Kadın... Her gün mutlaka bir kaç kadını haberlerde izliyoruz. Ya eski eşi tarafından öldürülmüş bir kadını, ya eve gelen tesisatçı tarafından taciz edilmiş bir kadını, ya okuldan eve dönmek için bindiği minibüste tecavüze uğramış bir kadını yada babası tarafından cinsel saldırıya uğramış bir kız çocuğunu...

Her gün okuduğumuz felaket haberleri yüzünden çocuk yapmaya korkar olduk hele de kız çocuğumuzun olacağını duyunca tedirginlik iki katına çıkıyor ve bunun sonucunda kız çocuklarının aileleri tarafından gördükleri baskı artıyor. Babaları kapının önüne bile çıkmalarını yasaklıyor, abileri istedikleri kıyafeti giymelerini yasaklıyor, sosyal medyada olmalarına izin verilmiyor. Ailelerin kızlarını korumak için uyguladıkları yöntem de doğal olarak başka bir sonucu doğuruyor; kadın erkek eşitsizliği. Erkek çocuklar daha özgür yaşarken kadınlar önce ailelerinden sonra eşlerinden hayat boyu kısıtlamaya maruz kalıyor ve sonucunda eşitsizlik ortaya çıkıyor.

Bir tarafta kızlarını korumak isteyen aileler sonuna kadar haklıyken diğer taraftan özgürce yaşama haklarını isteyen kadınlar da sonuna kadar haklılar. Aslında hiç bir şey kendiliğinden ortaya çıkmıyor her şey neden-sonuç ilişkisi içinde gerçekleşiyor fakat kısır döngüde olduğumuz için bir neticeye varamıyoruz. Eşitlik isteyen kadınlar, dışarıdaki kötülükler, kadınlarını kötülüklerden korumak isteyen aileler. Bu kısır döngü sürekli dönüp duruyor. Bu bakımdan ötürü en güzel çözüm; kötüleri cezalandırması gereken devlet, kadınların haklarını bilmesi gereken aileler ve kendilerini korumak isteyen ailelerine anlayış göstermesi gereken kadınların el ele vererek bu problemi çözmesi gerektiği inancındayım.

Herkese sağlıklı huzurlu bir yaşam dilerim..