Sınava 1 gün kala dersini çalışan ile kitabın kapağını hiç açmamış "ben zaten biliyorum" edasında geçinen iki öğrencinin bire bir mücadelesini izledik dün akşam. Tabi ki dersini çalışan alnı ak, sırtı pek, başı dik yoluna devam ederken rakibinin suratı "buruk" kaldı.
Akılcı Futbol Kazandırdı!
Daha önceki yazımda modern futbolun bir ürünü olan geçiş oyunundan bahsetmiştim. Bakınız: Geçiş oyunu dün gece Galatasaray'a 3-0'lık net galibiyet getirdi. Topla oynama %63'e %37 olmasına rağmen Galatasaray'ın 8, Fenerbahçe'nin 4 isabetli şutu vardı. Topa sahip olmayı düşünmek yerine akıllıca bir strateji ile coşku dolu 50 bin kişi karşısında bile net bir galibiyet alabiliyorsunuz.
Her şey çok güzel planlanmış. Fenerbahçe'nin ve bilhassa Jesus'un zaafları iyi analiz edilmiş. Sadece hocası ve futbolcusu ile değil tüm Galatasaray teknik ekibini tebrik etmek lazım. Önde pres yapmaya alışan Fenerbahçe takımının savunma arkasına atılan toplarda çaresiz kalacağını bildiklerinden bunu iyi kullanan bir Galatasaray takımı vardı. Fenerbahçe'yi kendi sahasında kabul ederek kazanılan topu rakip savunma arkasına gönderdiler ve çok iyi bir geçiş oyunu ile 3-0'lık net bir galibiyeti hak ettiler.
Mağlubiyet Önce Jesus'a Yazar!
Hocam geldiğinden beri Fenerbahçe'de çok devir açtı ama bu ve buna benzer maçlarda da bazı defoları ortaya çıkıyor. İçerde oynanan Rennes maçı ile birlikte Galatasaray maçını Jesus'un tekrar izleyip şapkasını önüne koyması gerekiyor.
Sürekli kadronda revizyonlar yapıp başarı sağladın ama oyun mantalitesini hiç değiştirmedin, İstanbulspor'a karşı da Galatasaray takımına karşı da aynı oyun anlayışı ile oynarsan rakibin usta ayakları cezayı keser. Fenerbahçe yarı sahası Kuzey Marmara otoyolu gibi hızlı hızlı akıyorsa birilerinin bunu düşünmesi ve çare bulması gerekiyor.
Tek bir maçla şampiyonluk tayin edilmeyecek elbet ama Jesus özellikle büyük maçlarda bakış açısını biraz değiştirmez ise sezon sonunda daha "BURUK" bir görüntüsü kameralara yansıyacaktır.