İstanbul Sözleşmesi cumhurbaşkanı kararıyla artık tamamen iptal edildi. Bu sözleşme bir süredir siyasetin ve kamuoyunun gündeminde olduğu için defalarca kez okudum. Ne işe yaradığını, neden kaldırıldığını, niçin karşıt görüşler olduğunu araştırdım durdum. Aslında sözleşmenin temelinde kadınları ve çocukları korumak yatıyor fakat sözleşme kaldırılınca kamuoyunda yansıtıldığı gibi kadınlar ve çocuklar korumasız kalmıyor. Zaten aynı koruyucu kanunlar bizim kendi anayasamızda da mevcut. Bizim kanunlarımızda da kadına fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet göstermek suçtur. Aynı şekilde çocuğa yapılacak her türlü istismarında ağır cezaları bulunmaktadır ama bu sözleşmenin asıl tartışma yaratan konusu eş cinselliği de legal haline getirmesidir. Yani bir nevi bu sözleşme eş cinsellerin Türkiye'de resmi evlilik yapabilmelerinin yolunu açıyordu. Tabi bunu bilen eş cinseller bu sözleşmeyi adeta kendilerine kalkan ediniyorlardı. Doğal olarak da bu sözleşmeyi en çok onlar savundukları gibi sözleşmenin feshedilmemesi içinde kadınların ve çocukların artık korunmayacağı mübalağasını yapıyorlar. Cumhurbaşkanlığı ise bu sözleşmenin Türk aile yapısına uymayıp, gençleri yanlış özendirdiği gerekçesiyle feshetti.
Bu sözleşmenin varlığının yada yokluğunun doğru olduğunu savunan biri değilim. Her insana her canlıya hatta her nesneye bile sonsuz saygı duyuyorum ve yapılan her icraatın ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.