Çünkü kadın;
- Yuvayı yapandır
- Bir çocuğun sığındığı son limandır
- Bir yiğidi dokuz ay boyunca karnında taşıyan tek varlıktır
- Kocası için saçını süpürge eden tek kişidir
- Varlıkların en naziklisidir
-.............
Çünkü o, hz. Muhammed'in annesidir.

● " Cennet annelerin ayakları altındadır.”

Bu kadar eşi ve benzeri olmayan bir varlığa neden şiddet uygulanıyor?

Muhterem şahsınıza selam ve saygılarımla.

Kenan KERİMOĞLU