Mark Twain, olarak bildiğimiz Samuel Langhorne Clemens'n çok güzel bir tanımlaması var; “Benim, ne ırk önyargım var, ne sınıf, ne de din. Tek umursadığım kişinin insan olması ve bu benim için yeterli…” demiş ünlü yazar…
Ancak çok zor zanaat insan olmak…
Hele de ideolojinin beyinleri, kin ve nefretin yürekleri esir aldığı günümüzde…
Bir hain saldırıyla sarsılıyoruz, yastayız yine…
Bir bombalı araç ve bir canlı bomba birkaç saniye arayla patlatılıyor Beşiktaş'ta…
Bilanço ağır; 27'si polis, 2'si sivil 29 şehit…
17'si ameliyatta, 6'sı yoğun bakımda 166 yaralı…
Yüreklerin dayanamadığı tam bir vahşet bu!
Olayı duyunca içi sızlıyor insanın… Hele de vahşetin bilançosu ortaya çıktığında yüreği sıkışıyor, avazı çıktığı kadar gecenin karanlığına haykırmak istiyor insan!..
İnsanlıktan çıkmamış her birey duyduğunda nefretle kınıyor bu toplu cinayeti…
Dinin, dilin, ırkın üzerinde değil midir insan olmak?
Masum insanların canını alan vahşete karşı çıkmak, ölümlere üzülmek değil midir insan olmak?..
Türkiye'ye top oynamaya gelmiş adam; belki aylar sonra, belki bir iki yıl içerisinde terk edecek bu ülkeyi, ama en fark eder ki?
Duyduğunda acı haberi dayanamamış yüreği; attığı twitlerle kınamış bu vahşeti…
Duygusunu yitirmiş, insanlıktan çıkmış kimi Türkiyeliler gibi davranmamış ne de olsa!…
Adını vermeyeyim, adam ünlü bir psikiyatr. O da twit atmış bu vahşet karşısında. Şöyle demiş:
“Lan neredeyse tankla cima edecektiniz. Şu bombalı araçları neden durdurmuyorsunuz kahramanlar?”
!!!..
Gazeteci bir kadın, Beşiktaş'ta patlama demiş, bir de fotoğraf koymuş paylaşımına… Ne bir tepki, ne de bir kınama cümlesi var paylaşımında! Duygusunu ifade eden tek bir kelime, tek bir sembol dahi yok!.
Gazeteci adam da paylaşmış olayı; son yıllarda gerçekleşen benzer vahşi eylemleri sıralayıp ahkam kesip durmuş kendince!.. Onun paylaşımında ne bir tepki, ne de bir duygu ibaresi var!..
Yoksa göğüs kafesinizde bir yürek taşımıyor musunuz siz?!
Eğer gencecik bedenlerini paramparça eden bu vahşet dahi sızlatmıyorsa yüreklerinizi, neden insan kılığında dolaşıyorsunuz ki?!
Neden kendinizi insan sanıyor, neden demokrasi ve özgürlük adına ahkam kesiyorsunuz ki?!
Siz güya demokrasiyi savunuyorsunuz öyle mi?!
Eğer onlarca gencecik insanın ölümü dahi etkilemiyorsa sizi…
Onlarca can alan teröre karşı bir kelime dahi edemiyorsanız eğer…
Size yakışan demokrasi değil, ölü sevicilik ve faşizmdir!
O duygusuz yüreğiniz, soluk ve ifadesiz yüzünüzle arşınlayıp İstanbul sokaklarını, acıdan etkilenmeyen birer mahluk olarak.