30.10.2020 tarihinde İzmir'de meydana gelen deprem hepimizin içini yaktı, canımızı acıttı. Maalesef 107 insanımız deprem sonrasında çürük olduğu için yıkılan binaların altında can verdi, birçok insanımız da yaralandı.
Günlerce göçük altında kalanların kurtarılmasını ümit, korku ve hüzün içinde izliyoruz. Kurtarılan her canımıza seviniyor, kaybettiğimiz her canımıza da üzülüyoruz. 91 saat sonra göçük altından kurtarılan 4 yaşındaki Ayda bebek bütün ülkeyi sevindirdi, duygusal anlar yaşattı.
Enkazdan kurtarıldığı zaman kurtarma ekibindeki görevlinin sevgi ile sarılması, Ayda bebeğin köfte ve ayran istiyorum dediğini duyanların ellerinde köfte-ayran poşetleri ile koşuşturmaları görülmeye değer davranışlardı.
Devlet; Sivil Toplum Kuruluşları, İzmir BBB depremin ilk saatlerinde kusursuz bir şekilde koordine olmuş vaziyette İzmir'deydi. Depremde yıkılan binalara hemen müdahale edildi, arama kurtarma işlemlerine vakit geçirmeden başlanıldı. Kızılay, Diyanet ve İHH aş evlerini kurdular, İzmirlilerin hizmetine sundular. Devlet, millet ile el birlik içinde maddi ve manevi depremin yaralarını kavgasız, gürültüsüz, çağrıldım çağrılmadım tartışması olmadan sarma gayreti içinde görmek, gerçekten çok güzel ve özlenen bir tablo idi.
Buna rağmen, milletin can derdine düştüğü, varı yoğu depremde yıkılan binalarda kaldığı için kuru canını ile sokağa çıkmış çaresiz insanların acıları ile dalga geçercesine Elazığ depreminde olduğu gibi insanlıktan nasibini alamamış, aklı ve kalbi nefret dolu, fitne fücur güruhu yalan yanlış haber, düzmece bilgiler ve sahte hesaplar ile toplumda karamsarlık havası yaratmak ve kaos çıkarmak için gayretkeşlik içine giriştiklerine şahit olduk.
Ciğeri beş para etmez, insanlıktan nasibini alamamış insan müsveddeleri büyük bir yaygara ile sosyal medya hesaplarında, mütedeyyin insan profili görüntüsü verebilmek adına başörtülü fotoğraf ile düzmece Asena Türk, Merve... Vb. isimlerle açılmış çakma hesaplar ile toplumu kutuplaştırmaya ve kaos çıkarmaya yönelik paylaşımları utanmadan sıkılmadan servis etmeye başladılar.
Çok küçük bir araştırma ile çakma olduğuna şüphe olmayan bu sahte hesaplardaki paylaşımlar üzerine kelli felli, gazete ve gazeteciler çakma paylaşımlar üzerinden haber üretti ve köşe yazısı yazdılar. Ağızlarını köpürterek, sövdüler saydılar...
Emniyetin sıkı takibi sonucu Asena Türk, adında başörtülü bayan profili ile alçakça paylaşım yapan kişinin erkek olduğu birçok çakma hesaplar ile benzer paylaşımlar yaptığı anlaşıldı.
Yalan haber ve paylaşımı kaynak olarak gösteren ve kendi duvarlarında paylaşıp, fırsat bu fırsat deyip, din, iman, diyanet, kitap Kur'an adına bütün kutsallara ağız dolusu saldıranlar, hesabın çakma olduğunu bayan adı ile paylaşım yapan sahtekârın erkek olduğunu görmezden gelip, “Yobaz yakalandı.”Diye paylaşım yapmaktan geri kalmadılar...
Bir sahtekâr çakma hesap ile erkek olduğu halde bayan profili ile paylaşım yapıyor, bir başkası da bunu bile bile gazetesin de yayınlıyor, köşesinde gündem yapıyor, bir başkası da sosyal medyasında gerçekmiş gibi paylaşıyor... Sahte olduğu anlaşılınca da “Yobaz yakalandı” diye duyuruyorlar.
Bu ve buna benzer paylaşımlara yeri ve zamanı değil demeden her felaket sonrasında yarasa gibi ortaya çıkıp, sahte paylaşımlar ile halkı galeyana getirip, toplumda kaos yaratmak adına her türlü pis kumpası kuranların gerçek yüzlerinin deşifre olması ve halkın bunu görmesi adına her fırsatta bu gerçekleri ortaya çıkarmak ve deşifre etmek için gayret içinde olmalıyız.
Ki halk düzmece haber yapan sahtekârların gerçek yüzlerini görsün, art niyetlerini anlasın...