Aylardır Ankara-Mardin hattında derin bir problem yaşanıyor. 800 bin nüfusla Mardin'in birçok bölgesine elektrik verilmiyor. Doğal olarak binlerce ev karanlığa gömüldüğü gibi tarım açısından Türkiye'nin en verimli topraklarının bulunduğu Kızıltepe Ovası da suyla buluşamıyor.
Peki, ne oldu da Mardin'de bir süredir bir türlü çözülemeyen böyle bir sorun yaşanıyor?
İşin iki önemli boyutu var. Birincisi bölgede geçmişe dayalı ciddi boyutlarda biriken bir elektrik borç stoku var... İkincisi devlet, elektrik dağıtım işini özel sektöre ihale ettiği için özel sektör o birikmiş borçları bir an önce tahsil etmek istiyor. Görünen borç 1.5 milyar ancak bunun yarısı da devlete ait. Durum biraz karmaşık anlayacağınız.
Özel sektör, alamadığı borçları elektriği keserek almaya çalışıyor. Bu durumda da borcunu ödeyen, ödemeyen herkesin elektriği kesiliyor. İşin bir de tarımsal üretim boyutu var ki içler acısı... Çiftçi borçlu olduğunu biliyor ama borcunu ödeyecek gücü yok. Ancak elektriğe de ihtiyacı var. Dahası o elektrik verilmemesi Türkiye'nin tarımsal üretimini sekteye uğratıyor. Tam bir paradoks yaşanıyor.
Bu paradoksu aşmak için geçtiğimiz günlerde AK Parti MKYK Üyesi, eski Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, önemli bir girişimde bulundu. Önce MKYK toplantısında Mardin'de yaşanan sorunu sözlü olarak bizzat Başkan Erdoğan'a iletti, sonra da çıkmaza giren sorunu özetleyen bir metin verdi
Miroğlu o metinde şöyle diyordu:
"Sayın Cumhurbaşkanım, enerji problemlerinden ve bu alandaki yatırım eksikliğinden kaynaklı, sulama ve konut elektrik hatlarının ortak olması sonucu, 800 bin nüfuslu Mardin'in yaklaşık yarısına, iki ayı aşkın bir zamandır düzenli olarak su ve elektrik verilemiyor."
Olayın bu noktaya gelmesi, sorunu çözmediği gibi daha karmaşık hale getirmiş. İş öyle bir noktaya varmış ki, elektrik dağıtım şirketi bile mahallelere ancak Jandarma eşliğinde girebiliyor. Belki vatandaşın yaşadığı bu sıkıntılar bir biçimde atlatılabilir ama Mardin'de yaşanan elektrik krizinin tarımda yol açtığı kalıcı zararı gidermek hiç de kolay görünmüyor. Elektrik verilemediği için binlerce dönüm arazi sulanamıyor ve topraktan ikinci ürün almak hayal oluyor.
Miroğlu, mektubunda asıl bu tehlikeye dikkat çekiyor:
"Kızıltepe Ovası, malumunuz ülkemizin beşinci büyük ovası.
Üretim kapasitesi açısından, GAP sulama projeleri bittiğinde bir buçuk Çukurova demek.
Bugün, yaklaşık bir milyon 200 bin dekar toprağın, 'elektrik verilir, sorun çözülür' umuduyla ancak yüzde 30'una ikinci ürün olarak mısır ekilebilmiş durumda. Ovaya elektrik verilemezse, ekilen ürün tarlada yanacak ve binlerce dönüm arazi ekilemeyecek."
Gördüğünüz gibi geçmişe yönelik birikmiş böyle bir sıkıntı var ve bugün Türkiye'nin en verimli topraklarında binlerce dönüm arazi üretim dışı kalabiliyor.
Peki, çözüm ne?
Miroğlu, hem Tarım ve Enerji Bakanı'yla hem de iki bakanlığın bürokrasisiyle görüştüklerini ama sorunun aşılamadığını söylüyor.
Bu yüzden de Miroğlu, Mardinliler adına bu çıkmazdan çıkış için Başkan Erdoğan'ın "Talimatları"nın beklendiğini söylüyor.
Miroğlu son sözü Mardin'in de içinde yer aldığı GAP projesi için söylüyor
"GAP'a ayrılan ödenek yetersiz. Tensip buyurmanız ve gerekli ödeneklerin ayrılması halinde Milli Projemiz olan GAP'ın 2023'te ve Cumhuriyetimizin yüzüncü kuruluş yıldönümünde bitirilmesi yoluyla soruna kesin çözüm sağlamak mümkün olacaktır."